Çocuk okutmak bu kadar zor olmamalı!
Yeni eğitim dönemi öncesi artan maliyetler ve okulların ihtiyaçlarının velilerin üzerine yüklenmesi aileleri zorluyor. Veliler soruyor: “Çocuk okutmanın bu kadar zor olduğu başka bir ülke var mı?”
Fotoğraf: Harun Özalp/DHA
Emine UYAR
Ali BAĞDAŞ
Özcan BALKAYA
İzmir
Artan enflasyon ve okul masraflarının velilerin üzerine yıkılması veliler açısından çocuk okutmayı giderek zorlaştırıyor. MEB’in okullara yeterli ödenek ayırmaması nedeniyle okulların ihtiyaçları da velilerden karşılanıyor. Katlanan kırtasiye masrafları, servis ücretlerinin uçması ve beslenme, eğitim masraflarının en önemli kalemi. Yeni eğitim öğretim yılı başlarken İzmir’in Bayraklı ilçesi Yamanlar Mahallesi’ndeki velilerle konuştuk. Eğitimin ekonomik yükünün arttığına dikkat çeken veliler soruyor: “Çocuk okutmanın bu kadar zor olduğu başka ülke var mı?”
‘ÇOCUĞU OKULA GÖTÜRÜRKEN HESAP YAPIYORUM’
Unlu mamulleri dükkanı işleten Derya Uygun’un tek çocuğu ilkokul 3’e gidiyor. Mahalledeki olumsuzluklardan kaynaklı çocuğunu Karşıyaka’daki bir okula vermiş. Mahalledeki okullarda sınıf mevcutlarının kalabalık olduğunu belirten Uygun “Okul çevrelerinde işsizlikten kaynaklı uyuşturucu yaygın. Eğitim öğretimin içeriği de iyi değil, öğretmenlere sevgi-saygı yok. Bir nevi kaçmaya çalışıyoruz. Ben de istemezdim ek bir ücret ödeyip ta Karşıyaka’ya çocuğumu götürmeyi. Bu eğitim sisteminin değişmesi lazım” dedi. Ekonomik krizin herkesi olumsuz etkilediğini dile getiren Uygun, çocuğunu okula götürüp getirirken bile hesap kitap yaptığını belirterek “Kartla tek biniş 7.5 TL, aktarmalı gelirsem bir buçuk alıyor toplam 8-9 TL. Minibüsle gider gelirsem 15 TL. 6 TL’nin hesabını yapıyorum. 8-9 yaşındaki çocuğum diyor ki, ‘Ben Cumhurbaşkanı olsam ekmeği 50 kuruş yaparım herkes ekmek yesin.’ Bu yaştaki çocuk bunu diyorsa ben daha ne diyeceğim” ifadelerini kullandı.
‘SERVİSE PARA VERMEMEK İÇİN YAKIN LİSEYE YAZDIRDIK’
Kuaförlük yapan Fadime Erdem de en büyük sorunun pahalılık olduğunu dile getirerek “Ne kitap alabiliyoruz ne başka ihtiyaçları karşılayabiliyoruz. Yurda bile gidemiyor çocuklar, çok pahalı. Öyle bir sistem var ki annenin babanın sigortası varsa çocuk okur deniliyor. Benim sigortam mı okutacak çocuğu? Bu insanların ne kadar geliri var diye düşünmüyorlar. 5 bin lira asgari ücret hiçbir şeye yetmiyor. Sadece üniversitedeki çocuğumun geçen yılki aylık masrafı en az 3 bin lira idi. O da kitap almadığım halde. Bu sene ev tuttuk. Nasıl altından kalkacağız bakıp göreceğiz” dedi. Erdem, liseye giden diğer çocuğunu servise vermediğini, servise vereceği parayı beslenmesi için kullansın diye en yakın okula gönderdiğini anlatarak “Bir şeyleri değiştirmemiz lazım. Çoğuz ama çoğunluk değiliz, çoğunluk olmalıyız” diye konuştu.
‘ÇOCUĞUN İSTEKLERİ, OKULUN İHTİYAÇLARI BİTMİYOR’
Mahallelilerden Güldane Kavak da küçük oğlunun meslek lisesine gittiğini, sıkıntılarının ekonomik olduğunu ifade ederek, “Yetmiyor, çocuğun istekleri, okulun ihtiyaçları bitmiyor. Beslenmeyi evden koyuyoruz, kantine bütçe yetmiyor” dedi. Büyük oğlunun ise çok mutsuz bir şekilde kargo şirketinde çalıştığını belirten Kavak, “Yazılım mezunu ama işini yapamıyor çünkü şirketlerin hepsi tecrübeli eleman istiyor. Çocuk ‘Kimse fırsat vermiyor, nerede tecrübe edineceğim’ diye soruyor haklı olarak” dedi.
3 PARÇA FORMA 560 TL
Belediye İşçisi Serdar Beyaztaş’ın iki çocuğu var, biri ilkokul 2’de, diğeri lise 3’te. Bir hafta önce okul için biri kısa kollu diğeri uzun kollu iki tişört bir de etek olmak üzere 3 parça malzemeye 560 TL verdiklerini anlatan Beyaztaş “Diğer çocuğa herhangi bir şey yapmadık. Okul açılınca oradan da diyecekler alın kıyafetlerinizi. Örneğin günlük 50 liranın altında para vermememiz lazım harçlık olarak. O da annesi evden bir şeyler yapıp götürdüğü halde ve yol parası dışında” dedi.
‘GENÇLER NASIL SPOR YAPSIN?’
Lisedeki oğlunun 7 yaşından beri futbol oynadığını, bir spor dalıyla uğraşması iyi gibi görünse de onun da zorluklarının çok fazla olduğuna dikkati çeken Beyaztaş “Okula da otobüs, vapur ve tramvay olmak üzere üç araçla ulaşıyor. Yeteneklisin ama bu yeterli gelmiyor. Biz imkan sağlamaya çalışıyoruz ama nereye kadar? Bir krampon 1500 lira. Giyeceği en kötü eldiven 800 lira. Şimdi gençler nasıl spor yapsın?” diye soruyor.
‘HER TOPLANTIDA OKULUN EKSİKLERİ GÜNDEM’
Gittikleri her veli toplantısında, ‘Okulun şusu eksik, busu eksik’ söylemiyle karşılaştıklarını belirten Beyaztaş, geçen yıl bir veli toplantısında yaşanan tartışmayı anlatıyor: “Çocuklar ailesini okulun telefonundan arayabiliyorken onu bile kısıtladılar. Müdür yardımcısı ‘Bırakın hizmetli tutmayı artık okulun telefonlarını bile çocuklarınız kullanamayacak biraz yardımda bulunun’ dedi.”
‘EĞİTİM BU DEĞİL’
Beyaztaş’ın eşi söze giriyor; “Bir de sadece para almak için okul aile birliğinin düzenlediği etkinlikler var. Kaydırakmış, pamuk şekermiş, mısır patlatmaymış, sinema etkinliği imiş sadece velilerden para almak için ‘sosyal okul’ adı altında yapıyorlar. Çocuk okula gitti 1 yıl boyunca doğru düzgün ders görmedi. Her hafta, haftada iki gün etkinlik vardı. Eğitim bu değil.”
‘KARŞI ÇIKAN VELİLER YALNIZ BIRAKILMAMALI’
Asgari ücretle çalışan insanların masrafların üstesinden gelmesinin mümkün olmadığını dile getiren Beyaztaş, “Üç parça malzeme 560 lira tutar mı, daha ayakkabı, kırtasiye malzemesi yok içinde. Devletin verdiği kitapların içinde hiçbir şey yok. Boşuna kağıt masrafı. Eğitimin içeriği çok boşaltıldı. Hademenin, güvenliğin parasını bizden istiyorlar, ‘Ödemezseniz işten çıkaracağız’ diyorlar. Devlet okullarının masrafının özel okuldan farkı yok. Bunlara ses çıkarmamız gerekli. Her sınıfta bir veli ya çıkıyor ya çıkmıyor karşı çıkan. Karşı çıkanlar yalnız bırakılıyor. Böyle olmamalı” diye konuştu.
5 KM YOLA 1200 TL İSTENDİ
Gülşah Tekin, ortaokuldaki kızı için servis araştırdığını, 5 kilometrelik yol için 1200 lira istendiğini söyleyerek “Bu kadar kısa mesafeye bu kadar ücret mantıksız, konuşacağız veliler olarak. Servisçiler odasının yayımladığı tarifeye göre bizden istenmesi gereken rakam 800 lira. 0-6 km. arası. Bizden şu an 0-20 km. arasının parasını istiyorlar. Bu sorunu çözemezsek her hafta bir veli kendi arabası ile götürecek çocukları en son böyle çözmeye çalışacağız. Bizim için 1200 lira çok ciddi bir rakam ve bu tek bir kalem daha pek çok kalem var” diyor.
‘ALENİ PARA İSTEYİP, HESAP NUMARASI VERİYORLAR’
Türkiye’den başka çocuklar okumasın diye işleri bu kadar zorlaştıran bir ülke olup olmadığını sorgulayan Tekin “Geçen yıl okula yazdırırken müdür aleni bir şekilde ‘Devlet bize yardım etmiyor, güvenliğimiz, temizliğimizi yapan insanlar var. Maaşını ödemek, sigortasını yatırmak zorundayız. Sizden para talep ediyoruz sizin çocuğunuz için’ dedi. Binlerce lira talep ediyorlar. Bastırmışlar küçük küçük kağıtlara Ziraat Bankası hesap numarasını velilere dağıtıyorlar. Bu sene bir devlet okulu 15 bin lira kayıt parası istiyormuş. Bazen diyorum ki bunlar rakam mı bilmiyor, para mı bilmiyor. 1 liralardan 15 bin liralara geldik. Devlet okulu parasız olmalı. Eğitim en doğal haktır” dedi.