12 Eylül 2022 05:40

Kabahatin büyüğü de bizde

"İnsanların çöpten yemek artıklarını toplaması hepimizin suçu. Çünkü birileri ülkeyi soyarken biz seyrettik. Ama şimdi artık bıçak kemiğe dayandı..."

Kabahatin büyüğü de bizde

Arşiv | Fotoğraf: Eren Ergine / Evrensel

Metin TÜRKYILMAZ
Gebze

Merhaba Evrensel okurları.

Ben çeşitli fabrikalarda çalışmış ve malulen emekli olmuş bir işçiyim. Evet emekli oldum ama maalesef hayat şartları ve yaşamın zorlukları birçok emekli gibi benim de yakamı bırakmadı ve hâlâ çalışmak zorundayım. Aldığım emekli aylığı 4 bin 300 lira. İki çocuk var, kızım il dışında üniversite öğrencisi, oğlum lise son sınıf öğrencisi. Eşim bir fabrikada işçi. İkimizin aldığı ücret anca yetiyorken ev sahibimiz bizi evden çıkarıyor. Emekçilerin yaşadığı mahalle olmasına rağmen Darıca’da kiralar uçtu gitti. Bir asgari ücrete denk gelen kira parası, depozito, emlakçı komisyonu, taşınma masrafları, elektrik, su, doğal gaz faturalarını üzerimize almak derken bugün taşınmak için cepten en az 25 bin lira çıkmak zorunda.

Peki şimdi nasıl olacak? Geçen gün bir ev sahibiyle bu konuyu konuştuk ve “Her şey çok pahalı maalesef kiralar da yükseldi, normaldir” dedi. Ben de “Peki ama kiracıya her şey ucuz mu” deyip isyan ettim: “Bir işçi asgari ücret alarak nasıl 4-5 bin lira kira verecek? Ne yiyecek nasıl geçinecek? Hayat bu kadar pahalıyken ve her şeye günlük zam gelirken emekli maaşları asgari ücretin bile altındayken bir emekçi işçi mahallesinde bu kadar uçuk kira olur mu? İnsanların barınma hakkı yok mu?​” Bir arkadaşım “Gel sana hastane bahçesine çadır kuralım, hastanenin tuvaleti de var, orayı da kullanırsın” diyerek espri yapıyor. Ama herhalde bu gidişle gerçek olacak ya da Kemal Sunal gibi seyyar ev yapacağız. Bunu da başka bir arkadaşım önerdi.

Ama bu yaşadığım sadece benim meselem değil, tüm halkın meselesi. Hayatlar zorlaşıyor, pazar yerlerinde çürük çarık toplayan ailelerin sayısı artıyor. Geçen gün yaşı çok genç olan bir kadını gördüm, bir marketin çöpünü karıştırıyordu. Durup izledim, hakikaten üzüldüm. Yanında 4-5 yaşında kız çocuğu vardı. Giyimi temizdi. Kasaptan iki kızarmış tavuk aldım, biri ona biri bana... Gittim uzattım, ağladı ve “Çok teşekkür ederim ama alamam” dedi. Zorla verdim. Yanından ayrılınca ben de ağladım, çünkü bu hepimizin suçuydu. Çünkü birileri ülkeyi soyarken biz seyrettik. Ama şimdi artık bıçak kemiğe dayandı. Gerek sosyal medyada gerek gazetede görüyoruz ki işçiler direniyor. Hangi iş kolunda olursa olsun işçisi emekçisi, köylüsü emeklisi kol kola verip mücadele etmek zorundayız yoksa tablo daha da ağırlaşacak. Artık bıçak kemikte, alanlarda meydanlarda yan yana omuz omuza mücadele etmek zorundayız.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüksek voltajlı teşvik

Yüksek voltajlı teşvik

Erdoğan-Şimşek programıyla emekçilerin bir ayı daha gıdaya gelen yüksek zamlar ve eriyen ücretlerle geçti. Özelleştirmelerle ihya edilen sermaye gruplarına ise sadece bir ayda ‘üretmedikleri elektrik’ için 1 milyar lira teşvik verildi. Sanayi patronları da çalıştırdıkları her kadın işçi için devletten artık daha fazla teşvik alacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et