Eğitimde veli örgütlülüğü
Okul Aile Birliği yönetimi, okul yönetiminin yasadışı uygulamalarının aracısı durumuna düşürülüyor. Kayıt parası, katkı payı vb. adlar altında sınıf anneleri ile paralar isteniyor.
Fotoğraf: DHA
Orhan YÜCE
Emekli Eğitimci
Yeni bir eğitim öğretim başlarken, paydaşlar, her yıl olduğundan daha farklı ve daha fazla sorunlarla karşı karşıya kaldılar.
Kırtasiye, okul masrafları, servis ücretleri, kayıt paraları hayat pahalılığının üzerine katmerleşerek velilerin sırtına bindi, biliyor. Eğitimciler veliler ve öğrenciler, eğitimde sadece ekonomik krizle karşı karşıya değil, 90’larda başlayan eğitimde özelleştirme ve bilimsel-laik değerlerden uzaklaştırma çalışmalarının sonucu sosyal ve psikolojik krizleri de beraberinde yaşıyorlar.
Eğitimde yaşanan ekonomik ve sosyal krizlere karşı taraftarlar lokal çıkışlar yapıyor. Sonucunda bazen olumlu sonuçlar alsalar da, sorunlar çözülen küçük parçalardan çok daha büyük ve ağırı tarafların üstüne çöküyor.
Bugün dünkünün üstüne;
“Öğretmene Meslek Kanunu” ile iş güvencesini ve eşit işe eşit ücret uygulamasını kaldırma, eğitimcileri bölen, parçalayan bir uygulama ile öğretmene; sınav ve seçmeli ders dayatmasıyla istemediği okula kayıt olma, istemediği derslere zorlamayla öğrenciye; kişiliğini kazanamamış ve işsiz kalmış bir evlatla baş etme sorunu ile veliye yeni yükler eklenmektedir.
Öğretmenin sorunu veli için, öğrencinin sorunu öğretmen için bilinmez durumda.
Ekonomik sorunlarını aşamamış bir öğretmen için, derste karnı açlıktan guruldayan, defter, kalemini alamamış, barınacak yer bulamayan bir öğrenci ne anlam ifade eder.
Krizle boğuşan bir veli için, iş güvencesi elinden alınmış, kariyerlerle parçalanmış bir öğretmen ne ifade eder.
Bu sorunların hepsi; çocuklarımızın iyi eğitimle donatılması, öğretmenlerin insanca yaşayacak bir ücretle insani koşullarda çalışması, velilerimizin de demokratik bir ülkede geleceği aydınlık evlatlara sahip olmasının önünde kurulan barikatlardır.
Eğitimde velilerin örgütlenmesi bu sorunların kalıcı olarak çözülmesinde anahtar niteliğindedir. Veli örgütlülüğü bir halk örgütlülüğü olması nedeniyle, eğitimde ve ülkede demokratikleşme sorunu büyük oranda aşılacaktır.
Eğitimcilerin örgütlülüğü, sadece kendi hakları için değil de, kendi hakkının da içinde olduğu, eğitimin sacayağı olan veli ve öğrenci örgütlülüğünü de amaçladığında, demokratik, bilimsel laik ve parasız bir eğitimle birlikte, ülkenin demokratikleşmesinde önemli bir adım olacaktır.
Eğitimci ve veli örgütlendiğinde, hiçbir sorumluluğu olmadığı halde, bütün ağırlığını ve olumsuzluklarını yaşayan öğrenciler, okul sorunlarının çözümünde öğretmen ve anne-babalarıyla birlikte taraf olacaklardır.
Eğitimin paydaşları, örgütlenip ortak mücadeleyi yaşama geçirmediği sürece, yönetenler; paydaşların elde ettiği bir çok hakkı kaldırıp, çiğnediği gibi, soysal devlet ilkelerini yerine getirmeyecek ve içini kendilerinin siyasi amaçları doğrultusunda doldurdukları eğitimin yükünü daha çok paydaşların üstüne yükleyeceklerdir.
Bu bağlamda; Okul Aile Birlikleri eğitimde önemli kurumlardan biridir. Okul Aile Birliklerine; -veliler örgütlü olmadığından- velileri ve öğrencileri müşteri olarak gören hükümetin ve bakanlığın okullardaki, “TAHSİLDARI” gibi görev yaptırılıyor. Velinin temsilcisi olarak seçilen Okul Aile Birliği yönetimi, okul yönetiminin yasadışı uygulamalarının aracısı durumuna düşürülüyor. Kayıt parası, katkı payı vb. adlar altında sınıf anneleri ile paralar isteniyor.
Velilerin örgütlenmesi bu durumu tersine çevirebilir. Veliler buralarda bilinçli görev alırlarsa, yasadışı birçok uygulamalara dur diyebilirler. Diğer taraftan, sendikaların üyeleri ve işyeri temsilcileri, sadece üyelerinin değil demokratik ve parasız eğitimin temsilcileri gibi davranırlarsa, velileri yanlarına alıp, ortak mücadeleyi örgütleyebilirler. Bu örgütlülük, öğrenci temsilciliklerini okul idaresinin değil, öğrencinin temsilcisi gibi davranmalarını sağlar. Öğrenci Temsilciliğini, parasız-sınavsız ve demokratik eğitim talebinin temsilcisi durumuna dönüştürür. Bu oluşum, demokratik eğitim talebinin önemli bir gücü olur.
Yaşanan süreç göstermiştir ki; var olan örgütlülükler tek başına bu süreci tersine çevirme yeterliliğinde değildir.Velilerin örgütlenme çalışmalarını 1996’dan bu yana sürdüren ÖVDER (Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği) tek başına yeterince yerine getirememiştir.
ÖVDER ile eğitim sendikalarının ya da diğer demokratik, parasız eğitim talebi olan kurumların ortak mücadelesi, eğitimin sorunlarının çözümünde önemlidir. Eğitimin niteliği, emekçilerin ve toplumsal güçlerin örgütlülüğü ve ortak mücadelesi ile paraleldir.