ÇED Raporunun süresi geçmiş, üretim izni yok, çevre düzeni planına aykırı

Özer AKDEMİR

Çanakkale Lapseki’deki Kirazlıdere termik santrali için yapılan imar planı değişikliğine karşı dava açıldı. ÇED raporunun süresi geçen, imar planı revizyonu çevre düzeni planına aykırı olan termik santral bu haliyle “gecekondu termik” görünümünde. Biga Kirazlıdere Kalkındırma Güzelleştirme Derneği tarafından açılan davanın avukatı Fevzi Özlüer, adeta termik santral işgali altında olan bölgede Lapseki'den Bandırma'ya kadar olan sahil bandında 20 bin megavat kömürle çalışan termik santral kurulmasının planlandığını belirterek, “Sadece 250 MW enerji ihtiyacı olan Çanakkale’de 20 bin MW’lık santral kurulması cinayettir” dedi.

BACA BOYU 150 METREYE ÇIKACAK

Yürütmenin durdurulması talebiyle Çanakkale Nöbetçi İdare mahkemesine açılan davada geçtiğimiz Mayıs ayında askıya çıkarılan Kirazlıdere Termik Santraline ilişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikli kararının iptali talep edildi.

Termik santralin baca boyunun 150 metreye çıkarılması nedeniyle yapılan imar planı tadilatının çevresel riskler barındırdığına dikkat çeken Özlüer, proje için yeni bir ÇED raporunun yapılması gerektiği görüşünde. Termik Santrale 2015 yılında ÇED olumlu raporunun verildiğini aktaran Özlüer, etki alanı büyüyen ve teknolojik değişiklik nedeniyle çevresel açıdan yeni riskler barındıran proje için ÇED olumlu kararının yenilenmesi gerektiğini ifade etti.

ÇED RAPORUNUN SÜRESİ DOLMUŞ

Özüer ayrıca termik santrale ÇED olumlu belgesinin verildiği dönemde geçerli olan ÇED yönetmeliğine göre şirketin karar tarihinden itibaren 7 yıl içerisinde tüm gerekli izin ve belgeleri alması ve inşaata başlaması gerektiğinin altının çizerek; “ÇED olumlu raporu 06 Mart 2015 tarihli olup, 7 yıllık geçerlilik süresi dolmuş bulunmaktadır. Şayet davalı kurum, bu raporu canlandırmak amacında ise süresini geçirmiş bulunduğundan söz konusu ÇED olumlu kararına dayanma olanağı kalmamış bulunmaktadır” dedi.

BÖLGE, TERMİK SANTRAL İŞGALİ ALTINDA

Turizm açısından her geçen gün artan bir değere sahip bölgede ÇED olumlu kararı olmaksızın imar planı tadilatı veya planının yapılamayacağını vurgulayan Özlüer, “Diğer yandan bölge, termik santral işgali altında bulunmakta olup, Lapseki’den Bandırma’ya kadar olan sahil bandında 20 bin megavat kömürle çalışan termik santral bu şekilde hukuksuzca planlanmaktadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün yapmış olduğu imar değişikliğinin, ÇED olumlu kararı bulunmaması nedeniyle hukuki yönden de sakattır. ÇED olumlu kararı dahi alınmamış bulunan bir imar değişikliğinin halk sağlığını ve doğal yaşamı korumayı amaçlamadığı açıktır” diye konuştu.

ELEKTİRİK ÜRETİM LİSANSI DA YOK!

Bunun yanı sıra şirketin imar planı tadilatı öncesi Elektrik üretim lisansı alması gerektiğine dikkat çeken Özlüer, imar planı tadilatında dayanak gösterilen üretim lisansının da hukuka aykırı olduğunu belirtti. Özlüer, “Yönetmeliğe göre üretim lisansı verilmeden önce ÇED olumlu kararının alınması gerekirdi. Oysa, bu lisanstan önce alınmış bir ÇED olumlu kararı yoktur. Bu kapsamda ÇED olumlu kararı 2015 yılında, üretim lisansı da 2013 yılında alınmıştır. Üretim lisansı sonrasında alınacak ÇED olumlu kararları içinse süre 300 gündür. Bu süre de geçirilerek 2015 yılında ÇED olumlu kararı alınmıştır. Yani üretim lisansı ile ilgili yönetmeliğe açıkça aykırılık söz konusudur. Yani imar planı tadilatının hem geçerli bir ÇED olumlu kararı hem de bir üretim lisansı yoktur” ifadelerini kullandı.

ÇEVRE DÜZENİ PLANINA DA AYKIRI

Plan tadilatı ile baca boyunun yüksekliği 150 metre olarak belirlendiğini kaydeden Özlüer, santrale ait imar planı tadilatının bu yönüyle Çevre Düzeni Planı planlama ilkelerine de aykırı olduğunu belirtti. Özlüer; “Çünkü, bu yükseklikte bir baca boyunun kentsel ve tarımsal alanlara da orman alanları kadar etkisi olacaktır. Isı adaları oluşturarak bölgedeki diğer termik santrallerle birlikte, bölgenin aşırı iklim olayları ve halk sağlığı sorunlarının yaşanmasına yol açılacaktır. Sürdürülebilir bir koruma ve planlama anlayışına aykırı bir biçimde ortaya çıkan bu termik santral projesi için yapılan tadilat bu anlamda hukuka aykırıdır” dedi.

İmar planı tadilatı öncesi, projenin etki alanına yönelik orman izinleri tahsisinin yapılması gerektiğine dikkat çeken Özlüer, “Etki alanını kapsamayan ve geçerli olmayan bir ÇED olumlu kararına dayalı olarak verilmiş orman tahsislerinin de geçerli olmadığına şüphe yoktur. Süresi dolmuş ÇED raporuna göre 56 bin ağaç kesileceği öngörülmektedir” diye belirtti.

BÖLGE AÇISINDAN CİNAYET

Çanakkale Kirazlıdere’nin dünyanın en özel ve güzel yerlerinden birisi olduğunu ifade eden Özlüer, “Denizi, turizmi ve su kaynakları tarımsal açıdan çok değerlidir. Bu bölgede narenciyeden buğdaya kadar hepsi yetişmekte, mesela şeftali ve kiraz yetişiyor dünyanın en kaliteli şeftalisi olarak bilinmektedir. Lapseki şeftalisi ve kirazı yöresel öneme sahip tarım ürünleridir ve çok yetiştiği yer Lapseki’dir ülkemizde. Yine dünyada nadir kalmış bir tür olan Akdeniz Foku'nun üreme alanı olarak seçtiği nadir bakir alanlardan biri bu koydur. Çanakkale'nin bundan 3 yıl önceki verilerle, enerji ihtiyacı 250 megavat olup, yalnız 18 Mart Çan Termik Santrali 320 megavat üretmektedir. Yani Çan santrali tüm Çanakkale'nin enerji ihtiyacını karşılayacak elektriği üretmekte olup, 20 bin megavatlık santral kurma planı bölge için cinayettir” dedi. Özlüer, mahkemeye sundukları dava dilekçesinde onaylanmış bulunan imar planı değişikliği kararının iptali ve uygulanması halinde telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağı gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasını istediklerini belirtti.