İsveç’te Kristersson’un önünde üç kritik konu var
İsveç’te Ulf Kristersson’un başbakan olabilmek için her şeyden önce hükümet tabanındaki partilerle (KD, L, SD) birlikte üç kritik konuyu ele alması gerekiyor.

Fotoğraf: Jonathan Brinkhorst/Unsplash
Mahmut ALGÜNERHAN
Oslo
İsveç'te 11 Eylül Pazar günü yapılan genel seçimlerde sandıklar açıldığında, kızıl ve yeşiller olarak adlandırılan sol blok partileri, yani Socialdemokrate (Sosyal Demokratlar), Miljöpartiet (Çevre Partisi), Vansterpartiet (Sol Parti) ve Centerpartiet (Merkez Parti) önde görüldü. Sosyal Demokratlar (S ) başkanı Magdalena Andersson başbakan olarak kalabileceği gibi yorumlandı. Ancak akşam ilerleyen saatlerde seçmen desteği giderek daha fazla sağın lehine oldu. Moderaterna (Muhafazakar Parti), Liberalerna (Liberal Parti), Kristdemokraterna (Hristiyan Demokrat Partisi) ve Sverigedemokrat (İsveç Demokratlar Partisi) az farkla öne geçtiler.
LO, SAĞ HÜKÜMET HAKKINDA ENDİŞELİ
İsveç Sendikalar Konfederasyonu (LO) başkanı Susanna Gideonsson, seçim sonuçlarının kendisini endişelendirdiğini söyledi. Kendilerine bağlı resmi internet yayını ARBETET’te yazdığı yazısında “Şu an sağ bir hükümete sahip olacağız gibi görünüyor. İşçiler için çok kötü. Birçok tehdit görüyoruz ve bu hem sıradan insanların cüzdanında ve hem de iş güçü piyasasındaki güç ilişkilerinde hissedilecektir” diyor. Klassekampen gazetesine açıklamada bulunan İsveçli yazar ve gazeteci Olle Svenning de seçim sonucunu “burjuvazinin, özellikle Liberallerin eşi görülmemiş bir ihaneti olarak görüyorum” şeklinde değerlendirdi.
KRISTERSSON’U NELER BEKLİYOR?
İsveç’te Ulf Kristersson’un başbakan olabilmek için her şeyden önce hükümet tabanındaki partilerle (KD, L, SD) birlikte üç kritik konuyu ele alması gerekiyor. Siyaset bilimci Linn Mårdstam, Kristersson’un başbakan olabilmesi için tarafları birleştirmesi gerektiğini ve herhangi bir hükümet müzakeresinde birkaç kilit mesele olduğunu söylüyor. Bunlardan birincisi, SD'nin, İsveç hükümetinin pandemi sırasında getirdiği yüksek işsizlik sigortası seviyesinin devam etmesini talep etmesi. Moderatlar ise seviyeyi düşürmek istiyorlar. Linn Mårdstam, SD'nin siyasi ölçekte Moderatlarla arasında bir ayrım çizgisinin olduğunu, işgücü piyasasıyla ilgili birkaç sorundan birinin bu olduğunu söylüyor. Çözülmeyi bekleyen bir diğer konu ise göç politikası ve buna yaklaşım. M, KD, L ve SD gerçekten de göçle ilgili yönergeler ve belirli öneriler üzerinde anlaşıyorlar, ancak SD bundan daha ileri gitmek istiyor ve İsveç'in sığınma hakkının AB'nin asgari düzeyine düşürülmesini savunuyor. Linn Mårdstam bunun bir sorun olabileceğini söylüyor.
AB SİYASETİNDEKİ ÇELİŞKİLER
İsveç'in dünyadaki rolü konusunda da çelişkiler var. SD, İsveç'in AB'den çekilmesi talebini geri çektiği, ancak yine de Birliğin üye ülkeler üzerindeki gücünün sınırlı olmasını savunuyor. Linn Mårdstam, “Moderatlar ve Liberaller, AB düzeyinde güçlü iddialı programları olan AB dostu partilerdir. Artık İsveç 2023'te AB'nin ülkesi olacağına göre, bu soru birçok ayrım çizgisini netleştirecek” diyor. Ayrıca, Mårdstam'a göre İsveç'in yardımı konusu kırılması zor bir ceviz. M ve SD, yardımın azaltılmasını isterken, KD ve L, devlet bütçesinde yardım için gayri safi milli gelirin (GNI) yüzde 1'inin ayrılması gerektiği şeklindeki mevcut hedefi destekliyor.
Evrensel'i Takip Et