14 Eylül 2022 21:00

Liseliler yeni eğitim öğretim hangi şartlar altında karşılıyor?

Liseli gençler olarak iktidarın politikalarının şekillendirdiği eğitim sistemini kabul etmiyor, mücadelemizi basamak basamak ilerleterek büyütüyoruz. Ya hep beraber ya hiçbirimiz.

Kaynak: Freepik 

Paylaş

Derin

Nehir

Çankaya/Ankara

 

Lise yaşamlarına baktığımızda gençlerin gerek idare gerek iktidar gerekse ebeveynleri tarafından sürekli ezildiği, sömürüldüğü, baskılandığı bir tablo görüyoruz. Bu nokta da liseli gençlik mücadelesini örgütlü bir şekilde okul sıralarına taşınması çok önemli.

DEVLET OKULLARINDA EĞİTİME ERİŞMEK HİÇ OLMADIĞI KADAR ZOR

Liselerde gerici ve niteliksiz eğitimle karşı karşıyayız. Derslerde öğretmenler tarafından “Siz zaten dershaneye gidiyorsunuz, özel ders alıyorsunuz” gibi gerekçelerle konu işlenmediğini görüyoruz.

Bu da gençleri ya açık öğrenime geçmeye ya da özel kurumlara kaydolmaya itiyor.  Özel kurumlar ise öğrencileri tamamen bir reklam oyuncusu gibi görüp kendi çıkarları doğrultusunda ilerliyor. Burslu öğrenim gören öğrenciler her gün burslarının kesilmesi tehdidiyle mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Bu yüzden parasız ve eşit bir eğitim şart!

Bir başka mesele ise normalde idarenin karşılaması gereken ek kaynaklar için para istenmesi ve kaynak kitapların pahalılığı. Kırtasiye ürünlerinin ve kaynak kitapların pahalılığı gençler için büyük problemlerden bir tanesi. Eğitim için temel ihtiyaçlardan olan bu kırtasiye ürünlerinin ücretsiz olması gibi bir talebimiz varken bu uç fiyatlarla mücadele ediyoruz liseli gençlik olarak.

EKONOMİK KRİZİN LİSELERE ETKİLERİ

2021 yılında da ele aldığımız ve çığ gibi katlanarak devam eden ekonomik kriz; işçiyi, işsizi, halkı zor durumda bırakırken benzer zorlukların öğrenciler için de geçerli olduğunu son bir senede daha net görmeye başladık. Önce aldığımız kaynak kitapları azalttık ya da çarşılardan fotokopi halinde aldık, şimdi daha da ucuza getirebilmek adına saman kağıtlara yöneliyoruz. En temel ihtiyaçlarımız olan giyinme ve beslenmeden vazgeçiyoruz sırf paramız cebimizde kalabilsin diye. İki gün farklı giyinmenin lükse döndüğü bir zamanın içine girdik. Kırtasiye ürünleri problemini ulaşım ve yemek problemleri takip ediyor. Beslenememekten kaynaklı sağlık sorunlarının, demir ve vitamin eksikliklerinin görülme sıklığı her geçen gün artmakta. Bizim bu şartlarda “sağlıklı” eğitim görmemiz imkansızlaşıyor, sadece fiziki olarak değil psikolojik olarak da çöküyoruz. Geçtiğimiz günlerde Öğrenci Velileri Dayanışma Derneğinin (ÖVDER) başlattığı “Çocuklarımız Derslere Aç Girmesin!” fikrine katılarak devletten bir öğün ücretsiz yemek talep ediyoruz.

AKRAN ZORBALIĞI VE TACİZ OLDUKÇA YAYGIN

Lise problemlerinin en başını çeken zorbalık ve taciz olayları da yine geri planda kalmıyor. Özellikle liseli genç kadın öğrencilere yöneltilen giyilen giysiler üzerinden bedenlerini “eleştirme”, kıyafet kuralları adı altında çirkin bir hal almaya başladı. Okullarda vücut hatlarını belli ettiği bahanesiyle tayt giymenin yasak olduğu, bol pantolon giyildiğinde ise “erkek” muamelesi yapıldığı bir zihniyetle karşı karşıyayız ne yazık ki. Liseli genç kadınlar; aile içinde, sokakta, topluluk ortamında ve hatta sosyal medyada yaşadıkları rahatsızlık verici bu durumla eğitim almaya gittikleri kurumlarda da karşılaşıyorlar. Üstelik buna sebebiyet verenler idarenin yanı sıra aynı sıralara oturduğumuz karşı cinslerimiz oluyor. Tacizci idareler ve iktidar doğrultusunda akran zorbalığına ve tacizine alan yaratılıyor. Zaman içinde genç kadınların kendilerine, bedenlerine olan öz saygı ve sevgileri sarsılmaya başlıyor.

Bir de küçük yaşta başlayan akran zorbalığı var tabii. Maruz kalanın yanı sıra seyirci kalanların da susmamaları gerekli bu konuda. Dili, dini, etnik kökeni, maddi durumu, cinsel yönelimi ne olursa olsun bir çocuğa/gence yapılan zorbalık, ileride öz güvensizliğe, anksiyeteye veya yeme bozukluğuna sebep olabiliyor. Eşitlik aslında yok olmuş bir kavram değildir, kimse kimseyi seçmediği bir durum için ne okulda ne sokakta küçük göremez, baskılayamaz. Liseli gençler her yıl liselerinde bu sorunlarla mücadele ediyor.

LAİK, BİLİMSEL, DEMOKRATİK EĞİTİM İSTİYORUZ!

Laik bir eğitim talep ederken din dersi zorunluluğuyla karşılaşıyoruz. Din derslerinin zorunlu olmamasını istemek de bir hak talebidir. Dinci gerici bir eğitim değil laik ve bilimsel bir eğitim istiyoruz. İktidarın politikalarının şekillendirdiği eğitim sistemini kabul etmiyor, mücadelemizi basamak basamak ilerleterek büyütüyoruz. Ya hep beraber ya hiçbirimiz.

ÖNCEKİ HABER

Eğitim almak mı daha zor staj bulmak mı?

SONRAKİ HABER

Eğitim Sen Dersim Şubesi: Asgari ücretlinin çocuğunu okutması imkansız hale geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa