Musa Anter davası | Duruşma tarihi önceden belirlendi, dava zaman aşımından 1 gün sonra görülecek
20 Eylül 1992'de katledilen Gazeteci-Yazar Musa Anter cinayetinde 30 yıllık zaman aşımı 20 Eylül'de dolacak. Ancak mahkeme bugün görülen duruşmada 21 Eylül’e gün verdi.
Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel
Meltem AKYOL
Ankara
Gazeteci-yazar Musa Anter cinayetine ilişkin davanın duruşması zaman aşımına 5 gün kala görüldü.
Davada söz alan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, gerçeğin açığa çıkarılmasını istediklerini anlattı, “Zamanaşımından düşürmeyi düşünüyorsanız bundan vazgeçin. Hakikat açığa çıkmadan davayı kapatamazsınız. Ancak dava süreci uzar” diye seslendi.
20 Eylül 1992'de katledilen Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, “Biz olmasak da bizden sonraki nesiller bu davayı takip edecek” dedi. Dava zaman aşımı süresinin dolacağı 20 Eylül’den bir gün sonraya, 21 Eylül’e ertelendi!
September 15, 2022
30 YILLIK FAİLİ BELLİ CİNAYET: MUSA ANTER
Gazeteci yazar Musa Anter, Diyarbakır'ın orta yerinde vurulduğunda takvi9mler 20 Eylül 1992'yi gösteriyordu. Kültür ve Sanat Festivali için gitmişti Diyarbakır'a. Gazetede birlikte çalıştığı arkadaşları 'gitme' demişti. 'Bir şey olmaz, çocuklar çağırmış gideyim' oldu yanıtı. Bir şey oldu, Musa Anter sokak ortasında 4 kurşunla vurulara öldürüldü. Failler yıllarca bulunamadı, oysa Diyarbakır'da kime sorsanız gösterirlerdi… Daha nice işkence, öldürme, suikast ve kaybedilmelerde olduğu gibi devletin yıllarca 'yok' dediği JİTEM'di.
Zaten JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan (Aziz Turan), 2004'te "İtirafçı Bir JİTEM'ci Anlattı" adlı kitabında Anter cinayetiyle ilgili Binbaşı Ahmet Cem Ersever, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, Mustafa Deniz, "Hogir" kod adlı Cemil Işık, JİTEM Telsiz Kumanda Merkezi'nde görevli Ali Ozansoy, JİTEM Tim Komutanı Savaş Gevrekçi ve "Şırnaklı Hamit"in adını vermişti.
SUSURLUK RAPORU ORTAYA KOYDU
Musa Anter cinayeti Meclisin 12 Ekim 1995 tarihli “Ülkemizin Çeşitli Yörelerinde İşlenmiş Faili Meçhul Siyasal Cinayetler Konusunda Meclis Araştırma Komisyonu Raporu”na da girdi ancak komisyonun araştırmaları sonucu cinayetle ilgili iddialara dair sonuç elde edemediği belirtildi. 1997 yılına gelindiğinde ise Türkiye’de infial yaratan Susurluk raporu çıktı.
Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın talimatıyla hazırladığı ve 22 Ocak 1997’de Başbakana sunduğu Susurluk Raporu’nda önemli noktalar vardı. Rapora göre MİT’in Anter cinayetinde adı geçen Yeşil’in -Mahmut Yıldırım-
ile irtibatını inkâr etmiyordu. Üstelik Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından Ocak 1995’te gözaltına alınan Mahmut Yıldırım’ın, yani Yeşil’in sorgu sırasında kırılan kaburga kemiğinin de MİT tarafından tedavi ettirildiğini açıklıyordu.
MİT’in açıklamalarında; “1994 yılı itibariyle Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu bulunan Muhsin Gül (Kod adı: Kekeç-Pepe-Metin,) 22.07.1994 – 16.08.1994 tarihleri arasında Diyarbakır Cinayet Büro Amirliği’nde verdiği ifadelerde; … Vedat Aydın ve Musa Anter’in öldürülme olaylarını da bizzat A.Demir’in [Yeşil kod] planlayıp uyguladığını beyan etmiştir” deniliyordu.Yine aynı raporda ayrıca Musa Anter cinayeti ile ilgili görüşülen yetkililerin beyanlarına dayanılarak bir değerlendirme yapılıyordu: “Nitekim Musa Anter’in öldürülmesinden -tüm olayları tasvip edenlerin dahi- pişman olduğu tespit edilmiştir. Musa Anter’in silahlı bir eylem içinde olmadığı, daha çok işin filozofisi ile meşgul olduğu, öldürülmesinin yarattığı etkinin, kendisinin gerçek etkisini geçtiği ve öldürülme kararının hatalı olduğu söylenmektedir.”
DAVA NİHAYET 2013’TE AÇILDI
Bütün bu raporlara ve açıklamalara rağmen 20 yıl boyunca dosyaya tek bir evrak bile girmedi.
Anter Ailesi, Türkiye'de yürütülen soruşturmada sonuç alamadığı için 2000'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. AİHM, Türkiye'yi 2006 yılında mahkûm etti ve Anter ailesine 28 bin 500 euro tazminat ödenmesine karar verdi. 2009'da dosya, üstelik zamanaşımına 2 ay kala raftan indirildi. Birdenbire akıllara İsveç'e kaçan JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın Anter’i Hamit Yıldırım’ın vurduğunu söylediği ifadeleri gelmişti. Hamit Yıldırım 2017 yılında tutuklandı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 2013 yılında dava açıldı. JİTEM’in tetikçileriyle ilgili dava zaten 1999’da, 11 sanıkla, başlamıştı. 2005'teki beş sanıklı davayla 2010’da birleşti, JİTEM ana davası oldu. Musa Anter davası, JİTEM ana davasıyla 2014’te birleştirildi.
Yetmedi 1994'te Elazığ'da kaçırılarak işkenceyle öldürülen Ayten Öztürk'ün dosyası da bu dosyalarla birleştirildi. Dava 'güvenlik' gerekçesiyle Ankara'ya alındı.
Tutuklanan ve uzun tutukluluk nedeniyle 5 yıl sonra tahliye edilen Hamit Yıldırım ile birlikte Hogir kod adlı Cemil Işık, JİTEM Tim Komutanı emekli Albay Savaş Gevrekçi sanıklar arasındaydı. En önemli tanık Aygan'ın ifadelerinin alınması bekleniyordu. O ifade bir türlü alınamadı daha doğrusu alınmadı.
ZAMAN AŞIMINA 5 KALA….
2013'te başlayan dava, 9 yılda karar çıkmayınca zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya. 20 Eylül 1992'deki Musa Anter cinayetinin üzerinden 30 yıl geçtiği için yasal zaman aşımı süresi 20 Eylül’de dolacak. Bugün görülen duruşma bu nedenle çok önemliydi. Duruşma Ankara Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme salonu küçük olmasına rağmen salon değiştirilmedi. Çok sayıda avukat duruşmayı ayakta izlemek zorunda kaldı.
HDP milletvekilleri Fatma Kurtalan, Kemal Peköz, Abdullah Koç, CHP Milletvekili Yıldırım Kaya ile İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik'in takip ettiği duruşma 09.40 'da kimlik tespitleri ile başladı.
Musa Anter’in oğlu Dicle Anter duruşmadaydı. Sivas Davası avukatlarından, CHP eski Milletvekili Şenal Sarıhan da oradaydı, babası Mecit Baskın 1995'te gözaltında kaybedilen Avukat Eren Baskın da... Ve gözaltında katledilen gazetemiz muhabiri Metin Göktepe'nin ablası Meryem Göktepe de...
TETİKÇİ HAMİT YILDIRIM KAÇTI MI?
Mahkeme başkanı sağlık sorunları nedeniyle duruşmada yoktu. Onun yerine başkanlık eden üye hakim, JİTEM itirafçısı İsveç'te yaşayan Abdülkadir Aygan'ın (Aziz Turan) hakkında kırmızı bülten formunun ıslak imzalı ve onaylı süretlerinin iki takım halinde tercüme edilmeksizin Adalet Bakanlığı’na gönderildiği söyledi. Başkan tetikçi sanık Hamit Yıldırım’ın adli kontrol tedbirlerini ihlal ettiğini söyledi. 5 Eylül’de karakola gidip imza vermesi gereken Hamit Yıldırım gitmemişti.
Avukatı müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle adli kontrol yükümlülüğüne uymadığını, duruşmaya da bu sebeple gelmediğini söyledi ancak mahkemeye ne bir rapor ne de bir evrak sundu. Duruşma salonunda Hamit Yıldırım’ın kaçtığı uğultuları duyuldu.
ÖNCEDEN BELİRLENEN GÜN…
Sonra Musa Anter’in oğlu Dicle Anter söz almak istedi, ‘son celse, konuşmak istiyorum’ diyerek… Mahkeme başkanının yanıtı bir sonraki duruşma gününün çoktan belirlendiğini ortaya koyuyordu. Zira başkan, “bir sonraki celseyi haftaya yapacağız, o zaman söylersiniz’ dedi.
Dicle Anter yine de konuşmak istedi. Davanın başından itibaren çok sayıda zorlukla karşılaştıklarını anlatmakla başladı sözlerine…
DİCLE ANTER: BİZ OLMASAK DA GELECEK NESİLLER BU DAVANIN PEŞİNİ BIRAKMAZ
Zamanaşımı tehlikesine dikkat çeken Anter’in söyledikleri şöyleydi: “20 Eylül 1992’de Diyarbakır’da katledilen Musa Anter cinayetinde zamanaşımı süresi dolmak üzere. Faili belli bir cinayetin davası 30 senedir bitirilemedi. Azmettiriciler mahkeme salonlarında ifadeler verdi, ‘hatırlamıyorum’ dedi. Orhan Miroğlu olayda ağır yaralandı, 30 yıllık süreçte sadece 2 duruşmaya geldi. Bu kadar belge, bilgi ve önergeye rağmen iktidar üç maymunu onmaya devam etti, ediyor. Ne olursa olsun bu davanın peşini bırakmayacağız, biz olmasak da gelecek nesiller bırakmayacak.”
TÜRKDOĞAN: HAKİKAT AÇIĞA ÇIKMADAN KAPATIRSANIZ BU DAVA BİTMEZ…
Anter’den sonra İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan söz aldı. Anter cinayetinin insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında olduğuna dikkat çekti Türkdoğan, bu nedenle de zamanaşımına giremeyeceğini anlattı: “Zamanaşımından düşürmeyi düşünüyorsanız bundan vazgeçin. Çünkü biz hakikatin açığa çıkmasını istiyoruz, hakikat açığa çıkmadan davayı kapatmak yeni ihlaller yaratacak. Dava süreci uzayacak. Belki bir nesil gidecek ama yeni nesiller devam edecek. 3 dosyayı birleştirdiniz. Bütün ayırma taleplerimiz kabul edilmedi. Şimdi zamanaşımı gerekçesiyle ayırma kararı veremezseniz. Zamanaşımı düşünüyorsanız bunu yapamazsınız. AİHM’de bu konuda hükümler var ve çok açık ihlallere neden olursunuz.”
Türkdoğan daha sonra taleplerini sıraladı: “Abdülkadir Aygan’ın mutlaka ama mutlaka ifadesinin alınmasını talep ediyoruz. Adli kontrol talebine uymayan Hamit Yıldırım’ın tutuklanmasını talep ediyoruz. Ve mahkemenizin eksiklerin girdirilmesi için gerekli işlemleri yapmasını talep ediyoruz.”
MİROĞLU’NUN AVUKATINDAN SUSURLUK RAPORU HATIRLATMASI
Duruşmada söz alan Orhan Miroğlu’nun avukatı Serhat Menzilcioğlu ise tanık anlatımlarıyla cinayetin JİTEM tarafından gerçekleştirildiğini ve Susurluk raporunda bu yapının varlığının kabul edildiği hatırlattı. Menzilclcioğlu, Miroğlu tarafından dile getirilen ‘Anter cinayeti PKK ve JİTEM ortaklığıyla işlendi’ sözlerinin Aygan’a ait olduğunu, Orhan Miroğlu’nun bu sözleri dile getirdiğini söyledi. Avukat Menzilcioğlu, Orhan Miroğlu’nun Aygan ile görüştüğünü, bu sözlerini de kayda aldığını anlattı.
SANIK AVUKATLARI ZAMANIŞIMINA SARILDI
Duruşmada söz alan sanık avukatları Anter ailesini suçlayan beyanlarda bulundu. Avukatlar biri Anter ailesini suçladı ve davanın uzamasının nedeninin aile olduğunu savundu. Avukatlar zamanaşımına sarıldı, davanın düşmesini talep etti.
KARAR: BİR SONRAKİ DURUŞMA 21 EYLÜL’DE
Musa Anter yakınlarının Anter’in öldürülmesinin insanlığa karşı suç kapsamında olduğu bu nedenle zamanaşımından düşürülemeyeceği yönündeki beyanlarının gelecek celse değerlendirileceğini belirten mahkeme başkanı dosyadaki eksiklerin giderilmesi için bir sonraki duruşma için 21 Eylül 2022 gününe tarih vermek istedi. Avukatlar ise en azından ekim başına gün verilmesini talep etti. Mahkeme ise verilen günden dönmedi, ‘saati geç verelim’ diyerek duruşmanın 21 Eylül 2022 günü saat 16.00’da görülmesine karar verdi.
"CEZASIZLIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Duruşmadan sonra İHD Ankara Şubesinde açıklama yapıldı. Burada ilk sözü İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan aldı. Aygan’ın ifadesinin bir türlü alınmamasına adeta isyan eden Türkdoğan şunları söyledi: “Nasıl olur da iki ülke, isteseler bana göre birkaç gün içerisinde yapabilecekleri işlemleri, yapmazlar. Alınması gereken bir ifade yıllardır sürüncemede kalır. Aslında bugünkü duruşmada mahkemenin niyetini anladık. Burada bir cezasızlık politikasıyla karşı karşıya olduğumuz açık. Biz hakikati öğrenmek istiyoruz. Biz devlet içindeki çetenin işlediği bütün bu suçların siyasi boyutlarıyla açığa çıkmasını istiyoruz. Faillerin yargı önünde hak ettikleri cezayı almasını istiyoruz.”
ADALET BAKANLIĞI 2015'TEN BERİ EKSİK EVRAK GÖNDERİYOR
Hafıza Merkezi'nden Özlem Zıngıl ise şunları söyledi: “Zaman aşımına 2015'ten beri sürükleniyoruz. Duruşmada bugün bir kez daha gördük ki 2015 yılından beri Adalet Bakanlığı tarafından İsveç'e eksik belge gönderiliyor, çeviriler hatalı gönderiliyor ve belgeler geri geliyor. Ve Aygan’ın ifadesi bir türlü alınamıyor. Bugüne de böyle geldik. Zaman aşımının uygulanmaması diğer dosyalar için de emsal olacak. Hakikat hakkını savunmaya devam edeceğiz.”
"BU DAVA DİĞER CİNAYETLERE AYNA OLACAK"
Musa Anter’in oğlu Dicle Anter ise 90’larda işlenen cinayetleri hatırlattı, “Bütün bu davalarda faillerin açığa çıkarılması, adaletin sağlanması için Musa Anter davası ayna olacak. Bütün bu davalara ışık tutacak. Bu davada adaletin sağlanması Türkiye hukuku açısından çok önemli.”
TGS Ankara Şube Başkanı Sibel Hürtaş, Anter cinayetinin aydınlatılmasını talep ederken, Gazeteci Hüseyin Aykol ise şöyle seslendi: “Ape Musa öldürülünce onların ardılları olan biz gazeteciler, özgür basın geleneğinin gazetecileri darma dağın olacak, kaçacak, yok olacak sanıyorlardı. Öyle olmadı, tam tersine. Biz o günden bugüne elliden fazla gazete çıkardık ve bu yılda ilerliyoruz” diye seslendi.
Gazetemiz Muhabiri Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe ise zamanaşımı tehlikesine dikkat çekti, “Bu davaya sahip çıkmak diğer tüm davalar açasından çok önemli” 21 Eylül’deki duruşmaya çağrı yaptı.
"ZAMAN AŞIMININ AMACI HALKA GÖZDAĞI VERMEK"
Musa Anter cinayeti davasının zaman aşımına ertelenmesini Evrensel'e değerlendiren Dicle Anter, "Babamın Kürt toplumu içerinde çok önemli bir yeri vardı. Babamın öldürülmesi, Musa Anter şahsında Kürt halkına yapılan bir gözdağıdır. Şimdi de 'Biz sizin en değerli insanınızı bile katledebiliriz. Bir şey yapamazsınız'"mesajı olduğunu söyledi.