16 Eylül 2022 04:45

Orhan Kemal ve sinema

Tahir Şilkan; Orhan Kemal ve sinema ilişkisi üzerine yazdı.

Orhan Kemal ve sinema

Fotoğraf: Işık Öğütçü'nün kişisel arşivinden alınmıştır. 

Tahir ŞİLKAN

Orhan Kemal sinemaya çok emek vermiş yazarlarımızdan biridir. Yazdığı senaryoların sayısını yüzlerle ifade eder. Işık Öğütçü, büyük bir emekle, Orhan Kemal’in farklı isimlerle yazdığı senaryo örneklerini, birinci basımı ocak 2016’da yapılan ‘Bilinmeyen Senaryolar’ kitabında yayımlamıştır. 

Orhan Kemal, yazdığı senaryolar dışında, romanları en çok sinemaya uyarlanan yazarımızdır. Orhan Kemal’in sinemaya uyarlanan ilk romanı, Suçlu’dur. Sokak çocuğu Cevdet’in hikayesini anlatan Suçlu romanını 1960 yılında Atıf Yılmaz sinemaya uyarlamıştır. Filmin senaryosunu Atıf Yılmaz’la birlikte genç bir sinemacı Yılmaz Güney yazmıştır. Film, sansüre takılmış, “sakıncalı” sahneleri kesildikten sonra gösterime girmiştir.                                             

Orhan Kemal’in roman ve öykülerinden bazıları da farklı isimlerle iki kez sinemaya uyarlanmıştır: Murtaza, Devlet Kuşu, Kaçak, 72. Koğuş. Orhan Kemal’in sinemaya uyarlanan diğer filmleri; Vukuat Var, Sokaklardan Bir Kız, Bereketli Topraklar Üzerinde, Eskici ve Oğulları, Tersine Dünya, Gurbet Kuşları, El Kızı. Orhan Kemal’in Yalancı Dünya, Hanımın Çiftliği, Evlerden Biri ve Kötü Yol romanları televizyon dizisi olarak çekilmiştir.

  ***

Orhan Kemal kendi ismiyle yazılan senaryoları, Sansür Kurulu reddettiği için senaryoların çoğunu farklı isimlerle yazmıştır. Yazdığı senaryoların gerçek bir sanat eseri olmasını çok arzuladığını söyleyen Orhan Kemal, bunun hiçbir zaman gerçekleşmediğini, sanata yatkın senaryolarının beğenilmediğini, bunun üzerine kendisinin de piyasa işi senaryolar yazdığını ve bu senaryoların kendi ismiyle anılmamış olmasını da umursamadığını ifade edecektir.

Orhan Kemal senaryo yazmayı geçinebilmek için yaptığını, buradan kazandığı parayla yazmayı arzuladığı hikaye ve romanları yazma fırsatı bulduğunu söyler. Sinemayı önemli bir sanat olarak gören Orhan Kemal bu önemli sanatın, ülke gerçekliklilerini anlatamadığını, bunun önündeki en büyük engelin Sansür Kurulu, Sansür Yönetmeliği olduğunu ifade eder: “...Bugün yurdumuzda yayımlanmış birçok roman, hikaye, tiyatro oyunu sinemamız için konu olmak bakımından, hemen hemen yasaktır. Toplumsal konuyu anlatan bir yapıtı, sinema filmi olarak çekmeye kalksanız çeşitli yasaklarla karşılaşırsınız. Ülkemiz gerçeklerini, geri kalmışlığımızı ele alan sinemacılarımız büyük cesaret ve rizikolar üstlenmek zorunda kalıyorlar...”

***

Sinemamızın önündeki diğer büyük sorunun, film yapımcılarının, sinema şirketlerinin nitelikli sanat filmi yapmak istememeleri olarak tespit eden Orhan Kemal, “İyi film yapabilmek için, iyi bir senarist, iyi bir rejisör, en iyi teknisyenlere çok para ödemeniz gerekir. Film iş yapmazsa, büyük zarara katlanmak gerekecektir. O nedenle yapımcılar, çok tutmuş bir oyuncuyla piyasa işi film çekmeyi tercih ederler...” der. Batıda çekilen filmlerin pek çoğunun, içinde yaşadıkları toplumu kıyasıya eleştirdiğini, olması gerekeni gösterdiğini söyleyen Orhan Kemal, “...Biz, bugün bunlardan çok uzağız. Toplumsal geriliğimizin nedenlerini açıklayacak konulara giremiyoruz, tepemizde “sansür” var. Yabancı ideoloji korkusu, konularımızı gülünçleştiriyor, akıl dışı, gerçek dışı kalıyoruz...Sinemamızı ilkel bırakan budur...” tespitini yapar.

Oysa, ulusça kalkınmak isteniyorsa; ülkenin geriliğinin nedenlerini tespit etmek ve bilimin, sanatın aydınlığında, yol göstericiliğinde, toplumun daha iyi olması için çaba gösterilmesi gerekmektedir. Edebiyatçılar bunu romanla, hikayeyle yapmaktadır; ressamlar boyalarla, müzisyenler seslerle, heykel sanatçıları yontuyla. Sinemacılar da birçok sanat dallarının yardımıyla çekecekleri sinema filmleriyle yapmalıdır.

Orhan Kemal’in bu konudaki sözleri, toplum ve ülke gerçekliğini bir yazar olarak kavradığını ve toplumun aydınlatılması için ne denli kafa yorduğunu kanıtlamaktadır. Orhan Kemal’in sözleriyle bitirmek isterim: “Bence, Türk sineması toplumsal inceleme, araştırma görevini yapmalıdır. Ön yargılardan vazgeçilmelidir. Sinemacılarımız yurtseverdir. Sinemacılarımızın yurtseverliğinden şüphe edilmemelidir.”

Evrensel'i Takip Et