Gülsüm’ün yaşam hakkı ihlal edildi, ihmali olan herkesin sorumluluğu var!
Ankara’da yaşayan Gülsüm Kuyar, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan boşanma aşamasındaki Mehmet Kuyar tarafından öldürülmüştü. Cinayet davasının 2. duruşması yarın.
Fotoğraf: DHA
Uzaklaştırma kararı olmasına rağmen boşanma aşamasındaki eşi Mehmet Kuyar tarafından öldürülen Gülsüm Kuyar’ın davası 16 Eylül Cuma günü (yarın) Ankara Batı Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Duruşma öncesi Ekmek ve Gül’e konuşan Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Ceren Kalay Eken, Gülsüm Kuyar’ın öldürülmeden önce şikayeti ve koruma kararının ihlaline ilişkin başvurusu olduğuna dikkat çekti. Eken “Gülsüm öldürüldükten bir gün sonra Aile Mahkemesi ‘Evet bu adam tedbir kararını ihlal etmiş’ diye ancak karar verebilmiş. Ama Gülsüm’ün durumunu okul müdürü biliyor hatta bir keresinde Mehmet Kuyar’ı uzaklaştırıyor. Gülsüm, okul müdüründen yardım istiyor. Yakın arkadaşları Gülsüm’ü hiç yalnız bırakmıyor. Yani iki kadın ve okul müdürü kendilerince önlem almaya ve bir şey yapmaya çalışıyorlar ama aynı tavır maalesef kollukta yok. Eğer kolluk işini gereği gibi yapılsaydı, Gülsüm hayatta olabilirdi” dedi.
Gülsüm Kuyar’ın şikayet ve başvurularında, yaşam hakkının ihlal edilmesinin ciddi bir ihtimali olduğuna dikkat çeken Eken, “Bu risk analizi doğru yapılmış olsaydı geçici koruma verilebilirdi ya da üç günlük hapis kararı bir gün önce verilmiş olsaydı Gülsüm hayatta olacaktı. Zanlının da daha önce Gülsüm’ün çalıştığı yere gelip defalarca izlediği belli” şeklinde konuştu.
ŞARTLI TAHLİYE İLE SALINMIŞ, PEK ÇOK SUÇ DOSYASI VAR
Kuyar ailesinin avukatı Onut Tatar da önlemler alınsaydı Gülsüm'ün hayatta olabileceğini söyledi. Gülsüm Kuyar öldürüldükten bir gün sonra faille tazyik hapsi verildiğine de dikkat çeken Tatar, “Evet, bıçağı çeken Mehmet Kuyar ama bu yolu döşeyen ne yazık ki işletilen mekanizmadır. Yani kararlar zamanında alınsa, uygulansa, gerçek ve yakın olan bir tehlike görmezden gelinmese bugün Gülsüm Kuyar hayatta olacaktı. Burada devletin sorumluluğu var. İşin vehametini kavraması gereken bir yargı da var. Her şeyden önce var olan bir koruma kararı var. Tazyik hapsi var. 10 güne kadar uygulayabilirsin bunu. Faili bir şaşırtma, caydırma yaratacak etkiyi kullanmıyorlar. İşin özündeki mesele bu “diye konuştu.
Sanığın nitelikli hırsızlıktan, konut dokunulmazlığını ihlalden ve hürriyeti tahdit suçlarından sabıkaları olduğu ve cezaevinden şartlı tahliyeden çıktığı bilgisini veren ailenin avukatı Onur Tatar da “Dışarıda denetim süresi içerisinde zaten. Dolayısıyla bu süreç içerisinde cinayeti işliyor. Olayda enteresan olan şeylerden bir tanesi de öldürdükten hemen sonra Gülsüm Kuyar’ın kredi kartını alıyor. Savcılık ‘hırsızlık’tan dava açtı ama biz bunun ‘gasp’ olduğunu söyledik. Çünkü Gülsüm Kuyar saat 17.15’te bıçaklanıyor ama ölüm belgesi ve ölüm saati, 18.30 yani bu süreçte kendini savunamayacak durumda olan bir insanın gasbedilmesi söz konusu. Bunun yanında Mehmet Uyar’ın defalarca okula gidip gelmesinin, okulun dağılma saatini beklemesinin, yanında bıçak taşımasının da cinayeti tasarlamış olduğunu gösteriyor. Gülsüm Kuyar’ın telefonunu da almış SİM kartını çıkartmış ve atmış. Ama bu telefonu buldular. Bu kişiye yardım eden kişiler olduğunu da belirttik” diye konuştu.
Tatar son olarak “Failler ‘Ben ne yaparsam yapayım, dışarıdayım devlet bana dokunmuyor’ diyor. Bunu hissettiği zaman, cesaretleniyor. Cesaretlendiği zaman da cüret, fiile yansıyor. Bu kadar basit. Gülsüm Kuyar davasında, devletin sorumluluğuyla ilgili Anayasa mahkemesine de başvurduk. Yaşama hakkı ihlali başvurusu yaptık” dedi.
NE OLMUŞTU?
Ankara’da 21 Şubat’ta Mehmet Kuyar, boşanma aşamasında olduğu ve uzaklaştırma kararı aldıran Gülsüm Kuyar’ı çalıştığı okula giderek öldürdü. Gülsüm Kuyar’ı 11 bıçak darbesiyle öldüren Mehmet Kuyar, 7 gün sonra yakalanıp, tutuklandı. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Mehmet Kuyar’ın, ‘eşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve öldürdükten sonra eşinin cep telefonu ve banka kartını alarak harcama yaptığı için ‘hırsızlık’, ‘banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması’ suçlarından da 16 yıl hapsi talep edildi. (EKMEK VE GÜL)