18 Eylül 2022 04:17

Kanlı 1 Mayıs’ın romanı: Wedding Barikatları

Klaus Neukrantz kararlılıkları, tereddütleri, mücadelenin her noktasında değişen taktikleriyle 1 Mayıs’ı çok iyi yansıtır.

Fotoğraf: Wikimedia Commons

Paylaş

Nuray SANCAR

1929, Berlin.

Almanya işçi sınıfı 1919’da bir devrimin eşiğinden döndü. 1921 ve 1923 yılında tekrar silkindi ama tekrar bastırıldı. 1919 1 Mayıs’ında Berlin’de yoksul işçilerin oturduğu bir mahallede 33 kişinin ölümü ve çok sayıda insanın yaralanmasıyla sonuçlanan 1 Mayıs eylemi şiddet zincirinde ayrıca öne çıkar.

Bu katliam iktidarda SPD’nin (Sosyal Demokrat Parti) bulunduğu bir sırada yaşanmıştır. 1919’da Rosa Luksemburg’un öldürülmesinden, 1923 Hamburg barikatlarının bastırılmasından sorumlu olan partidir bu. Almanya Komünist Partisi ve SPD iki önemli güçtür o sıralarda ve işçiler arasında azımsanmayacak bir kitleye sahiptirler. 1933’te iktidara gelecek olan Nazilerin de ağır ağır yükseldiği zamandır.

1 Mayıs gösterileri günlerce önce yasaklanır. Hükümet partisinin yayın organı İleri gazetesinde 1 Mayıs kutlamalarının kana bulanacağı, komünist işçilerin silah kullanacağı propagandası yapılmaktadır. Öyle yoğun bir yaygara koparılmıştır ki, daha ortada hiçbir şey yokken 1 Mayıs’ta yürüyüş yapma kararlılığındaki işçiler baştan suçlu ilan edilmiştir. Bu aslında başında SPD’li bir genel müdürün bulunduğu emniyetin 1 Mayıs’a nasıl hazırlandığının göstergesidir. Ancak SPD’ye bağlı sendikaların ihanetini ve Genel sendikalar Birliğinin bu yasağa desteğini de unutmamak gerekir. İşçilerini yalnız bırakan bu sendikalar 1 Mayıs’ta sokağa çıkmama çağrısı yaparlar.

Klaus Neukrantz’ın yazdığı Wedding Barikatları adlı belgesel roman Berlin’in, bir mahallesinde, esas olarak bir sokağında yasağa uymayarak 1 Mayıs’a hazırlanan ve çoluk çocuk hep birlikte yürüyüşe katıldıklarında polisin saldırısıyla karşılaşan işçileri anlatır. Bu saldırı günlerce sürer. Polis müdürü bu mahallenin ev ev ‘alınması’ direktifini vermiştir ve öyle yapılır. İşçilerin coplayan, ateşli silah kullanan polisle mücadelesi günlerce sürer. Bilanço korkunçtur.

Klaus Neukrantz bu kitabı 1931 yılında yazdı ancak yasaklandı. Nazilerin iktidara geldiği 1933 yılında Daily Worker’da tefrika edildi. Yeniden keşfedilmesi ise 1968’di.

1929 1 Mayıs’ına bu acımasız saldırının yapılması bir kaza, emniyetin ve içişleri bakanlığının sebepsiz inadından değildi. 1 Mayıs’tan kısa bir süre önce mahallede yapılan toplantıda konuşan işçi lideri durumu şöyle özetlemekteydi: “Birbiriyle uzlaşmayan iki sınıf cephesi görüyoruz. Bu yıl ilkbahardaki fabrika konseyi ve işçi temsilcisi seçimleriyle açılışı yaptık. Almanya genelinde Komünist Partisi ve Devrimci Sendika Muhalefeti olarak tartışmasız bir zafer kazandık. Ruhr bölgesinde maden ocaklarında, Siemens’te, AEG’de, IG boyaları tröstünün kimyasal cehennemlerinde, tersanede… her yerde zafer kazandık. Reformistler önemli bir yenilgiye uğradı… Yoldaşlar işçi temsilcisi seçimlerinden 1 Mayıs yasağına dümdüz bir çizgi çizebiliriz.”

Bu kısa özet SPD’nin mevzi kaybından dolayı yaşadığı ‘gönül yarası’nın öcünü alma ihtiyacını göstermez sadece. Yenilmiş kalkmış, tekrar yenilmiş yine doğrulmuş bir sınıfı tamamen ezmeden yoluna devam edemeyeceğine kani olmuş Alman egemen sınıflarının korkularıyla da ilgilidir. Wedding 1 Mayıs’ı katliamı, 4 milyona yakın oy alan Komünist Partisini, kök saldığı sınıfı sindirip ezerek kötürümleştirmek için yapılanların içinde vardır. Bu aynı egemen sınıflar Hitler’in iktidara yürüyüşünde gerekli kolaylığı göstereceklerdir. Tabii yine SPD’nin katkısıyla.

Dönemin siyasi tablosu içinde bir küçük mahallede sınıf çelişkilerinin nasıl yaşandığını anlatır Wedding Barikatları. Kızıl Bülbül lokantası, mahalle halkının 1 Mayıs hazırlıklarını tartıştığı mekandır. Sokaktaki parti birimi Wedding Emekçisi adlı bir yayın çıkarmaktadır. Herkesin herkesi tanıdığı, bütün sakinlerinin kenetlendiği ve dayanışma içinde olduğu örgütlü bir yerdir Wedding. Hükümetteki kendi partilerine, ‘yoldaş emniyet müdürü’ne güvenleri sarsılan ve yasağı dinlememeye karar veren SPD’li işçiler için de bir dönüm noktasıdır bu 1 Mayıs.

Klaus Neukrantz kararlılıkları, tereddütleri, mücadelenin her noktasında değişen taktikleriyle 1 Mayıs’ı çok iyi yansıtır. Evlere asılan bayrakları, Kızıl Bülbül Lokantasında geçen hayatı, duvarlardaki Rosa Luksemburg, Karl Liebknecht, Lenin fotoğraflarını, bir metal işçisinin bütün o hengame içinde teorik çalışma yapmasını, sloganları, haberleşme sistemleriyle mahalle halkının yoldaşlığını bir solukta okutur.

1 Mayıs’ta işçi sınıfına bir cehennem yaşatılmıştır. Buna rağmen gün ‘Bir Wilhelm’den aldığımızı hiçbir Wilhelm yasaklayamaz’ diyordu işçiler, SPD Hükümetini imparatorlukla özdeşleştirmişlerdi. ‘Neyi öldüreceksiniz… açlığımızı mı?​’ diye bağırıyordu bir işçi.

Açlık değil işçiler öldürüldü… Tam 33 kişi. Yaralı sayısı 250. 

Peki Wedding’e ne oldu. İçinde yer aldığı Köslin bölgesi 1950’li yıllarda yerle bir edildi. Alman devleti bölgenin hafıza tazeleyen bir yer olmasını istememişti. Kitabın sonunda verilen bilgiden anlaşılıyor ki Wedding 1970’li yılların sonuna kadar, yeniden imar kapsamında “Eşi benzeri görülmemiş bir öfke ve kaba kuvvetle yıkıldı. Tamamen gelişigüzel ve tarihten yoksun bir biçimde üzerine beton döküldü. Efsanevi Kızıl Wedding’den geriye hiçbir şey kalmadı.”

Kitap Yordam Yayınlarından, Sevinç Altınçekiç çevirisiyle yayımlandı.

ÖNCEKİ HABER

Karaburun Bilim Kongresinde “Akademinin Tarihsel-Siyasal Sorumluluğu” konuşuldu

SONRAKİ HABER

Altın Koza’da kısa film jürilerinin açıklanması isteniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa