İşçi mektubu: Bize ‘Güneş’ doğmuyor

Güneş Plastik işçisi
Gebze

Güneş’in herkese eşit olması, adaletli olmamız için öğretici bir hakikattir. Ama ne yazık ki burada işler böyle yürümüyor… Arçelik LG, Assan Hanil, Arzum, Hyudai, Ford, Farba, Eczacıbaşı, Gold Master, Tefal gibi markalar için üretim yapıyoruz. Hepsi piyasada büyük, kaliteli, sürekli kullandığımız, evimizde de bulunan ürünlerin bağlı olduğu markalarına üretim yapılan bir yerdir Güneş Plastik.

Güneş Plastik’in sitesine girdiğiniz zaman sizi deneyimli, güvenli, sektörde başarılı olduğu kadar çalışanlarına da her türlü imkanı sunan ve memnuniyetine önem veren bir dünya karşılar. Tıpkı diğer tüm ana firmaların sitesinde olduğu gibi... Hatta der ki Güneş Plastik “Hayalin gerçekle buluştuğu noktadayız.” Kimin hayali bu? Ne var kurulan bu hayalde? Güneş Plastik işçisinin bundan haberi var mı? Gerçek ne peki?

Bizim gerçeğimiz sabahın erken saatlerinde yollara düşmek. 06.45’te “Güneş” doğmadan uyanan kadınlar, gençler olarak yola düşüyoruz. 16.45’e kadar çalışıyoruz. Gece vardiyası olunca 16.45 işbaşı, çıkış 06.45. Yani gece vardiyasında sürekli 14 saat çalışıyoruz. Çay molamız yıllardır yok. Dört mola da makine başında geçiyor. Gün içinde en az 10 saat çalışırken nefes almak için dışarı çıkamazken çayı da tezgahta içiyoruz.

CANIMIZDAN CAN GİDİYOR

Krizin yükü sadece işçilerin ve emekçilerin omzundadır. Pandemi, savaş, işçilerin yaşamını dar boğaza alan her şey karşısında patronların kazancı katbekat artmıştır. Güneş Plastik patronu da bunlardan biridir. Güneş Plastik’te çalışan işçilerin her türlü duygusunu, zorda kaldığı durumları kullanarak bizleri yüz yıllar önceki koşullara mecbur bırakmakta ve bu durumu kullanmaktadır. İş bulamama hali Erdoğan’ın iddia ettiği gibi işi beğenmemekten değil. Patronların yasaları keyfine göre kullanmasından, işçilerin mücadele ile kazandığı Anayasada yazan hakları ihlal etmesinden, Anayasanın patronları korur hale gelmesindendir. İşten atılma korkusu, amirin baskısı, başka makineye sürülme korkusu bizleri yıllardır fazla mesaiye kalmaya itiyor. Bu insanlık dışı koşullara rağmen asgari ücretle çalışıyoruz. O yüzden canımızdan can gitse de diğer tüm işçiler gibi 14 saat çalışmayı kabul ediyoruz. Kaldı ki etmeme gibi bir lüksümüz yok. Çünkü gece vardiyasında normal çalışma saatlerinizi doldurup gitmek isterseniz bile servis yok.

AYDINLIK ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE GELİR

Cumartesi ise “zorunlu mesai” diyerek rızamız dışında çalıştırılmak zorunda kalıyoruz. Cumartesi günü çalışmaya gelmek istemeyenlere ya da gelmeyenlere işveren işten çıkarma tehdidinde bulunarak zalimliğini gösteriyor. İki hafta üst üste gece de 14 saat mesai yapıyoruz. Pazar günleri 06.45’te vardiyayı bitirerek çıkıyoruz ve bu sözde izinli günümüz. Tabi bu kadar yorgunluğun üstüne bir gün bile olmayan dinlenme zamanı ne kadar sağlıklı olur?

Bizim hayalimiz bu anlattıklarım değil. Ama gerçekliğimiz bu. Güneş Plastik fabrikası kurulduğundan bu yana hayalini gerçeğe dönüştürmek için işçileri en ağır koşullarda çalıştırdı. Kârına kâr katması, ürün çeşitliliğinin artması, Eskişehir’de ikinci bir fabrikanın açılması, Kütahya’da yeni bir fabrikanın açılacak olması biz işçilerin emekleri sayesindedir. Piyasada gördüğümüz ünlü markaların çoğu bizim tezgahımızdan geçiyor. Evlerimizde çayı, kahveyi pişirdiğimiz elektronik aletler de... Fabrikası sendikalı olsa da yan parçasının üretimini bizim yaptığımız koca koca firmalarda çalışan tüm işçi kardeşlerim duysun: “Bize güneş doğmuyor!”

İşçiler, emekçiler, Güneş Plastik işçisi kardeşim, bu sömürücü sisteme karşı beraber örgütlü bir mücadele ancak emeklerimizi aydınlığa çıkarabilir.