Ermenistan’a saldırılar ve Nahçıvan Koridoru
Aliyev, Azerbaycan’ın koridorun geçeceği toprakları zorla alacağı tehdidinde bulunmuştu. 13 Eylül gecesi saldırı haberleri yayıldığında, pek çok kişi Azerbaycan’ın tehdidi yerine getirdiğini düşündü.
Harita: Yerevanci/Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)
Arshaluis MGDESYAN*
Eurasia.net
Azerbaycan Ermenistan’ın güneyindeki hedeflere yönelik eşi benzeri görülmemiş bir dizi saldırı başlattığında, spekülasyonlar hemen Bakü’nün “Zengezur (Nahçıvan) Koridoru” olarak adlandırdığı projeye sıçradı.
Yol projesi, 2020’deki savaştan bu yana Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki en tartışmalı konulardan biri haline gelmişti ve Bakü düzenli olarak Ermenistan’ı, Azerbaycan’ın Nahçıvan eksklavını güney Ermenistan üzerinden ülkenin geri kalanına bağlayacak olan ulaşım rotasını kurma yükümlülüklerinden kaçmakla suçluyor.
Hatta Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan’ın Bakü’ye istediğini vermemesi halinde Azerbaycan’ın koridorun geçeceği toprakları zorla alacağı tehdidinde bulunmuştu. Dolayısıyla 13 Eylül gecesi saldırı haberleri yayıldığında, her iki tarafta da pek çok kişi Azerbaycan’ın bu tehditleri yerine getirdiğini düşündü.
Ermeni liderin 14 Eylül’de 105 kişinin öldüğünü söylediği gerginlik şimdilik azalmış gibi görünse de, Azerbaycan hükümeti ve hükümet yanlısı kaynaklar koridor müzakerelerini saldırılara gerekçe olarak kullanmaya devam ediyor. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan ve saldırıyı haklı gösteren bir açıklamada Ermenistan “yeni koşullar öne sürmek ve iletişim ve ulaşım yollarının açılması sürecini sekteye uğratmakla” suçlandı.
Günler önce Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermenistan’ın Azerbaycan’ın Ermenistan toprakları üzerinden bir “koridor” açmasına izin vermeyeceğini yinelemişti. “Azerbaycan bir koridordan bahsediyor. Ancak şunu açıkça söylemek isterim ki, Ermenistan topraklarından geçecek bir koridoru kimseye vermeyeceğiz” dedi: “Ancak bir yol önereceğiz ve açacağız ve bunu her an yapmaya hazırız. Bu önerileri Azerbaycan’a da verdik, Azerbaycan kabul eder etmez bu anlaşmayı çok hızlı bir şekilde hayata geçirebileceğiz.”
“Öneriler” ifadesi, Ermenistan Ulusal Güvenlik Servisi’nin 18 Ağustos’ta yayınladığı ve Azerbaycan’ın Kelbecer bölgesi sınırındaki Sotk köyünde, Azerbaycan’ın Gubadlı bölgesi sınırındaki Karahunj’da ve Azerbaycan’ın Nahçıvan eksklavı sınırındaki Yeraskh’da olmak üzere üç yeni sınır geçiş noktası kurulmasını öneren karar taslağına atıfta bulunuyor.
Yeni sınır kapıları Azerbaycan araçlarının ülkenin ana karası ile Nahçıvan arasında seyahat etmesine olanak sağlayacak. Bu da teorik olarak, savaşı sona erdiren 2020 ateşkes anlaşmasının temel koşullarından birini karşılayabilir: Ermenistan, Nahçıvan ile Azerbaycan’ın geri kalanı arasında kendi toprakları üzerinden “ulaşım bağlantılarının güvenliğini garanti edecektir”.
Azerbaycan ise ulaşım bağlantılarının nasıl yapılması gerektiği konusunda tek bir görüşe odaklanmış durumda: Ermenistan’ın güney sınırı boyunca, Nahçıvan ile Azerbaycan’ın geri kalanı arasındaki en kısa mesafe olan ve iki tarafın Sovyet döneminden kalma bir demiryolunu yeniden inşa etme konusunda anlaştığı Meghri kasabasından geçen bir yol.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev mayıs ayında yaptığı açıklamada “Hem demiryolunun hem de karayolunun Meghri ve Zengezur’dan geçeceği zaten belirlenmişti” dedi: “Yani dediğim gibi bunu başarıyoruz. Yani gündemi biz belirliyoruz.”
Güzergah sorununun ötesinde, iki taraf yolun ya da yolların yasal statüsü konusunda da bölünmüş durumda. Ateşkes anlaşmasına göre yeni ulaşım yollarının Rus sınır muhafızları tarafından “kontrol edilmesi” gerekiyor. Azerbaycan ise güzergahın Azerbaycan araçlarının Ermenistan topraklarından gümrük kontrolüne tabi olmadan geçmesine izin vermesi gerektiğini savunuyor. Bu da güzergahı, Ermenistan ve Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan toprakları üzerinden bağlayan ve Azerbaycan’ın üzerinde hiçbir kontrol uygulamadığı Laçin Koridoru ile karşılaştırılabilir bir statüye kavuşturacaktır.
Ancak Ermenistan, İran’a tek çıkış noktası olan güney sınırı üzerindeki kontrolünü kaybedeceği korkusuyla, üzerinde hiçbir yetkisi olmayan bir “Zengezur Koridoru” olasılığını reddediyor.
Paşinyan 14 Haziran’da El Cezire'ye verdiği mülakatta “Sözde koridorla ilgili ifadeler bizim için kabul edilemez ve bu bizim için kırmızı çizgi, çünkü bölgemizde üçlü açıklamaya göre tek bir koridorumuz var ve bu da Laçin koridoru” dedi.
Eurasianet’e konuşan Analist Armine Margaryan ise “Erivan aslında üzerinde anlaşmaya varılmış olan demiryolu iletişimini karayollarından ayırmak istiyor” dedi: “Ermenistan, Bakü’nün bu iletişimleri tek bir pakette değerlendirmesini ve bunlar için Laçin Koridoru ile karşılaştırılabilir statüde özel bir işletme şekli talep etmesini önlemek için kendi iç yollarını öneriyor.”
Ancak Azerbaycan, Ermeni teklifinden etkilenmiş gibi görünmüyor. Yetkililer bu konuda yorum yapmadı ve Zerkalo.az web sitesindeki bir analizde, ulaşım uzmanı Rauf Agamirzaev, Bakü’nün taleplerini karşılamadığını söyledi. Agamirzaev, “Azerbaycan bölgedeki tüm ulaşım hatlarının açılmasından yana, ancak önceliği Zengezur Koridoru ve bu Ermenistan’ın planlarında yok” dedi.
Diğer Azeri analistler, Ermenistan’ın Nahçıvan’a bir “koridor” açılmasına izin vermemesi halinde, Bakü’nün aynı düzenlemelerin Laçin Koridoru’na da uygulanması konusunda ısrarcı olacağını savunuyor.
Zengezur Koridoru fikri, İran ile olan sınırının kesilmesinden ve dost olmayan Türkiye ve Azerbaycan tarafından daha geniş bir şekilde kuşatılmaktan korkan İran’ı alarma geçirdi. İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in planı eleştirmesi Ermenistan’a Zengezur Koridoru’na karşı koyabileceği konusunda daha fazla güven verebilir.
İran uzmanı Georgi Mirzabekyan Eurasianet’e yaptığı açıklamada “Ermenistan İran’la olan ulaşım bağlantılarından vazgeçemeyeceğini, aksi takdirde İran’la olan sınırını kaybedebileceğini ve bunun Ermenistan’ın egemenliğine büyük bir darbe olacağını savunuyor” dedi.
Süreçteki bir diğer kilit oyuncu ise ateşkes anlaşmasının garantörü olan Rusya. Sürekli olarak Kafkasya’da iletişimin açılmasından yana olan Rusya, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Avrupa’nın batısıyla olan bağlantılarının kesilmesiyle daha da büyük bir ilgi duyuyor.
Düşünce kuruluşu International Crisis Group analistlerinden Olesya Vartanyan Eurasianet’e yaptığı açıklamada “Ukrayna’daki savaşın ardından Rusya ile Avrupa arasındaki hava, kara ve deniz iletişiminin askıya alınmasıyla birlikte Moskova, Türkiye ile ek iletişim yolları elde etmek için Ermenistan üzerinden iletişimin açılmasıyla yakından ilgileniyor” dedi: “Bu bağlamda Rusya’nın Erivan’a bu konuda baskı yapabileceği varsayılabilir. Ancak diğer yandan bu, Erivan’ın Rusya’nın gözündeki önemini arttırmak için kullanabileceği bir fırsattır, böylece bir şekilde Bakü ile bir anlaşmaya varmasına yardımcı olabilir.”
Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde Kafkasya analisti olan Sergey Markedonov, yeni güzergahın güvenlik garantörü olması beklenen Rusya’nın sonuçta ek bir çıkarı olduğunu söyledi. Ateşkes anlaşmasının taşımacılıkla ilgili hükümlerinin “sadece genel hatları içerdiği, ayrıntı içermediği” göz önüne alındığında, kaçınılmaz olarak farklı yorumlar olacaktır. Ancak Rusya için en önemli şey güvenlik sağlayıcı rolü. Eurasianet’e verdiği demeçte, “Rusya’nın garantör olarak kendisi için zorlayacağı şey tam olarak budur” dedi.
Paşinyan’ın müttefiki ve Hanrapetutyun Partisi Başkanı Aram Sargsyan da Rusya’nın bir tür yolun kurulmasını sağlamakta kendi çıkarları olduğu konusunda hemfikir. Eurasianet’e konuşan Sargsyan, “Bu şekilde Ermenistan’ı Karabağ’a ve Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayan iki hayati koridoru aynı anda kontrol edecek ve böylece bu ülkelerin kendisine olan bağımlılığını arttıracak” dedi.
* 14 Eylül’de yayımlanan yazının orijinal başlığı: Ermenistan'a yönelik saldırılar Azerbaycan için "koridor" konusunda süregelen anlaşmazlıkların altını çiziyor.