22 Eylül 2022 03:30

'AYM ifade özgürlüğü konusunda evrensel ölçülere uygun tutum almalı'

Prof. Dr. Levent Köker; AYM'nin, cezaevindeki Mustafa Koca'ya gazetemiz Evrensel'in verilmemesini "ifade özgürlüğü ihlali değildir" kararını değerlendirdi.

Fotoğraf: Cem Öksüz/AA

Paylaş

Anayasa Mahkemesi (AYM), cezaevindeki Mustafa Koca’nın, gazetemiz Evrensel’in kendisine verilmemesi üzerine “ifade özgürlüğü ihlali” nedeniyle yaptığı başvuruyu değerlendirdi. AYM kararında “İfade özgürlüğünün ihlal edilmediğine” hükmetti. Kararı değerlendiren Kamu Hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker, AYM’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile çatışıp çatışmadığını ortaya koyması gerektiğini belirtti.

AYM’NİN DAYANDIRDIĞI GEREKÇELER

Köker; daha önce benzer konularda ihlal kararı vermiş olan Anayasa Mahkemesinin bu defa ihlal olmadığı sonucuna varmasını dayandırdığı gerekçeleri şu şekilde açıkladı:

“1-Tutuklunun ifade özgürlüğüne bir müdahale olmuştur ama bu müdahalenin kanuni dayanağı vardır: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da 2020 yılında yürürlüğe giren bir değişiklik, Basın İlan Kurumu tarafından resmi ilan yayımlama hakkı durdurulan gazetelerin cezaevlerine girmesini yasaklamaktadır. Başvurucunun talebi bu kanun uyarınca reddedilmiştir.

2-AYM, bu kanun hükmünün, kendisince daha önce verilen bazı ihlal kararlarında işaret edilmiş olan ve yargının iş yükü ile ilgili bir sorunu gidermek üzere getirilmiş olduğunu kaydetmekte ve bu açıdan anılan hükmü onaylamaktadır.

3-Evrensel gazetesinin tirajının düşüklüğü nedeniyle BİK tarafından ilan yayımlama hakkının durdurulduğunu kaydeden AYM, aynı cümle içinde, bu durumun ‘Kurum düzeni, disiplini, güvenliği ve mahkumların ıslahı meşru amaçlarını gerçekleştirmek yönünden zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşıladığı’nı da belirtmekte ve ‘Tutukluya katlanması gerekenden fazla bir yükümlülük yüklemediği’ni, orantısız ve demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığını eklemektedir.”

‘AYM, AİHS İLE ÇATIŞIP ÇATIŞMASINI ORTAYA KOYABİLİRDİ’

Köker, AYM’nin kararına yönelik eleştirileri de şöyle açıkladı:

“1-Kararda, tutuklunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin kanuni dayanağını oluşturan hükmün Anayasa’ya, özellikle de 90. maddenin son fıkrası üzerinden uluslararası insan hakları hukukunda geçerli olan ölçütlere uygun olup olmadığı hiç tartışılmamıştır. Bireysel başvurularda uluslararası insan hakları hukukunu gözetmek zorunda olan AYM’nin bu tartışmayı yaparak, BİK’in ilan hakkını durdurduğu gazetelerin cezaevlerine girmesini yasaklayan kanun hükmü ile örneğin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) çatışıp çatışmadığını ortaya koyması gerekirdi. Bireysel başvuruda bu kanun hükmünün AYM’ye aykırılığının ileri sürülmemiş olması, bu zorunluluğu değiştirmemektedir.

2-Bir gazetenin tirajının düşük olması nedeniyle cezaevine girmesinin yasaklanması ile ‘kurum düzeni, disiplini, güvenliği ve mahkumların islahı’ arasında nasıl bir ilişki kurulduğunu anlamak ise mümkün değildir. Tirajı düşük gazeteler cezaevine girince, mahkumların ıslahı tehlikeye mi girmektedir veya cezaevi düzeni mi bozulmaktadır? Buradaki mantığı anlamak ve bu mantık üzerinden sözü edilen yasağın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilmesi sonucuna varılmasındaki muhakeme tarzını kavramak gerçekten imkansızdır.”

Ülkemizde, bizzat AYM’nin açıkladığı verilerle sabit olduğu üzere, önemli bir bölümü uzun tutukluluklardan kaynaklanan adil yargılanma hakkı ihlallerinin yaygın ve yoğun olarak yaşandığına dikkat çeken Köker, “Bu gerçek karşısında, AYM’nin tutukluların ifade özgürlüğü gibi çok temel insan haklarına karşı daha az mevzuatçı ve daha evrensel ölçülere uygun bir tutum içinde olması beklenirdi” dedi. (İstanbulEVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

‘Gazetecinin kim olduğuna İletişim Başkanlığı karar veremez’

SONRAKİ HABER

Fahrettin Altun’un evinin fotoğraflandığı suçlamasıyla açılan davada beraat kararı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa