Hukukçu ve hekimler: Vicdani ve etik sorumlulukla ölümleri durduralım
Hasta tutukluların durumuna dikkat çeken hukukçu ve hekimler, "Bizler ölümlerin olağan olmasına izin vermeceğiz" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Hasta mahpusların durumuna dikkat çekmek için Mülkiyeliler Birliği'nde bir araya gelen hukukçu ve hekimler, "Bizler ölümlerin olağan olmasına izin vermeceğiz" diyerek; başta siyasi yetkililer olmak üzere STK’lere, siyasi partilere, hak savunucularına ve hekimlere çağrıda bulunarak vicdani ve etik sorumluluğu göz önünde bulundurarak yaşanan ölümle karşısında çağrı yaptılar.
Hasta mahpusların durumuna dikkat çekmek isteyen Adalet İçin Hukuçular, Ankara Tabip Odası (ATO) İnsan Hakları Komisyonu, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şube, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şube, Demokrasi İçin Hukukçular (DİH), Toplumsal Hukuk ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu Mülkiyeliler Birliği'nde bir araya geldi.
ATK'LAR İNFAZ REJİMİNİ CEZA REJİMİNE ÇEVİRİYOR
Açıklamayı Özgürlük İçin Hukukçular Derneği'nden Av. Hülya Yıldırım okudu. Adalet Bakanlığı, yargı ve Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) infaz rejimini ceza rejimine çevirmesi ile hapishanelerden sürekli ölüm ve hastalık haberleri geldiğine dikkat çeken Av. Yıldırım, son dönemde hapishanelerde yaşanan insan hakkı ihlallerine değindi.
Av. Yıldırım, hapishanede yaşamını yitiren astım hastası Bazo Yılmaz’ın 11 Aralık 2016 tarihinde gözaltına alındığında 25 gün süren gözaltı süresi içerisinde, kapalı spor salonunda elverişsiz, sağlık ve hijyenden uzak koşullardan dolayı KOAH'a döndüğünü; Yılmaz'ın tek başına hayatını idame ettiremediğini ve oksijen cihazına bağlı yaşamaya çalışıp Adli Tıp Kurumu'na 2021 yılında yaptığı başvurusunun ise "Cezaevinde kalabilir" denilerek reddedildiğini söyledi.
"BU ÖLÜMLERİN HİÇBİRİ DOĞAL ÖLÜM DEĞİLDİ"
Yine Elazığ 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinde tutulan, hastane raporlarına rağmen beş yıldır tahliye edilmeyen yüzde 96 engelli ve hasta İbrahim Yıldırım'ın da yaşamını yitirdiğine açaıklamada değinen Av. Yıldırım; 5 yıldır hastalıklarına ve hastane raporlarına rağmen tahliye edilmeyen Yıldırım’ın, beyninde tümör bulunduğunu, sol gözünde görme kaybı ve geçirdiği ameliyatlar nedeniyle sağ gözünü kaybettiğini de ifade etti.
Av. Yıldırım, açıklamada sadece 2022 yılının başından bu yana cezaevlerinde aralarında tahliyeleri ATK tarafından engellenen hasta mahpusların da bulunduğu 44 tutuklu ve hükümlü yaşamını yitirdiğine değindi ve "Bu ölümlerin hiçbiri doğal ölüm değildi ve düşman ceza hukukunun devamı olan düşman infaz rejiminin sonucuydu. Hasta mahpusların erken tanı alması, tedavi süreçlerinin aksamaması, sağlıklarının düzenli olarak izlenmesi, tedavi olabilmeleri konusunda insani bir yaklaşımın esas alınması gerekliyken bunun aksi uygulamalar gerçekleştirilmesi cezaevi yönetimlerinin sorumluluğunu doğurmaktadır" dedi.
"ATK'NİN BAĞIMSIZLIĞINI VE BİLİMSELLİĞİNİ SORGULUYORUZ"
'Cezaevinde kalabilir' raporları veren ATK'nin sorumluluğunun da altını çizmek gerekir diyen Av. Yıldırım; "Kocaeli ATK'nin 'cezaevinde kalamaz' raporuna rağmen Aysel Tuğluk hakkında “cezaevinde kalabilir” raporu veren ATK’nin bağımsızlığını ve bilimselliğini sorguluyoruz" dedi.
Öte yandan ATK'nin cezaevinde kalamaz raporu verdiği hasta mahpusların bu sefer de yasadaki “toplum güvenliği” düzenlemesi sebebiyle emniyet müdürlüklerinin yazdığı raporlar yüzünden ölüme terk edildiğine de değinen Av. Yıldırım, "Bunun en canlı örneği, ATK’nin “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen Kızıltepe TEM Şube Müdürlüğünün, “toplum güvenliği bakımından tehlikeli” yanıtı sebebiyle tahliye olması engellenen Metris R Tipi Cezaevi’nde tutulan yüzde 98 engelli hasta tutuklu Serdal Yıldırım’dır. Yani sistemin her bir parçası bu tahliyeleri ve aslında yaşam hakkını engellemek üzere tavır geliştirmektedir." diye konuştu.
Bu ölümlerin sorumlusunun siyasi kararlar veren yargı, mahpusların sağlığa erişim hakkını engelleyen cezaevi yönetimleri, hukuk dışı raporlara imza atan ATK ve tüm bunlarında üstünde bulunan Adalet Bakanlığı olduğuna dikkat çeken Av. Yıldırım; "Bizler ölümlerin olağanlaştırılmasına asla izin vermeyeceğiz. Buradan tüm hukuk kurumlarına, STK’lere, siyasi partilere, hak savunucularına, hekimlere çağrıda bulunuyoruz. Sizleri, bu hukuki, vicdani ve etik sorumluluğu olan ölümler karşısında duyarlı olmaya ve cezaevlerinden tabutlar çıkmasın diye aylardır adalet nöbetinde olan, sık sık darp edilip gözaltına alınan mahpus ailelerinin yanında olup mücadele etmeye davet ediyoruz." dedi. (Ankara/EVRENSEL)