24 Eylül 2022 03:58

Celal Karaca: Devam edebilecek miyiz kaygısını sürekli taşıyoruz

Celal Karaca; Edebiyat Nöbeti dergisini anlattı.

Celal Karaca (Fotoğraf: Kadir İncesu) 

Paylaş

Cenk KOLÇAK

Türkiye’de giderek derinleşen ekonomik krizden dolayı zor zamanlar geçiren kültür yayıncılığı alanında bazı yayınevleri ve dergiler kapanırken bazıları da yayınlarını süresiz durdurduğunu açıklamıştı. Yine de bu şartlar altında varlığını sürdürmeye çalışan yayıncılar da var. Onlardan biri de Edebiyat Nöbeti dergisi.

Edebiyat Nöbeti, 2015 yılında Samsun’un Bafra ilçesinde kurulan ve iki ayda bir yayımlanan basılı bir edebiyat kültür ve sanat dergisi. Dergi bugüne kadar 40 sayıyı geride bırakırken Gülten Akın, Sennur Sezer, Hasan Hüseyin, Vedat Türkali, Adnan Özyalçıner, Vüs’at O. Bener gibi pek çok şair ve yazarı dosya konusu yaptı. Köy Enstitüleri, Sahafa Düşen İmzalı Kitaplar, Madımak gibi edebiyat kültür ve sanat dünyamızı etkileyen yine birçok konuyu okurla buluşturdu. Şiir ve öykünün yanı sıra eleştiri ve inceleme gibi fikir yazıları da yayımlayan dergi İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun ve Trabzon’daki anlaşmalı kitabevlerinde bulunabiliyor ve yıllık abonelik yöntemiyle de yurt içi ve yurt dışındaki okurlarına ulaşabiliyor.

Edebiyat Nöbeti’ni, Derginin İmtiyaz Sahibi Celal Karaca ile konuştuk. Edebiyat Nöbeti’ni taşra dergisi olarak görmediğini söyleyen Karaca “Gelecek sayılar için çok net bir şey söyleyemiyorum. Bir sonraki sayıdan sonra devam edebilecek miyiz kaygısını sürekli taşıyoruz” diyor.

"EDEBİYAT ARAŞTIRMACILARINA KAYNAKLIK EDECEKTİR"

Edebiyat Nöbeti, yayın hayatına başladığı günden bugüne Türkiye edebiyatında ve dolayısıyla dergi yayıncılığında hangi ihtiyaca ya da eksikliklere/ yeniliklere karşılık gelmektedir?

Aslında biz yola çıkarken Edebiyat Nöbeti’nin bu kadar iddialı bir dergi olacağını düşünememiştik. Hepi topu 8 kişiydik ve her birimizde bir “taşra mütevazılığı” vardı. Bu “taşra mütevazılığı” bizde bir “taşra sıkıntısı” yaratıyordu. Bu “taşra odaklanması” kafamızda bir “taşra dergisi” yaratmıştı. Ama bu “taşra dergisi” çok kısa bir sürede kabuğunu kırarak bir “Türkiye dergisi” kimliğini kazandı. Edebiyat Nöbeti’nin en önemli özelliği, birinci sayının dışında her sayıda kültür, sanat, edebiyat alanında iz bırakan kültür/sanat insanlarını dosya olarak okurlarına sunmasıdır. Bu dergimizin en önemli yeniliklerinden biridir. Dergimiz bu haliyle gelecekte edebiyat araştırmacılarına, akademisyenlere kaynaklık edecektir.

Yayımcılıkta tekelleşmenin ve ticarileşmenin artması, internet yayımcılığının genişlemesi ve derinleşen ekonomik kriz şartları… Edebiyat Nöbeti sanat ve edebiyat yayımcılığı alanında bu zorluklarla nasıl mücadele ediyor?

Derinleşen ekonomik kriz yaşamın her alanına bir balyoz gibi indi. Özellikle de yayın sektörü bu krizden etkilenenlerin başında geliyor. Her şeyde dışa bağımlı hale geldik, ama matbaa ve matbaa ürünleri alanında daha da dışa bağımlıyız. İnternet yayımcılığının yaygınlaşmasıyla başlayan basılı yayımcılık öldü; kağıdın bir hükmü kalmadı gibi tartışmaların özellikle de kağıt kriziyle bir anlamı kalmadı. Zorluklarla mücadeleye gelince, zaten biz derginin ilk sayısından itibaren bu zorlukları yaşamaya başladık. Bizim dergimizin ilk sayısındaki sermayemiz 8 kişininin emekli maaşından oluşan “imece”ydi. Şimdilerde ise, ara sıra alabildiğimiz ilan/reklam gelirleri, en önemlisi de sürdürümcülerimizin özverili katkıları. Sağ olsunlar. Sürdürümcülerimizin önemli bir bölümü her yenilemede yıllık sürdürümcü tutarının çok çok üstünde katkı yapmaktadır.

Bu zorlukları göz önünde bulundurarak, Türkiye’de yayımcılığı nitelikli ve sürdürülebilir kılmak için ne gibi alternatif çözümler üretilebilir?

Yayın kooperatifciliği alanında çalışma yapılmalıdır. Ülkemizin her ilindeki yayıncılık yapan (dergi, kitap yayıncılığı vb.) insanları da katmalı bu oluşuma. Gerçi değişik yıllarda YAZKO, AYKO, EDEBİYAT KOOP gibi girişimler oldu. Çok ciddi bir varlık gösteremediklerinden hiç birisi uzun ömürlü olamadılar. Özellikle edebiyat dergiciliği/süreli yayınlar için değişik illerde temsilcilikler oluşturulabilir. Böylece dağıtım ağı canlandırılabilir. Son iki üç yıldır özellikle büyük şehirlerde Edebiyat Nöbeti dergisinin temsilcisi arkadaşlarımız Edebiyat Nöbeti için bir kargo elemanı gibi çaba harcıyorlar. Onların özverili çalışmalarıyla kargo masrafımız biraz hafifledi. Bu özverili çalışmalarıyla Edebiyat Nöbeti’nin ömrünü uzatan arkadaşlarıma buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

"TAŞRA DERGİSİ OLARAK GÖRMÜYORUM"

Edebiyatta taşranın ruhuna dair konuşmak yersiz olmayacaktır. Sizce Edebiyat Nöbeti dergisi merkez-taşra ilişkisinin neresinde konumlanıyor?

Her şeyden önce Edebiyat Nöbeti dergisini taşra dergisi olarak görmüyorum. Ama Ankara İstanbul’a gittiğimde dergimizin satışta olduğu kitabevlerine uğradığımda bir taşralılık duygusu yaşıyorum. Çünkü bizim gibi taşra olarak tanımlanan Anadolu dergileri ya en alt stantlarda yer alır, ya da üst raflarda olsa bile diğer dergilerin altında kaybolur gider. Büyük şehirlerde dergi çıkaran dostlarımız sık sık kitabevlerine gidip dergilerini görünür yerlere yerleştirebilmektedir. Ama biz taşrada yaşayanların böyle bir olanağı yoktur. İşte bu gibi durumlarda “taşra/merkez” tartışması gün yüzüne çıkıyor. Büyük kentlerde yaşayan okurlarımız zaman zaman arar, kitabevinde derginizi bulamadım diye uyarır bizi. Biz de ya o kitabevinde dergilerle ilgilenen arkadaşımızı ararız ya da bizi arayan dostumuza diğer dergilerin altında kalmış olabilir Lütfen iyice bakınız. Genellikle en altlarda bulunur “kayıp dergiler.”

Geride bıraktığınız kırk sayı aynı zamanda kırk dosya demek. Dosya konularınızı belirlerken nasıl bir çalışma izliyorsunuz?

Edebiyat Nöbeti dergisinde dosya yaptığımız insanlar ağırlıklı olarak şair, yazar, romancılar arasından seçilmektedir. Zaman zaman tiyatro, karikatür vb. alanlarda da dosya yaptığımız kültür/sanat insanlarını dosya yapmaktayız. Dosyamızda konu edineceğimiz kişi alanında önemli işlere imza atmış olmalıdır. Irkçı, cinsiyetçi, şeriatçı bir kafa yapısında olmamalıdır.

"EVRENSEL DEĞERLER TEMEL ÇİZGİMİZ"

Edebiyat Nöbeti yayıncılık anlayışında nasıl bir çizgi çiziyor?

Edebiyat Nöbeti toplumcu /gerçekçi çizgide yayın yapan bir dergidir. Dergiye gelen yazı ve şiirler de bu çizgide olmalıdır. Irkçı, cinsiyetçi, ötekileştirici yazı ve şiirler Edebiyat Nöbeti’nin sayfalarında yer bulamaz. İnsan hakları, evrensel değerler temel çizgimiz, değişmez ilkemizdir.

Gelecek sayılarda okurları hangi yenilikler ve dosyalar bekliyor? Örneğin 41’inci sayı konusunda biraz bilgi verebilir misiniz?

Gelecek sayılar için çok net bir şey söyleyemiyorum. Bir sonraki sayıdan sonra devam edebilecek miyiz kaygısını sürekli taşıyoruz. Temmuz/ağustos sayımızın dosya konuğu Gülçin Üstüntaş. Dosya editörlüğünü Ahmet Özer yapmaktadır. Samsun, Ordu’da tiyatronun gelişmesi ve kökleşmesi için büyük emek harcamış bir tiyatro hocası, oyuncu ve yönetmen. Eylül/ ekim sayımızda dosya editörlüğünü Akın Ersöz’ün yaptığı, Şair, Çevirmen ve Yazar İlyas Tunç dosyası var.

ÖNCEKİ HABER

Erzurum’da Kur’an kursunda istismar davasında üst mahkeme cezayı bozdu

SONRAKİ HABER

HDP'li Koçyiğit okullarda gıda desteği için Meclis araştırması istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa