Emek ve Özgürlük İttifakı kuruluşunu ilan etti: Birlikte değiştireceğiz
Emek ve Özgürlük İttifakı İstanbul’da yapılan halk buluşması ile yola çıktı. Binlerce kişinin katıldığı buluşmada büyük coşku yaşanırken "Birlikte direneceğiz, birlikte kazanacağız" mesajı verildi.
Meltem AKYOL
Şerif KARATAŞ
Murat UYSAL
İstanbul
Emek ve Özgürlük İttifakı İstanbul’da yapılan halk buluşması ile yola çıktı. “Birlikte değiştireceğiz” sloganı ile yola çıkan ittifak AKP-MHP ittifakının her alanda yarattığı yıkımı durdurmak ve demokratik bir değişimi gerçekleştirmek için mücadele yürüyüşü başlattığını ilan etti.
Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP)'nin bir araya gelerek oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde halk buluşmasıyla kuruluşunu ilan etti.
İttifak programının çerçevesi kamuoyuna duyuruldu.
DİRENİŞTEKİ ETF İŞÇİLERİ SLOGANLARLA SALONDAKİ YERİNİ ALDI
Direnişteki ETF işçileri, açıklamanın yapılacağı salona "Birleşe birleşe kazanacağız", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" sloganlarıyla girdi. Salondakiler de "Zafer direnen emekçinin olacak" sloganıyla karşılık verdi.
Direnişteki İBB işçileri de salona "Direne direne kazanacağız" sloganlarıyla girdi. İşçiler coşkulu alkışlarla karşılandı.
September 24, 2022
Üzerlerinde 'hasta tutsaklara özgürlük' yazılı önlükleri ve beyaz tülbentleri ile salona giriş yapan Barış Anneleri 'barış hemen şimdi' sloganları ile karşılandı.
Halk buluşmasında ittifak içindeki siyasi partilerin genel başkanları, sözcüleri ve eş genel başkanları konuşma yaptı.
ÖZGE AKMAN: SENİ BAŞKANLIKTAN GÖNDERECEĞİZ
Halk buluşmasında ilk konuşmayı Emekçi Hareket Partisi Sözcüsü Özge Akman yaptı.
Akman, "Aslında bizim ittifakımız kendisini ismiyle de anlatan bir ittifak. Üç temel kavram üzerinden yola çıkıyoruz. Emek için yola çıkıyoruz, özgürlük için yola çıkıyoruz ve barış için yola çıkıyoruz” dedi. Ülkenin dış borç batağında olduğunu söylen Akman, “Dış borcun batağına düşmüşüz, her konuda dışa bağımlılığın batağına düşmüşüz, ucuz kredilerle her yeri betonlaştırmanın batağına düşmüşüz. Bu halkımıza nasıl yansıyor? Enflasyon olarak, yoksulluk olarak, işsizlik olarak yansıyor. Enflasyonumuz sıcak savaşın içinde olan ülkelerden bile daha yüksek. O konuda dünya beşincisiyiz. İnsanlarımız yoksulluk çekiyor” şeklinde konuştu.
Ülkede ekmeğe ulaşmanın da artık sorun haline geldiğini belirten Akman, “Tarım ve gıda üretimi alanlarında büyük ölçüde kamu yatırımları yapmalıyız. Eğer bu ülkede insanlarımız elektrik faturasını ödeyemediği için karanlıkta oturuyorsa, enerji sektöründe kamulaştırmaları hayata geçirmeliyiz. Eğer bu ülkede halk hastane kapılarında inim inim inliyorsa sağlık sektöründe kamu yatırımları yapmalıyız ve kamulaştırmaya gitmeliyiz. Neden mi? Çünkü halkın temel ihtiyaçlarını özel sektörün insafına bırakamayacağımızı defalarca öğrendik” dedi. Akman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu otoriter rejim, bu tek adam rejimi bizi sıkıştırıyor, sesimizi boğmaya çalışıyor. Böyle devam etme niyetindeler belli ki. Ama bizim böyle devam etmeye hiç niyetimiz yok. Kabul etmiyoruz onların baskıcı yönetimini. Hani yoldaşımız Demirtaş demişti ya 'seni başkan yaptırmayacağız' diye, biz de şimdi diyoruz ki seni başkanlıktan göndereceğiz.”
ERCÜMENT AKDENİZ, MAHSA AMİNİ'NİN FOTOĞRAFIYLA KÜRSÜYE ÇIKTI
Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz konuşması sırasında İran'daki direnişi Farsça selamladı. Elinde Mahsa Amini'nin fotoğrafı ile kürsüye çıkan Akdeniz'in Farsça "İran’daki kadınların ve halkın özgürlük mücadelesini selamlıyoruz. Yaşasın enternasyonal dayanışma" cümleleri Jin Jiyan Azadi sloganlarıyla karşılık buldu.
September 24, 2022
Akdeniz, kürsüye çıktığı esnada “İş, ekmek, özgürlük” sloganı salonda yankı buldu.
“EMEK GELİYOR, ÖZGÜRLÜK GELİYOR, HALKIN İTTİFAKI GELİYOR”
Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “İş, ekmek, özgürlük” sloganları ile kürsüye çıktı.
“ETF işçileri, İBB işçileri, Türkiye işçi sınıfı, hepinize selam olsun. Hoş geldiniz. Gezi Anneleri, Barış Anneleri, doğa savunucuları hepiniz hoş geldiniz. Hoş geldiniz gençler. Hoş geldiniz kadınlar. Yürüyüşümüz başlıyor” diyen Akdeniz, “Kalbimizin yarısı buradaysa yarısı İran'dadır. Otokratik rejime karşı başkaldıran kadınların özgürlük mücadelesindedir” diyerek İran’da direnen kadınlara Farsça selam gönderdi, enternasyonal dayanışma çağrısı yaptı.
Akdeniz şunları söyledi: “İran'a enternasyonal dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Değerli arkadaşlar biz deklarasyonumuzu ortaya koyduk. Çok zorlu bir çalışmaydı bu. Bugüne getirdik. Ne tek adam yönetimi diyoruz, ne restorasyoncu hükümet diyoruz. Biz en iyisine değil, halkımız iyinin en iyisine layıktır. Burjuva siyasete hayır diyoruz. Meydan boş değil. Biz geliyoruz. Emek geliyor, özgürlük geliyor, halkın ittifakı geliyor. Yürüyoruz. Yolumuz uzun. Yolumuz zorlu. Buradan bütün sosyalist partilere sol, demokratik, ilerici çevrelere sesleniyoruz. Gelin birleşelim. Öyle uzaktan ‘biz dayanışma içindeyiz’ demekle olmaz. Halk ‘birleşin’ diyor, ‘birleşin’ diyor. Sendikalara, emek ve meslek örgütlerine sesleniyoruz. ‘Siyasi partiler bir masada ittifak kursunlar, biz geliriz’ demeyin. İşçi sınıfı, emekçiler, sizler bu ittifakın merkezindesiniz. Buyurun gelin. Birlikte örgütleyelim. Yazarlara, sanatçılara, edebiyatçılarımıza sesleniyorum. Millet İttifakı'yla Emek ve Özgürlük İttifakı arasındaki gri bölgede titrek durmayın. Gelin. Solcuyum diyen, sosyalistim diyen bu ülkenin geleceğini düşünenlere sesleniyoruz. İlkelerimiz ortada. Ne diyoruz: Eşitlik, bağımsızlık, antiemperyalizm, laiklik, sınıf mücadelesi ve işçi, emekçi cumhuriyeti. Var mı bundan daha ötesi? Buyurun gelin. Emperyalizm demekle olmuyor. Emperyalizm diyecekseniz ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunacaksınız. Sosyalistim diyeceksiniz Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam sehpasında yaptığı gibi ‘kahrolsun emperyalizm’ diyeceksiniz. Ama onunla yetinmeyeceksiniz, 'Yaşasın Kürt ve Türk halklarının bağımsızlık mücadelesi’ diyeceksiniz. Kenarından, kıyısından Kürt halkını görmeden, demokrasi gelmez, özgürlük gelmez, sosyalizm hiç gelmez. Buyurun, gelin, birlikte yürüyelim. Bizim bir umudumuz var, bizim bir rüyamız var, bizim bir düşümüz var. Biz çocuklar okula gittikleri zaman yanındaki çocuğun beslenme çantasına bakıp gözlerinin yaşarmadığı bir Türkiye'nin rüyasını görüyoruz. Biz işçi anne-baba çocuğunu okula gönderirken beslenme çantasında ne var diye düşünmediği bir Türkiye'ye yürüyoruz. Bunun için birleştik. Biz gündüzlerinde işsiz gezilmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir Türkiye istiyoruz. Bunu hep birlikte başaracağız. Birlikte başaracağız. Birlikte kazanacağız. Türkiye işçi sınıfı kazanacak, halk kazanacak. Türk halkı kazanacak, Kürt halkı kazanacak, Orta Doğu halkı kazanacak, halklar kazanacak.”
PERVİN BULDAN: ADALET, DEMOKRASİ, BARIŞ, EŞİTLİK, EMEK DİYEN HERKESİ BU YÜRÜYÜŞE ÇAĞIRIYORUZ
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan kürsüye “HDP haktır halk burada” sloganları ile çıktı.
Cezaevindeki Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a selam göndererek konuşmasına başlayan Buldan, aylardır tahliyesi talep edilen Aysel Tuğluk ve tüm hasta tutuklulara da selam gönderdi.
Buldan şunları söyledi: “Değiştirmeye geliyoruz, yeni bir başlangıç yapmaya geliyoruz. Demokrasinin önündeki tüm kilitleri açmaya geliyoruz. Çözüm için gerekli olan irade de coşku ve kararlılık da bizdedir, bu salondadır. Yolumuz Mahirlerin, İboların, Mazlumların, Deniz Poyrazların yoludur. Mirasımız Seyit Rızaların, Denizlerin idam sehpalarındaki dik duruşudur. Yeni zaferimiz yeni haziranlar kadar yakındır. Savaşların değil barışın hakim olduğu bir toprak yaratmak için geliyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümü için geliyoruz. Toprağımızı, suyumuzu, ağaçlarımızı talandan kurtarmak için geliyoruz. Güzel sabahlara güneş olmak için geliyoruz. Emine Anne, Barış Anneleri, Çorlu Anneleri, Roboski Anneleri için geliyoruz. Saçı göründüğü için katledilen İranlı Mahsa Amini’nin, gençlerin geleceği, yarınları için geliyoruz. İşçiler ve emekçiler için geliyoruz. Kayyum rejimini darbeler mezarlığına gömmek için geliyoruz. Hoş geldin demokrasi, hoş geldin barış, adalet demek için günler yakındır. Yolumuz açık olsun. Jin, jiyan, azadi."
MİTHAT SANCAR: BU YÜRÜYÜŞÜ BÜYÜTECEĞİZ
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise şunları söyledi: “Bu ülke on yıllardır, sömürü düzeni, talan ve yalanla yönetiliyor. Bu yürüyüş emek ve özgürlük, demokrasi ve barış, adalet ve hakikat yürüyüşüdür. Bu yürüyüşü büyüteceğiz. Bu yürüyüşü büyütmek bu ülkenin halklarına tarihi sorumluluğumuzdur. Bu birliktelik büyüyecek, geleceğin kurucu gücü haline gelecek. Adalet, demokrasi, barış, eşitlik, emek diyen herkesi bu yürüyüşe çağırıyoruz. Yolumuz açıktır.”
BARIŞ KAYAOĞLU: EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI ETRAFINDA BİRLEŞELİM
Sosyalist Meclisler Federasyonu Dönem Sözcüsü Barış Kayaoğlu şunları söyledi: “AKP-MHP iktidarı başta olmak üzere bütün burjuva egemenlik sistemi karşısında geniş halk kitlelerini birleştirmek, somut demokratik kazanımlar yaratmak ve önümüzdeki sürecin ortaya çıkaracağı avantajlı ve dezavantajlı siyasal zemini doğru okuyarak siyasal konum almak ve devrimci temelde hazırlık yapmak günün tayin edici politik görevlerinden biridir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu politik görevler ve ihtiyaçlar zemininde atılmış önemli adımlardan birini ifade etmektedir. İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, LGBTİ+'lar; Kürt halkı başta olmak üzere ezilen uluslar, Aleviler, Lazlar, Çerkesler , emekten, özgürlükten ve adaletten yana olan geniş halk yığınlarını, adaletsiz ve burjuva yönetim biçimi olan ‘başkanlık sistemi-parlamenter sistem’ ikilemine hapsetmeye çalışıyorlar. Ve çözümü sadece ve sadece buralardan arayan her iki anlayışı Emek ve Özgürlük İttifakı olarak reddediyoruz.” Toplumsal mücadele cephesinde önemli kazanımlardan biri olan Emek ve Özgürlük İttifakı’nı büyütmek ve geniş halk yığınlarında, somut maddi bir güce dönüştürmek önümüzdeki başlıca görevlerden biri olduğunu belirten Kayaoğlu, “Bu anlayışla işçi sınıfı ve emekçiler başta olmak üzere tüm ezilenleri, kadınları, gençleri, LGBTİ+'ları Emek ve Özgürlük İttifakı etrafında birleşmeye ve toplumsal mücadeleyi birlikte yükseltmeye davet ediyoruz” dedi.
Kayaoğlu, “Mücadelemizin mayası ve üzerinde kendimizi var ettiğimiz tarihsel köklerimize, birikimlerimize ve kazanımlarımıza yaslanarak ve öğrenerek geleceği kazanabiliriz” dedi.
ERKAN BAŞ: BU TOPRAKLARIN EN KÖKLÜ İTTİFAKIYIZ
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Bize bir şey dayatılıyor kardeşler. Türkiye'de, bölgemizde tarihsel bir kırılma yaşanırken ‘işçiler, gençler, kadınlar, Kürtler, Aleviler siz sadece izleyebilirsiniz’ diyorlar. ‘Sadece destek olabilirsiniz, sadece alkışlayabilirsiniz’ diyorlar. Bunu reddetmeye geldik. Biz buraya tarihi izlemeye değil tarihi yeniden yazmaya geldik. Tarihi ve geleceği ellerimizle yapmaya geldik” diyerek sözlerine başladı.
Halkın izleyici değil müdahil olacağı, özne olacağı bir sürecin adımlarını attıklarını söyleyen Baş şunları söyledi: “Tarih demişken bir şeyi eklemezsem eksik kalacak. Bugün bir ittifakı ilan ediyoruz. Dışarıdan bakanlar diyebilir ki Türkiye'de artık yeni bir ittifak daha var. Oysa unutulmaması gereken bir şey var. Biz Türkiye'nin en yeni ittifakı olabiliriz ama bu toprakların en köklü ittifakıyız. İdam sehpalarında 'yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği' diyen Deniz Gezmişlerle başlamış, 12 Eylül zindanlarında faşist cuntaya karşı direnişle kurulmuş bir ittifaktır bizim ittifakımız. Yargısız infazlara, köy yakmalara, köy boşaltmalara karşı Cumartesi Anneleri kurdu bizim ittifakımızı. Tarihin akışında zaman zaman ayrı düştüğümüz yerler olmuştur. Ama acılarımız her zaman ortaktı. Yüreklerimiz her zaman birlikte atıyordu. Ve o yüzden bugün burada Türkiye tarihinin en köklü, en güçlü ittifakını hep birlikte ilan ediyoruz. İttifakı oluşturanlar ülkenin, halkın bu iktidardan kurtulması için bedeli ne olursun mücadeleyi göze alanlardır. Biz Gezi'nin en güzel çocuklarının yoldaşlarıyız, biz IŞİD barbarlarına teslim olmayanlarız, kentleri bombalanan, seçilmişleri esir alınan, her gün, her saat bu iktidarın baskısına, zorbalığına, hukuksuzluğuna karşı yarım adım bile geri adım atmayanların temsilcisi olmaya çalışıyoruz. Dost, düşman herkes bilsin. Bundan sonra aynı kararlılıkla ve mutlaka çok daha güçlü olarak bu mücadeleyi büyüteceğiz. Yarım adım geri atmayacağız. Hadi hep beraber hayal edelim. O kaçak Saray'ı utanç müzesi yapmışız ve çocuklarımızı gezdiriyoruz. Bu ülke tarihinde nasıl rezaletler yaşandığını, bir diktatörü nasıl devirdiğimizi çocuklarımıza anlatıyoruz...”
PERİHAN KOCA: HALKIMIZI KÖTÜNÜN İYİSİNE MAHKUM ETMEYECEĞİZ
Toplumsal Özgürlük Partisi Dönem sözcüsü Perihan Koca, “Halkçı bir seçeneğin inşası, demokratik bir Türkiye'nin kuruluşu için son derece tarihsel, tayin edici bir dönemin eşiğinde halkın yegane seçeneği olan kuruluşu için bir araya geldik" diyerek başladı konuşmasına.
Koca, "Ülkemiz bir yol ayrımında. Adeta bir mayın tarlasında yaşıyoruz. Memleket yangın yeri. Memleket kan ağlıyor. Devasa bir yıkım ve enkazla karşı karşıyayız. Ekonomi krizde, devlet krizde, siyaset krizde, toplum krizde. Çünkü kardeşler, memleketi boğazına kadar pisliğe batırdılar. Memleketi mafyalarıyla, çeteleriyle, yobazlarıyla, zindanlarıyla, para babalarıyla boğazına kadar batırdılar. Halka karşı savaş ilan ederek adım adım memleketi faşizme doğru sürüklüyorlar. Görüyoruz kardeşler, bir avuç azınlık dışında hiçbirimiz güvende değiliz. Çünkü bu suç düzeninde, bu yağma düzeninde görüyoruz ki iş yok, ekmek yok, aş yok. Çünkü bu saltanat düzeninde barış yok. Eşitlik yok, adalet yok, özgürlük yok. Hal böyleyken kardeşler birileri de kürsülere çıkıp sabredin diyor. Seçimi bekleyin. Aman ha sandığı bekleyin diyor. Yalanlara da sahte umutlara da karnımız tok. Halkımızı kötünün iyisine biz mahkum etmeyeceğiz" dedi.
“ARTIK BİZ SÖZ SAHİBİ OLACAĞIZ”
Etkinliğe çok sayıda sendika ve demokratik kitle örgütü temsilcisi de katıldı. Buluşmada Evrensel’e konuşan katılımcılar ittifakın umut olduğuna dikkat çekti.
Gazeteci-Yazar Faik Bulut, “Emek ve Özgürlük İttifakı emekçiler açısından bir duruşu sergiliyor. Diğer sistem içi partilerden daha farklı bir dünya görüşleri var. Önemli olan Türkiye’nin önünü açacak, bir perspektif verecek bir çerçevenin açıklanıyor olması gerekir. Kitlelerin gözü kulağı aykırı ve muhalif seslerde, biz bu sesi iyi duyurabilirsek kitleler bugün hemen destek vermese bile akıllarında kalacaktır. Her taraftan kuşatılmışız bize bu kuşatmayı yaracak bir hareket lazım” dedi.
DERİTEKS Tuzla Şube Başkanı Hikmet Numanoğlu, “Bu ülkede artık bir şeylerin değişmesi düzelmesi gerekiyor. Emeğin ön plana çıkması gerekiyor. Emeği ön plana çıkaracak olan da işçilere sahip çıkan bu partilerdir. Biz işçiler olarak bir araya geleceğiz özgürlüğümüzü ancak böyle elde ederiz. Biz de ETF Tekstil işçileri olarak direnişteyiz hak mücadelesi veriyoruz bizi yalnız bırakmayanlara destek olmaya geldik” ifadelerini kullandı.
Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan şunları söyledi: “Bu ülkede artık bizler söz sahibi olacağız. Bu dayanışma ülkede söz sahibi olacak. Muhabirimiz Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe: 1980’den sonra gördüğüm en inançlı ve dirençli kalabalık bu yüzden burada olmaktan mutluyum. Özgürlük mücadelesine ışık tutanları selamlıyorum.”
“Bugün işçi sınıfı ve emekçiler yalnızca hak mücadelesi yürütmüyor, aynı zamanda bir özgürlük mücadelesi siyasal mücadele yürütüyor” diyen TEHİS sözcüsü Kubilay Çelik “Emek ve Özgürlük ittifakı işçi sınıfının mücadelesine de yansıyacaktır. İşçi sınıfının gittikçe güvencesizleşen ekonomik haklarının gittikçe geriye çekildiği, hak mücadelesinin geriye gittiği bu dönemde ittifaktaki bu dayanışmanın işçi sınıfına da yansımasını umuyoruz” şeklinde konuştu.
ETF Tekstil işçisi Songül ise şunları dile getirdi “Emek ve Özgürlük İttifakı için buradayız. Ben direnişteki bir işçiyim 65 gündür direniyoruz. Bugüne kadar bütün siyasi partilere çağrıda bulunduk, hiçbiri yanımızda olmadı. Yanımıza gelen bizimle olan Emek Partisi, HDP'ydi. Biz de onlara desteğe geldik.” (İstanbul/EVRENSEL)