24 Eylül 2022 17:52

Bu ittifakın farkı: Direne direne kazanacağız!

Emek ve Özgürlük İttifakı'nın deklarasyonu, bu ittifaktaki güçlerin, hem hedeflerini hem de kendilerini diğerlerinden ayıran temel noktaları vurguladıkları kısa bir program çerçevesi niteliğinde.

Fotoğraf: Sevda Karaca/Evrensel

Paylaş

Fatih POLAT

Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) tarafından oluşturulan Emek ve Özgürlük İttifakı tarafından açıklanan deklarasyon, bu ittifaktaki güçlerin, hem hedeflerini hem de kendilerini diğerlerinden ayıran temel noktaları vurguladıkları kısa bir program çerçevesi niteliğinde.

Ayrıntıları haberlerimizde de yer alacağı için bu yazıda deklarasyonun, bu ittifakı 2023 seçimlerine giderken oluşturulan diğer ittifaklardan ayrıştıran yanlarla birlikte metnin temel özelliklerine vurgu yapacağız.

Metnin giriş bölümünde yer alan altıncı paragrafta, “Seçim sürecinde halkın gelecek umutlarını salt sandığa bağlamadan, ancak sandığın önemini de görmezden gelmeden…” vurgusu önemli. Yani bu ittifak bize Türkiye kritik bir seçime giderken, hem halk kitleleri açısından umut ve güven odağı oluşturmayı öncelediklerini hem de Cumhur İttifakı ve restorasyona odaklanan 6’lı masadan farklı olarak geleceğe dair umutların gerçekleşebilmesi için sandık dışındaki mücadeleyi hayati gördüklerini, bunun için de ortaya çıktıklarını söylüyor.

Girişteki bu vurguyu, metnin sonundaki ortak ve birleşik mücadele daveti ile biten şu vurgu tamamlıyor: “Emek, barış, özgürlük ve demokrasi değerleri temelinde halkın egemen olduğu bir toplumsal düzen kurabiliriz. Bunu başarmak ezilen ve sömürülen halk kitlelerinin değiştirici gücüyle mümkündür.”

Bu deklarasyonun farkını ifade eden diğer temel özellik de ittifakın ismine de yansıdığı biçimde, Türkiye ve dünyadaki gelişmelere emek-sermaye çelişkisi açısından bakan, bunu yaparken de kendisini ‘emek’ tarafında konumlandıran bir duruşa sahip olmasıdır.

Bu metnin başka bir temel noktası ise siyasal iktidar koltuğunda bugün AKP oturuyor olsa da egemenlik ilişkilerinin ondan ibaret olmadığının farkında olarak kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadeleye vurgu yapması.

Metnin omurgasını oluşturan diğer bir önemli nokta ise Kürt sorunu konusunda net bir tutuma sahip olması. Cumhur İttifakı, HDP özelinde Kürt sorununu muhalefeti kriminalize etmeye yönelik bir unsur olarak kullanmayı uzunca bir zamandır sürdürüyor. İktidarın bu mayınlama harekatı muhalefetin çeşitli unsurlarında Kürt sorunu ile ya hiç ilişkilenmeme ya da elini yakmayacak bir mesafeden ilişkilenme tutumuna yol açıyor. Emek ve Özgürlük İttifakı, “Türkiye’nin çözmesi gereken en köklü sorunlardan biri de Kürt sorunudur” diyerek, savaş politikalarının terk edilerek barışçıl bir çözüm için adım atılması çağrısı yapıyor.

Emek ve Özgürlük İttifakının farkı deklarasyonun sunulduğu toplantıya da yansıdı. Göz kamaştırıcı, büyük maliyetli, şaşaalı bir görsel şölen izlemedik. Ama para ile satın alınamayacak bir fark vardı burada. 65 gündür direnişte olan ETF Tekstil işçileri, Haliç Kongre Merkezine kendi pankartları, talepleri ve sloganları ile geldiler: ‘Direne, direne kazanacağız!’ Ve alkışlarla birlikte, ‘ETF işçisi yalnız değildir’, ‘Zafer direnen emekçinin olacak’ sloganları ile karşılandılar.

ETF işçinin bu coşkusu, kararlılığı ve sözleri, bu ittifakın da farkıdır ve sözüdür.

ÖNCEKİ HABER

Ali el Hemdan davasında ‘Kurşun sekti’ raporuna soruşturma

SONRAKİ HABER

Çiçek ailesinden çocuklarının akıbeti için açıklama: Can güvenliğinden endişe ediyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa