27 Eylül 2022 05:40

Direnişteki Marlboro işçilerinin aileleri: Annemizin, babamızın, eşimizin yanındayız

Gıda-İş’e üye oldukları için işten atılan ve direnişlerine devam eden Euroserve (Marlboro) işçilerinin aileleri, “Eşimizin, dostumuzun yanındayız” diyor.

Marlboro işçileri | Fotoğraf: Dilek Omaklılar

Paylaş

Dilek OMAKLILAR

İzmir

İzmir Torbalı’da kurulu bulunan Philip Morris (Marlboro) fabrikasında faaliyet yürüten Euorserve işçilerinin, DİSK/Gıda-İş’e üye oldukları için işten atılmalarının ve direnişe başlamalarının üzerinden bir hafta geçti. Kod 46’dan 100’ü aşkın işçinin atılmasıyla fabrika önünde yapılan eylemler direniş çadırının kurulmasıyla sürüyor. İlk kez böyle bir deneyim yaşadığını belirten işçiler, talepleri kabul edilene kadar mücadelelerinde kararlı olduklarını söyledi. İşçilerin aileleri de “Bizler de sonuna kadar eşimizin, dostumuzun yanındayız” dedi.

‘ANNEMİN HER ZAMAN YANINDAYIM’

“Annemin mücadelesinin yanındayım” diyen 13 yaşındaki Hivda şunları söylüyor: “Şu ülkede görmediğim şey kalmadı. Ekonomik kriz, pandemi, enflasyon, zam konuşuyoruz. Şimdi de ilk kez böyle bir şey yaşıyorum. 3 gündür annemi göremiyorum. Babam anneme destek için burada oluyor, tek kalıyorum. Arkadaşlarım istediklerini alırken ben alamıyorum. Annemin maaşı yetmezken şimdi daha da zor durumda olacağız. Annem benim isteklerimi karşılamak için elinden geleni yapıyor ama iş yerinden kaynaklı bunu pek fazla gerçekleştiremiyoruz. Bu yüzden annem buraya hakkını almaya geldi. Ben de anneme destek için geldim, her zaman da yanındayım.”

Ardından eylemde öğrendiği sloganı atıyor: “Yaşasın işçi sınıfının dayanışması. İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız...”

‘İŞÇİLERİN SESİNE KULAK VERİLMİYOR’

Direnişte olan bir kadın işçinin eşiyle konuşuyoruz. Kedisinin de geçmişte Euroserve’de çalıştığını söyleyerek, “Sendikal haklar için örgütlenme çalışması yürütmüştüm. Ülke işçiler açısından bir çıkmazda. Çarklar işçiler için dönmüyor. Aslında işçilerin sesine kulak verilmemesi veya bazen de işçilerin haklarını aramayışı da bizi üzüyor tabii. Ama işçilerin örgütlü gücü önemli” diyor. Eşinin işten atılmasının kendilerini etkilediğini ifade ederek, “Önemli olan bu direnişin başarıya ulaşması. Ben eşimin her zaman yanındayım, destekçisiyim. Başarılı olacağımıza inanıyorum. İlk günkü o şok da yok, atlattılar. Biz direnmeye hazırız” diyor.

‘EŞİM ÜYE OLUNCA MUTLU OLDUM’

Ayrıca eşinin başta sendikalı oluşuna da şaşırdığını ifade ederek şunları söylüyor: “Hayatımda ilk kez fabrikada çalıştım, o da bu fabrikaydı. Arkadaşlara bu çalışma sırasında ben de zaman zaman yardımcı oldum. Eşim bana büyük sürpriz yaptı, ummuyordum. Ben eşime ‘Sendikaya üye ol’ demeyi düşünüyordum ama ekonomik kaygılar da taşıyordum. Bir gün eşim bana ‘Sendikalı oldum’ deyince çok mutlu oldum, aslında mahcup da oldum. Ben de eşimin yaptığı şeyin çok doğru olduğunu söyledim. Ufak kızımız da var, o da geldi. O da görsün, yaşasın, bilsin istedik.”

‘HAK ARAYINCA MOBBİNG ARTTI’

2 yıldır kalite bölümünde çalışan ve işten atılan bir işçi, “Sendikaya üye olduk, üzerinden 1 ay geçti, mobbing başladı. Sonra kod 46’dan çıkardılar bizi. Hırsızlıkla bile suçladılar. Biz daha iyi koşullarda çalışmak için sendikalı olduk. Marlboro kendi çalışanlarına ağır olmayan işleri yaptırıyordu, biz ise daha ağırını yapıyorduk ve bunu baskıyla yaptırıyorlardı. ‘Sen bunu yapacaksın, makine duruşunda size kalite bayrağı açarız’ diyorlardı. Başta biz yardımcı olalım diyorduk, bir kez el atıyorsun sonra onu zorunlu hale getiriyorlar. Vardiya sonu diğer vardiya çalışmasın diye 15 dakika zaten fazla çalışıyorduk” diye anlatıyor yaşadıklarını.

Ayrıca geçmişte de sendikal faaliyet yürütüldüğü için işten atmaların yaşandığını söyleyen işçi, “O zaman da 10 kişiyi işten çıkardılar ama öyle bir susturdu ki işveren kimsenin haberi yoktur. Her hakkımızı aradığımızda bunlar oluyor. Çalışırken mobbinge uğruyoruz haklarımızı aradığımızda ekstra mobbinge uğruyoruz” diyor.

‘SONUNA KADAR DEVAM EDECEĞİZ’

İşten çıkarıldığı için moralinin düşük olduğunu söylese de birlikte hareket etmelerinin kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu belirten işçi, “Beraberiz ve bunu bozmayacağız, sonuna kadar devam edeceğiz” diyor. Asgari ücretle geçinmek zorken işsizlikle daha da mağdur olduklarını belirten işçi, “Ben ailemle yaşıyorum, gencim, kirada değilim belki ama burada ailesiyle kirada kalan var, 1 ay eline para geçmeyince kirasını nasıl ödeyecek? O yüzden de hepimizin burada olması gerekiyor. Bu hak mücadelesi bunun için de önemli. Birlikte burada mücadele etmeliyiz ki emeğimizin karşılığını alalım” diyor.

‘BİZ HAKKIMIZI ARAMAKTAN BAŞKA NE YAPTIK?​’

Bir başka işçi “Burada çalışan çocukluk arkadaşım var. Fabrikada çalışırken oturup sohbet bile edemezdik. Ne zaman ki eyleme geçtik, direnişimiz başladı birbirimizi görür olduk. Daha çok paylaşmaya başladık. Meğer nasıl koşullarda çalışıyormuşuz” diyor.

Ayrıca polis zoruyla fabrika içinden çıkarıldıkları anı da hatırlatan işçi şunları ekliyor: “İlk kez polisin işçilerin karşısında olduğunu gördüm. Patronun bir talimatıyla vatandaşının karşısına geçiyor ve dağılmazsanız 5 dakika içinde müdahale edeceğiz, uyarısında bulunuyor. Biz ne yaptık ki hakkımızı aramaktan başka, yasa dışı bir şey mi yaptık? İhtiyaç duysak yanımızda olmayanlar hakkımızı aradığımızda karşımızda oldu. Polis güçlüden yanaymış, gördük.”

ÖNCEKİ HABER

Sokak köpeği Boris'i bıçaklayarak öldüren şahıs adli kontrolle serbest bırakıldı

SONRAKİ HABER

HDP'li Muazzez Orhan: Ekonomik kriz nedeniyle okul terk oranları arttı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa