İyi ki doğdun Moliere! 

İstanbul Tiyatro Festivali, komedi ve hicvin ölümsüz ismi Molière’in doğumunun 400’üncü yılını kutlayacak. 26’ncı kez tiyatroseverlerle buluşacak festivalde “Molière’in 400. Yılı” teması altında usta yazarın eserlerinin çağdaş uyarlamalarından sansürsüz sahnelenecek orijinal haline kadar birçok oyun izleyiciyle buluşacak. Festivalin açılışı “Kibarlık Budalası Remix” oyunuyla yapılacak. 

KİBARLIK BUDALASI REMİX

Zenne, Çekmeceler ve Bergen filmleriyle tanınan yönetmen ikilisi M.Caner Alper ve Mehmet Binay renkli karakterler ve etkileyici dramatik hikayelerle sinema perdesinde yarattıkları eşsiz dünyayı bu kez sahneye taşıyor ve ilk oyunlarını İstanbul Tiyatro Festivali için yönetiyor. Kibarlık Budalası Remix, Molière’in 17. yüzyıl Fransa’sında el değiştiren zenginliği ve gücü hicvettiği çok sevilen oyununu farklı bir bakış açısıyla ele alarak popülerlik çabası ile şöhret peşinde koşma temaları üzerinden günümüze uyarlıyor. Tekfen Holdingin yüksek katkıda bulunan gösteri sponsorluğunda sahnelenecek Kibarlık Budalası Remix festivale görkemli olduğu kadar eğlenceli bir açılış yapacak. 25 ve 26 Ekim’de saat 20.00’de Maximum UNIQ Hall’da izlenebilecek oyun, seyircisini oyun sırasında sosyal medya paylaşımı yapmaya teşvik ederek geleneksel seyir kurallarının da dışına çıkaracak.

MOLİÈRE MARATONU

“Molière’in Evi” olarak da anılan köklü topluluk Comédie-Française’in Molière’in 400. yılını kutlamak üzere sahnelediği oyunlardan bir seçki 26. İstanbul Tiyatro Festivali’nde beyazperdeden gösterime giriyor. Institut Français Türkiye’nin desteğiyle, 12 Kasım’da Atlas 1948 Sineması perdesinde izleyiciyle buluşacak Molière Maratonu’nda sırasıyla Hastalık Hastası, Kibarlık Budalası ve Tartuffe ya da İkiyüzlülük gösterilecek.

HASTALIK HASTASI

Molière’in ölmeden hemen önce başrolünü bizzat Comédie-Française sahnesinde oynadığı son oyunu Hastalık Hastası melankoliye çalan bir alacakaranlık komedisi. Toplumun ahlaki yapısına ve yozlaşmış tıp çevrelerine taşlamalarda bulunan Hastalık Hastası’nı tiyatroseverler, Fransız tiyatro tarihinin önemli yönetmenleri arasına ismini yazdırmış, 2007’de aramızdan ayrılan Claude Stratz’ın 21 yıldır 500’den fazla kez sahnelenen rejisiyle izleyecek. Gösterim 12 Kasım saat 11.00’de gerçekleşecek.

KİBARLIK BUDALASI

Molière Maratonu’nun 12 Kasım saat 14.30’da gerçekleşecek ikinci seansında, ünlü yönetmen çift Valérie Lesort ve Christian Hecq ile güçlerini birleştiren Comédie-Française’in ihtişamlı yapımı Kibarlık Budalası yer alıyor. Lesort ve Hecq’in komik olduğu kadar şiirsel bir vizyonla ele aldığı bu yeni prodüksiyon, görkemli sahne tasarımından Balkan esintili bestelerine kadar son derece zengin bir deneyim sunuyor. Hayattaki tek amacı soylu sınıfına dahil olmak olan zengin burjuva Mösyö Jourdain’in hikayesini anlatan Kibarlık Budalası 1670’ten bu yana müzik ve dans eşliğindeki kurgusuyla her dönemde izleyenleri etkilemeyi başarıyor.

358 YIL SONRA İLK DEFA SANSÜRSÜZ 

Molière Maratonu’nun 12 Kasım saat 19.00’da gerçekleşecek son seansında Comédie-Française, tiyatroseverlerin çok sevdiği ama bugüne kadar hep sansürlenmiş halini izledikleri Tartuffe’ün orijinal versiyonunu çağımızın önde gelen yönetmenlerinden Ivo van Hove’un çağdaş yorumuyla beyazperdenin görkeminde keşfetmemizi sağlıyor. Klasik Fransız tiyatrosu tarihinde en çok sahnelenmiş oyun unvanına sahip Tartuffe, 358 yıl sonra ilk defa sansürsüz orijinal haliyle tiyatroseverlerin karşısına çıkacak. (KÜLTÜR SERVİSİ)

İSTANBUL ŞEHİR TİYATROLARI’NDAN TARTUFFE

İstanbul Şehir Tiyatroları, Molière’in doğumunun 400. yılı vesilesiyle yeni sezonda sahneleyeceği Tartuffe’ün prömiyerini 26. İstanbul Tiyatro Festivali’nde yapıyor. Ülkemiz tiyatrosunun beğeniyle takip edilen, bol ödüllü isimlerinden Yiğit Sertdemir’in yönettiği, Orhan Veli’nin olağanüstü çevirisine, şiirlerinden bestelenen şarkıların da eşlik ettiği İstanbul Şehir Tiyatrolarının bu yeni yapımında, hayata ve insan ilişkilerine dair bilmeceler bir kez daha kahkahalarla selamlanıyor. 15 Kasım’da Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesinde sahnelenecek bu yeni yapımda inanç, aile, aşk, mizah, müzik, acı, hüzün iç içe ve olanca dinamiğiyle seyirci karşısına çıkıyor.