Atışkan Alçı grevi ve Kristal-İş’in olağanüstü kongresi
"Yaklaşan ağır kış koşullarını da düşündüğümüzde Atışkan Alçı grevine verilecek destek hâlâ önemini koruyor."
Fotoğraf: Evrensel
Yücel KARASU
Eskişehir
Evrensel’i takip edenler Eskişehir’de Atışkan Alçı fabrikasında Kristal-İş’e üye işçilerin sürdürdüğü grevi biliyorlardır. İnsanca yaşayacak bir ücret ve çalışma koşulları için Kristal-İş’te örgütlenen işçilerin grevi üçüncü ayını geride bırakmak üzere. Patronun işçilerin insani taleplerini yok sayan inadı da işçilerin mücadelesi de sürüyor.
Grevin bu kadar uzaması işçiler arasında kimi zaman moral bozukluğuna sebep olsa da işçiler eskisi gibi çalışmaya devam etmeyeceklerini söylüyorlar. Çünkü artık işçiler eski Atışkan Alçı işçileri değil. Öncesinde sömürünün her türlüsünü yasaları da çiğneyerek uygulayabilen Atışkan Alçı patronu, şimdi karşısında sendikal örgütlülüğü ve bilinci olan işçilerin yer aldığı fabrikanın çalışmasını istemiyor. Grevin başarısızlıkla sonuçlanması için işçileri bölme, yıldırma, karamsarlığa düşürme gibi taktikleri denemeye devam ediyor.
Kuşkusuz işçilerin kazanmasında başta sendikaları Kristal-İş’in ve tüm emek ve demokrasi güçlerinin vereceği destek önem kazanıyor. Ancak bu konuda önemli eksikliklerin yaşandığını tespit etmek ve bu eksikliklerin giderilmesi için yapılması gerekenleri bir an evvel yapmak gerekiyor. Grevin başında birçok kurumun grev alanını ziyarete geldiğini ancak desteğin bununla sınırlı kaldığını gördük. Başta kendi konfederasyonları Türk-İş’in bölge temsilcisinin daha grevin ilk günlerinde “Bu grev sonuçlanana kadar Atışkan patronuna uyku uyutmayacağız” sözleri havada kaldı. Türk-İş’i bir daha grev alanında gören olmadı. Kristal-İş Genel Merkezinin her ay işçilere verdiği cüzi miktardaki maddi destek, Kristal-İş’in Eskişehir ve Bursa’da örgütlü olduğu fabrikalarda çalışan işçilerin topladığı maddi destek dışında bir destek toplanmadı. Okulların açıldığı dönemde işçilerin çocuklarının eğitim ihtiyaçları için Emek Partisinin, Odunpazarı Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi ve Sağlık Emekçileri Sendikasının yaptığı destekler anlamlı ancak yetersizdi. Yaklaşan ağır kış koşullarını da düşündüğümüzde Atışkan Alçı grevine verilecek destek hâlâ önemini koruyor.
İŞÇİLER 6 BİN CAM İŞÇİSİNİ YANINDA GÖRMEK İSTİYOR
Tam da bu koşullarda geçtiğimiz hafta sonu Kristal-İş Eskişehir Şubesinin olağanüstü kongresi vardı. Daha ilk sözü alan delegenin başta Atışkan Alçı grevi olmak üzere cam işçilerinin ek zam, promosyon gibi acil talepleri dururken olağanüstü kongreye neden gidildiğini anlayamadığını belirtmesi anlamlıydı. Ardından yapılan hemen her konuşmada Atışkan Alçı grevine atıfta bulunulması işçilerin talebinin sınıf dayanışması ve kendi acil talepleri olduğunu gösteriyordu. Gerçi Eskişehir Cam işçilerinin çoğu olağanüstü kongrenin Genel Merkezin kendine muhalif olarak gördüğü şube yönetimini devirmek, olmadı Eskişehir işçileri arasındaki bölünmeyi büyütmek olduğunun farkındalar. Bu nedenle olağanüstü kongre adeta genel merkezin demokratik olmayan, tabanın iradesini esas almayan bürokratik sendikal anlayışının eleştirildiği genel kongre havasına büründü. Genel Başkan Bilal Çetintaş’ın iş yerlerinde kendi temsilcilerini seçmek isteyen işçileri tüzüğü savunarak terslemesi, Atışkan Alçı grevi ile ilgili olarak da başta AKP milletvekili olmak üzere çeşitli siyasi kişiler üzerinden sonuç almaya çalışması, sendikal bürokrasinin içinde bulunduğu acizliği görmek bakımından ibretlikti. İşçilerin “Yoldan geçen vatandaşın promosyon aldığı bir dönemde biz neden promosyon alamıyoruz” sorusuna Çetintaş’nın dakikalarca süren ama somut hiçbir şey içermeyen konuşmasına tepkiler yükselince, Genel Başkan kürsüyü terk etmek zorunda kaldı. Sonuçta Genel Merkez amacına ulaşamadı ama yıllardan beri işçileri Eskişehirli, Mersinli, Trakyalı, Uşaklı, Trabzonlu diye bölen anlayış, son kongrede Eskişehirli işçilerin bile kendi aralarında Muttalipli, Sivrihisarlı diye bölündüğü bir tablo yarattı.
Şimdi yeniden göreve gelen yönetime bu bölünmeleri ortadan kaldırmak, işçileri ortak talepleri etrafında yeniden örgütlemek ve 6 bin cam işçisinin gücüyle sınıf kardeşleri olan Atışkan Alçı işçileriyle dayanışmayı büyütmek görevi düşüyor.