Gençler sinemaya nereden başlayacak?
Erdem Güner; film çekmek isteyen genç sinemacıların bu süreçte yaşadığı zorlukları yazdı.
Görsel: Pixabay
Erdem GÜNER*
Sinema muhakkak kalabalık ekiple ve günün teknik gereklerine erişimle icra edilen bir sanat dalı. Sinema görüntü, ses, müzik, dekor, kostüm, mekan organizasyonu, dijital uygulamalar, kurgu ve nihayet pazarlama ve arz süreçlerinde muazzam kaynaklara ihtiyaç duyar.
Üstelik hem yapım sürecinde hem de pazarlama sırasında camianın kilit noktalarında insanlar tanımanız; onlarla ilişkiler kurmanız ve yürütmeniz gerekir. Bu bile başlı başına bir gerekliliktir. Genç bir sinemacının bu çevreyi edinmesinin en kolay ve etkili yolu da festivallerdir.
HİKAYENİZ YOKSA ÜRETEMEZSİNİZ
Bütün bunların ötesinde sinemanın başlangıç noktası olan ve bazen ülke sinemalarında bile tıkanıklıklara yol açan en önemli unsura; “hikayeye” gerek duyarsınız. Hikayeniz yoksa üretemezsiniz.
Öte yandan iyi bir hikayeniz yoksa bütçenizin büyüklüğü, üreteceğiniz filmin iyi olmasına yetmez. Başka bir deyişle iyi öykü anlatmakla, iyi öykü aynı şey değildir. Önce iyi bir hikayeniz, iyi bir fikriniz olması gerekir.
Bütün bunlar bağımsız genç sinema meraklılarının önünde yükselen duvarın yapı taşlarıdır. Bazı gençler hayal dünyalarında fırtınalar koparan fikirlere rağmen, bu duvarın altında kaldıklarını hisseder.
GENÇLER VAR OLDUKÇA YENİ HİKAYELERİMİZ DE OLACAK
Genç sinemacılarla ilgili önemli bir konuyu da kısaca vurgulamak lazım. Gençler toplumların yeni anlatılar üretebilmesinin nedenidirler. Onların önünü açarsanız sanat dünyanıza can taşınır; sinema perdeleriniz olağanüstü yeniliklerle renklenir.
Önlerini tıkarsanız, sadece sanat alanında değil, siyaset ve felsefe dahil yaşamın her alanında tarihin sonunun geldiğini; anlatacak yeni bir şey kalmadığını zannedersiniz. Oysa her zaman yeni hikayeler anlatabiliriz çünkü her zaman görecek yeni ve güzel günler vardır.
Bu nedenlerle genç sinemacıların desteklenmesi, heyecanlarının beslenmesi gerekir.
BELEGESELLER, DENEYSELLER VE KISALAR
Yeni başlayan gençlerin, çalışmalarına ket vuran engellerden kurtulmaları gerekir. Kurgusal öyküler için pek çok değişkeni sette yeniden yaratmanıza gerek bırakmayan belgesel yapımlar iyi bir seçenektir. Benzer şekilde deneysel filmler, hatta yapım çalışmasının önüne nispeten az sayıda ve düşük maliyetli değişkenler koyan kısa filmler de iyi seçeneklerdir.
Saydığımız seçenekler, sabırlı ve özenli bir çalışma ile pratik teknoloji sayesinde gençlerin başarılı işler çıkarmasını sağlayabilir. Birçok örneğini izliyoruz. Ancak asgari olanakları sağlamış olsalar bile gençlerin kendilerini göstermeleri festivaller dışında mümkün olmuyor. Çünkü filminizin sadece birkaç otoriteyle buluşması hiçbir zaman yetmez. Farklı çevrelerden çok sayıda insanın görmesi, takdir etmesi gerekir. Bu açıdan festivaller sinemanın can damarıdır.
GENÇLERİN İHTİYACI FİLM PRATİĞİDİR
Diyelim ki genç bir sinemacı asgari gereklilikleri derleyip parlak bir fikrini filme almak istedi. Nereden başlayacağını, nasıl ve kimlerle çalışacağını, nasıl planlayacağını, bu karmaşık süreci nasıl idare edeceğini de bilmesi; sinema konusunda rehberlik hizmetine ihtiyaç duyacağı anlamına gelir.
Türkiye’de maalesef, sinema okullarının bu konuda yeterliliği tartışılır. Çoğu fakültede öğrenciler teorik derslerle ilgili eksiklik hissetmiyor. Ancak pratik deneyim kazandırma konusu hemen her okulda önemli bir sorundur. Bu nedenle pratik deneyim üzerine kurulan her çaba gençler için çok değerlidir.
Altın Portakal Film Festivali’nin 59. yılında, organizasyonun bir parçası olarak düzenlenen “Yeni Nesil Sinema Okulu” adlı eğitici çalışma bu çabaların ilginç bir örneği oldu. Hollanda Büyükelçiliği İnsan Hakları Programı’nın katkılarıyla düzenlenen organizasyon, özetle sinema okullarında okuyan öğrencilerin katıldığı bir film pratiği okulu olarak planlanmış. Bu seneki teması kadın sorunları olduğu için katılım, kadın öğrencilerle sınırlandırılmış. Seçmeler sonrasında finale kalan 5 okuldan film ekipleri, program kapsamında Antalya’da ve okulların bulunduğu Van, Mardin, Ankara, Mersin ve Malatya’da yüz yüze atölye çalışmalarına ve online teorik çalışmalara katıldılar. Öğrencilerin filmlerini Altın Portakal’da izleme şansı da bulacağız. Aslına öğrenciler filmlerini gösterme şansı bulacaklar.
Sinema alanında gücü ve nüfuzu olanların bu tür programların sayısını arttırması; gençlerin de bu çalışmaları takip edip, fırsat buldukça katılmaları gerekir.
*Çağdaş Gazeteciler Derneği Akdeniz Şube Başkanı