Türkiye sinemasında yaprak dökümü
Hasan Alkan, bu yıl yaşamını yitiren Türkiye sinemasının unutulmaz isimlerini yazdı.
Cüneyt Arkın, Fatma Girik, Erden Kıral (Fotoğraflar: DHA)
Hasan ALKAN
Bu yıl Türkiye sinemasının önemli yönetmenleri ve oyuncuları yaşamını yitirdi. Fatma Girik, Cüneyt Arkın ve Erden Kıral beyaz perdeye silinmez harflerle adlarını yazdırarak aramızdan ayrıldı. Bu isimler Altın Portakal tarihinde de birçok başarıya imza atmıştı. Erden Kıral iki kez En İyi Yönetmen, Cüneyt Arkın iki kez En İyi Erkek Oyuncu, Fatma Girik ise iki kez En İyi Kadın Oyuncu seçilmişti. Sinemaya emeklerinden ötürü bu üç isime Yaşam Boyu Onur Ödülü verilmişti.
***
Fatma Girik yaşamını yitirdiğinde tarihler 24 Ocak’ı gösteriyordu. 79 yıllık ömrüne 180 film sığdırmıştı. “Sürtüğün Kızı”, “Menekşe Gözler”, “Boş Beşik”, “Şoför Nebahat”, “Ezo Gelin”, “Talihsiz Yavrum”, “Kadın Hamlet”, “Ana Ocağı” ve “Yaşam Kavgası” adlı birçok unutulmaz filmde başrol oynamıştı. 1965’te Keşanlı Ali Destanı filmindeki “Zilha” ve 1967’de Sürtüğün Kızı filmindeki Tango Suzan rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Altın Portakalı’nı kazanmıştı. 1998’de ise Yaşam Boyu Onur Ödülü takdim edilmişti. Birçok filmde birlikte rol aldığı Cüneyt Arkın, Girik’in ardından “Bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden. Of of of. Ah canım. Benim de bir parçam gitti. Yüreğim yanıyor, yüreğim dostlar. Fatma’m bekle beni orada geliyorum” demişti. Girik’in ölümünün üzerinden 6 ay geçtikten sonra sinemaseverler Cüneyt Arkın’ın ölüm haberiyle sarsılacaktı.
***
Türkiye sinemasının Vatandaş Rıza’sı, Malkoçoğlu’su, Kara Murat’ı, Dünyayı Kurtaran Adam’ı Cüneyt Arkın 28 Haziran’da hayata gözlerini yumdu. Asıl ismi Fahrettin Cüreklibatır olan sanatçı 1963-2021 yılları arasında 330 sinema filmi, dizi ve tiyatro oyununda rol almıştı. 1969’da “İnsanlar Yaşadıkça”, 1976’da “Mağlup Edilemeyenler” filminde canlandırdığı karakterle En iyi Erkek Oyuncu Altın Portakal’ını kazandı. 1999’da ise Yaşam Boyu Onur Ödülü takdim edilmişti. Arkın’ın ölümünün ardından Sinema Yazarı Şenay Aydemir’in dediği gibi: “Cüneyt Arkın, Yeşilçam’ın bütün suretleriydi. Yakışıklı, eğlenceli, kırılgan, sert, ırkçı, solcu ve sinema aşığı… Onu anlatmak biraz da körün fili tarifi fıkrasında olduğu gibidir. Neresinden tutarsanız, size öyle gelecektir.”
***
“Kanal”, “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Hakkâri’de Bir Mevsim”, “Dilan”, “Mavi Sürgün”, “Ay Hikâyeleri”, “Vicdan” ve “Gece” gibi filmlere imza atan Yönetmen Erden Kıral 17 Temmuz’da hayatını kaybetti. Kıral 1981’de “Bereketli Topraklar Üzerine” ve 1993’te “Mavi Sürgün” filmleriyle En İyi Yönetmen Altın Portakal’ını kazanmıştı. 2015’te ise Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne değer görülmüştü. Sinema Yazarı Vecdi Sayar, Erden Kıral sinemasına dair şunlara dikkat çekmişti: “Sinemamızın az sayıdaki entelektüelinden biriydi Erden. Brecht’in kuramından, Glauber Rocha’nın, Angelopoulos’un, Taviani kardeşlerin sinemasından etkilendi; filmlerinde kolaycılığa kaçmadı, biçem arayışını sürdürdü.” Sinema Yazarı Atilla Dorsay ise “Yeri doldurulamayacak bir büyük kayıp… Onu ‘70’lerin sonlarında tanımıştım. İlk büyük çıkışını yaptığı “Kanal” filmiyle… Klasik Yeşilçam dönemi artık bitmişti. Ve yepyeni bir kuşak geliyordu, yepyeni bir dünya da… Ve Kıral bu dünyanın önemli sinemacılarından olacaktı. Sadece bir düzine kadar filmle…” ifadelerini kullanmıştı. Erden Kıral yaşamı boyunca toplumcu bir sinema anlayışını benimsemiş, filmlerinde sınıfsal çelişkileri anlatmıştı. Özellikle Kürt coğrafyasından ve Kürt sorunundan hareketle “Hakkâri’de Bir Mevsim”, “Dilan” ve “Gece” gibi filmlere imza atmıştı. Çektiği filmlerle unutulmazlar arasına adını yazdırdı.