Rusya'nın ilhak hamlesi | Ukrayna NATO’ya hemen girebilir mi, Avrupa’yı neler bekliyor?
Rusya'nın, Donetsk ve Lugansk bölgeleri ile Herson ve Zaporijya kentlerini yapılan referandumların ardından topraklarına dahil etmesini Yücel Özdemir değerlendirdi.
Arşiv | Fotoğraf: Rusya Savunma Bakanlığı
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Rusya'nın cuma günü Kırım'dan sonra Donetsk ve Lugansk bölgeleri ile Herson ve Zaporijya kentlerini yapılan referandumların ardından topraklarına dahil etmesi, beklendiği gibi Avrupa'da sert tepkiyle karşılandı. Avrupa Birliği hükümet ve devlet başkanları tarafından yapılan yazılı açıklamada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in söz konusu bölgelerin temsilcileriyle ortak bir tören düzenleyerek imzaladığı karar “yok hükmünde” sayıldı. Açıklamada, “Bu karar bizim için yok hükmündedir ve hiçbir zaman karşılık bulmayacaktır” denildi. Ayrıca Rusya'nın bu hamleyle küresel güvenliği tehdit ettiğine işaret edildi. Aynı şekilde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de yaptığı açıklamada kararı tanımayacaklarını, Ukrayna'ya her türlü desteği vermeye devam edeceklerini, Rusya'nın kısmı seferberlik kararının zayıflığından kaynaklandığını söyledi. Yine G7 ülkelerinin Dışişleri bakanları, Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier de yaptıkları açıklamalarla Rusya'nın dört bölgeyi ilhak etmesini kınadı. ABD yeni yaptırım kararları alacağını ilan ederken Ukrayna, ilhak kararına NATO üyeliğini hızlandırmakla yanıt vereceğini duyurdu.
BATI'DA FAZLA SEÇENEK KALMADI
ABD, AB ve NATO cephesinden yapılan açıklamalarda her ne kadar sert bir şekilde ilhak kararı reddediliyorsa da, Rusya'ya karşı hangi hamlelerin yapılacağı konusunda çok somut bir mesaj verilmiyor. Çünkü, 2014'te Kırım'ın ilhakından bu yana Batı cephesinden Rusya'ya yönelik pek çok sert yaptırım kararları alındı. Bunların zirvesini ise hiç şüphesiz petrol ve doğal gaz ambargosu oluşturuyor ve bu da gerçekleştirildi. Ukrayna ordusuna verilen her türlü askeri ve ekonomik yardımlarla doğrudan savaşın tarafı olan Batı cephesinin, bunların üzerine koyacağı ve Rusya'yı caydırıcı yeni sert yaptırımlar seçeneği masada bulunmuyor. Rusya ile ticari ilişkiler sürdüren NATO, AB ve Batı ittifakına yakın duran ülkelerin bütün ilişkilerini kesmesi, kesmeyenlere yaptırım uygulanacağı şeklindeki kararının ne kadar karşılık bulacağı kestirilemediği için, şu anda gündemde bulunmuyor. Böylesine bir kararın Batı cephesinde bir bölünmeye yol açması da olasılıklar arasında. Bu ülkeler arasında en dikkat çeken Türkiye ve Japonya. Her iki ülke savaşa rağmen Rusya ile her türlü ticari ilişkilerini sürdürmeye devam ediyor.
UKRAYNA'YA NATO ÜYELİĞİ UFUKTA GÖRÜNMÜYOR
Rusya'nın ilhak kararına verilmesi muhtemel olan bir diğer seçenek ise zaman kaybetmeden, Moskova'ya misilleme olarak Ukrayna'nın NATO ve AB üyesi yapılması. En büyük hamle olan bu seçenek Putin'in ilhak kararını imzalamasından sonra Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy tarafından hemen gündeme getirildi.
Ancak Batı cephesinde bu konuda da erken bir uzlaşmanın olması beklenmiyor. Bu talebe ilk yanıt Almanya Dışişleri Bakanı Anna Baerbock verdi. Alman birinci televizyon programı ARD'de katıldığı bir programda konuşan Baerbock, Ukrayna'yı kendisini savunmak için desteklemeye devam edeceklerini ifade ettikten sonra, “Bizim savaşın diğer ülkelere genişlememesi ve NATO'nun savaşın tarafı olmaması gibi bir sorumluluğumuz var. Bu nedenle Ukrayna'nın kısa sürede NATO üyeliğine kabul şansı bulunmuyor” dedi.
Savaş bitmeden Ukrayna'nın NATO üyesi olması durumunda, 5. madde şartı nedeniyle NATO, dolayısıyla bütün üye ülkeler savaşın açık tarafı haline geliyor. Bu nedenle de birçok ülkenin Almanya gibi, kısa sürede Ukrayna'nın NATO üyeliğine sıcak bakmayacağı tahmin ediliyor. Daha önce de bu konuda değişik mesajlar verilmişti. Ancak buna rağmen, NATO üyesi Baltık ülkelerinden birisi ya da Polonya'nın bir şekilde savaşa dahil olması durumunda, NATO'nun askeri olarak sürecin parçası olma olasılığı da her zaman gündemde.
Savaşın daha da büyümesinden yana olmayan Almanya ve Fransa gibi ülkeler NATO üyeliği yerine Ukrayna’nın AB üyeliğini ise daha gerçekçi bir seçenek olarak görüyor. Rusya da, Ukrayna'nın NATO üyesi olması yerine AB üyesi olmasına çok fazla itiraz etmiyor. Daha önce Avrupa'da gündeme getirilen “Toprak karşılığında barış” söylemi ise şu günlerde pek gündeme getirilmiyor. Ukrayna'nın, Rus nüfusunun yaşadığı bölgeleri Rusya'ya vermeyi kabul ederek müzakere masasına oturması ilerleyen günlerde daha yüksek bir şekilde yeniden gündeme gelebilir. Zira, NATO'nun doğrudan savaşa girmemesi durumunda, her türlü desteğe rağmen Ukrayna ordusunun nükleer güce sahip Rus ordusunu yenmesine pek şans tanınmıyor.