2 Ekim 2022 06:00
/
Güncelleme: 18 Aralık 2022 11:36

Emekçinin Kitaplığı | Karakalpak Kızı: Düzen değişir, aşk da kazanır

Tanıdığı ilk sosyalist kadınların dik duruşuna, samimiyetine, özgüvenlerine, beceri ve bilgilerine hayran olan Cumagül değişir. Taklit ederek öğrendiği insan halleri onun kendi özgünlüğü haline gelir.

Emekçinin Kitaplığı | Karakalpak Kızı: Düzen değişir, aşk da kazanır

Fotoğraf: Wikimedia Commons | Kitap kapağı: Kor Kitap

Nuray SANCAR

Karakalpak yurdu 1925 yılında Kazakistan’a 1936’dan sonra da Özbekistan’a bağlanmış özerk bölgedir. Buhara, Semerkant, Taşkent gibi, eski ilim-irfan merkezlerinin komşusudur burası. Tulepbergen Kaipbergenov’un yazdığı Karakalpak Kızı medeniyetten yoksun, yarı göçebe-yarı yerleşik yoksul Karakalpak halkının 1917 Devrimi’nden sonraki ekonomik ve sosyal bakımdan gelişmesinin hikayesidir. Daha çok da bir kadının.

Çimbay bölgesindeki bir köyde insanlar ikiye ayrılır. Köylülerin kanını emen “bay” diye bilinen toprak ağaları ve hizmetindekiler ile, köyün geri kalan yoksulları.  Büyük bir çoğunluk yaşadıkları küçük köyden başka bir yer görmemiştir. Okuma yazma bilenlerin oranı yüzde 0, hurafe yaygın, bundan kazanç sağlayan bezirganlar egemendir.

Böyle bir ıssızlıkta kadınlar dilsizdir, soru bile soramazlar. Ruhları ve bedenleriyle erkeklere aittirler. Kocanın karısı üzerindeki hükmü o kadar güçlü ve kesindir ki, yaralı kadınlar başka bir hayat düşünemez. Cumagül ve kaderini tekrar ettiği annesi Sanem bu kadınlardan sadece ikisidir. Babası, annesiyle Cumagül’ü, koca evinin dışına düşmenin kadının dilencilik yaparak sürünmesinden başka bir anlama gelmediği o zamanlarda evden atmış ve aynı şey Cumagül ile kızının da başına gelmiştir. O sırada bu genç kadının ülkede yönetimin değiştiği, Çar’ın devrildiği, Bolşeviklerin iktidara geldiği söylentilerine kulak verecek, verse de anlayacak hali yoktur.

Köyde yanlarına sığındığı ailenin erkeği hastalanıp çalışamaz hale gelince ormandan topladığı odunu satmak için gittiği kasabada bir mitinge rastlayan Cumagül’ün kulaklarına eşitlik, adalet, burjuvazi gibi sözler akar. Bundan sonra olaylar ağır ağır gelişir. Sosyalizm propagandası bu ıssız bozkır köyüne kadar ulaşacaktır. Bir propaganda olduğu sürece sorun olmayan sosyalizm, köylüler tarafından yavaş yavaş benimsenmeye başladığında, köylüler su kanalları, ürettiklerini ortaklaşa kullanacakları Makine Traktör İşletmeleri kurmaya, toprak yoksullar arasında paylaşılmaya ve okulda bir okul açmaya kalktığında köyün asalak sınıfları hareketlenir. Sabotajlar, cinayetler, tehditler, ödüller ve ajanlık faaliyetiyle köylünün iş, ekmek ve özgürlük mücadelesini geri döndürmeye; yapılan her işi bozmaya çalışırlar. Çocuklar okuyamasın, kadınlar okuma yazma öğrenmesin diye okullar yakılır.

Devrim sonrası iç savaş yıllarıdır. Sadece bu küçük köyde değil yenik ama yok olmamış eski soyguncu sınıflar silahlı güçler kurarak, çapulcuları toplayarak yeni iktidara karşı savaşmaktadırlar. Kazakistan ve Özbekistan bölgesinde de adlarına Basmacılar denen çeteler de köylüleri dize getirmek ve yapılan her iyi şeyi sabote etmek için ayaktadırlar.

Cumagül ülkedeki havadan ve duyup gördüklerinden etkilenerek köyden ayrılmış, tek başına Çimbay’da okumaya gitmiştir. Bu başlangıç olur; bu ilk bağımsız kararı genç kadına başka kapılar açar. Giderek kendisi gibi yoksul ve cahil kadınların eğitimi ve örgütlenmesinde sorumluluk alarak kendini geliştirir. Eski kocası, toprak ağalarından ve onların sisteminden beslenen mollalar, lumpen orta sınıflar ve diğer asalaklardan oluşan eski düzen yanlılarının safında, kendisi sosyalistlerin yanındadır. Bir parti gönüllüsüdür artık.

Tanıdığı ilk sosyalist kadınların dik duruşuna, samimiyetine, özgüvenlerine, beceri ve bilgilerine hayran olan Cumagül değişir. Taklit ederek öğrendiği insan halleri onun kendi özgünlüğü haline gelir. Bedeni, bakışları, duruşu farklılaşır; ruhu kanatlanır. Kendi kararlarını kendi vermeyi öğrenir; batıl inançlardan sıyrılır. Oysa uzun sakallı mollalar köylüyü hala hurafelerle, töreyle korkutmaya devam etmekle meşguldürler. Eski koca onlardan ayrılıp Cumagül’ü kazanmaya çalıştığında ise artık çok geçtir…

Bir gün toprakları paylaşan yoksul köylülerden biri Cumagül’e sorar “topraklarımızı bizden ya geri alırlarsa ya?​” “Alamazlar” der Cumagül. Köylü garanti ister, nereden bildiğini sorar “Ben söylüyorum ya” der “Sovyet İktidarı. Artık sosyalizm var. Hep birlikte başaracağız” diye yanıtlar Cumagül. Bu, bir zamanlar ayazda kapı önüne konulan zavallı bir kadının arkasında ne büyük bir gücün biriktiğinin göstergesidir. Sonra, 1925 yılında Karakalpak özerk bölge ilan edilir. Bolşevizmi bir yabancı uşaklığı olarak propaganda eden gerici toprak ağaları bir kez daha yenilmiştir.  

Karakalpak Kızı, bir kadının fiziksel ve ruhsal kapasitesinin nasıl geliştiğini anlatmaz sadece. Seçtikleri kadar seçmedikleri de önemlidir kadının; yeni dünyanın inşasında Makine Traktör İşletmelerinin yanı sıra yeni bir ahlakın inşası, gönlün terbiyesi de önemlidir. Kadınların akli melekelerini olduğu kadar duygularını da rafineleştiren ahlaki dönüşüm sürecidir sosyalizm. Aşkın koca dayağı, kayınvalide şiddeti, toplum baskısı, yakınlık duymadıkları kocaların istismarı altında öldüğü bozkır ülkesinde sosyalizm kadınlara yitirdikleri aşkı da geri getirir: Eşitlik içinde aşk.

Köyün su kaynağında gece buluşmasındaki iki sevgili su kanallarının sabote edildiğine tanık olduklarında bu kötülüğü durdurmak için birlikte harekete geçerler; köylü de onlarla savaşır. Bir kadının gece buluşmasının töredeki karşılığı elbette ağırdır. Ama eski düzenin adamları yenilirken kadınlar üzerindeki tahakküm de gedik alır; her şeyin alt üst olduğu zamanlarda aşk da kazanır ve Karakalpak kadınlarının Cumagül’leri çoğalır.

Karakalpak Kızı, Kor Kitap (Görsel: Evrensel, Kor Kitap)

Karakalpak kızı, Kitap Kor Kitap’tan Kayhan Yükseler çevirisiyle yayınlandı.  

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL Kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et