18 yıllık işçi hâlâ taşeron ve asgari ücretli
Sendikalaştıkları için işten atılan ve direnişe geçen Marlboro işçileri “18 yıllık işçi hâlâ taşeron ve asgari ücretle çalışıyor. Bunlar için sendikalaşmada kararlıyız” diyor.
![18 yıllık işçi hâlâ taşeron ve asgari ücretli](https://www.evrensel.net/upload/dosya/218918.jpg)
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
Eda AKTAŞ
İzmir
İzmir Torbalı’da bulunan Philip Morris (Marlboro) fabrikasında faaliyet yürüten ve DİSK/Gıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Euroserve işçilerinin direnişi 12’inci gününü geride bıraktı.
Kod-46’dan işten atılan 100’ü aşkın işçi işe iade, ücretlerin insanca yaşanabilecek bir seviyeye çıkarılması, zorunlu mesailerin kaldırılması, tüm mobbing ve baskıların son bulması ve sendikal haklarının tanınması için fabrika önündeki direnişlerini sürdürüyor.
‘ASGARİ ÜCRETTEN 50-100 LİRA FAZLA ALIYORDUK’
12 yıldır çalışan Eyüp Kapıcı, “Euroserve taşeron firmasındayız ama ana işverene Philip Morris’e üretim yapıyoruz. Ekonomik olarak sorunlar yaşıyorduk ve işin asıl çıkış noktası burası. İki işverenin de personeline sahip çıkmamasından kaynaklanan bir sorundu bu. Enflasyonun geldiği durum ortada. Temmuz ayında asgari ücret 5 bin 500 lira oldu bizler 5 bin 550 lira, 5 bin 600 lira ücret alıyoruz. Asgari ücretten 50-100 lira fazla alıyoruz ve buna itiraz ettik. Yönetim taleplerimizi görmeyince ortak bir kararla örgütlendik” dedi.
‘OLUMLU SONUÇ ALANA KADAR DİRENECEĞİZ’
Farklı illerde ve iş kollarında direnen işçilere selam gönderen Kapıcı, “İnandıkları şeyin arkasından gitsinler, biz şu an bunu yapıyoruz. Biz işimizden mutsuz değildik. Biz sadece ekonomik olarak geçinemediğimizden şikayetçiydik. Bunu dile getirdiğimiz için buradayız. Buna kesin çözüm bulmak için direniyoruz. Buradan tüm işçilere ve emek dostlarına sesleniyorum bize destek olsunlar. Biz olumlu sonuç alana kadar direnmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
KADROLU VE TAŞERON İŞÇİLER ARASINDAKİ FARK
Euroserve İşçisi Hülya Özdemir de içerideki kadrolu ve taşeron işçilerin arasındaki farklardan söz etti: “Kadrolu arkadaşlarımızın durumu bizden daha iyi, belki onlar için de yeterli değildir ama bizden daha iyi durumdalar. İkramiye, promosyon, market çekleri gibi onların geçinmesine katkısı olabilecek farklı uygulamalar ama bize hiçbir şey yok. Sadece asgari ücret ve dini bayramlarda küçük bir kutu çikolata veriyorlar. İnsanlar çok iyi şartlarda çalıştığımızı düşünüyor ama biz yalnızca asgari ücret alıyoruz.”
‘HEPİMİZİN HESABI EKSİLERE DÜŞÜYOR’
Asgari ücret 4 bin 253 lira iken 33 lira fazla aldığını söyleyen Özdemir, “Bunun asgari ücretin üstünde olduğu iddia ediliyor ancak 33 lira ile ne yapabilirim? Asgari ücret 5 bin 500 lira olunca 33 lira da gitti. Zaten maaşlarımızı alır almaz hesabımızda para kalmıyor. Hepimizin hesabı eksilere düşüyor, geçinemiyoruz. Eşim ben ve kızım çalışıyoruz ama ona rağmen ay sonunu getiremiyoruz. Eşleri çalışmayan ve tek maaşla geçinen arkadaşların durumu daha kötü. Şartlarımız gerçekten zor” dedi.
İki üç işçinin yapması gereken işi tek işçinin yaptığını anlatan Özdemir, “Çalışmakta sorunumuz yok ama istedik ki biraz daha iyi şartlarda yaşayalım. Sadece ev kirasına, faturalara yetişebilmek için çalışmayalım. En basiti eskiden ayda bir kez dışarıya kahvaltıya çıkıyorduk, o bizim için bir keyifti, artık ona bile gidemiyoruz. Biz yalnızca daha iyi şartlar istedik ama sonuç kapının önüne konmak oldu. Benim çıkışım henüz verilmedi ancak fabrikaya da alınmıyorum. Çalışan olarak görünüyorum ama çalışamıyorum” diye konuştu.
‘KARARLARI HEP BERABER ALIYORUZ’
Özdemir, “Bu yola birlikte başladık ve sonuna kadar sendikamızla birlikteyiz. Ben her gün işe nasıl hazırlanıyorsam üniformamı giyip saçımı topluyorsam direnişe de aynı sorumlulukla hazırlanıyorum. Bugün işim var, fazla yorgunum, gitmesem demiyorum. Aynı işe gider gibi kendime bir sorumluluk yükledim ve aynı ciddiyetle her gün aldığımız karar doğrultusunda gidiyorum. Ayrıca burada yapılacak olan eylemlere hep birlikte karar veriyoruz. Sendika bize şunu yapacağız şuraya gelin demiyor, buna hep birlikte karar veriyoruz ve bunun bilinciyle bu direnişe katılmaya geliyorum. Tüm arkadaşları da aynı ciddiyetle buraya bekliyorum. Biz işten atılan, durumu belirsiz olan ve içerideki çalışan tüm arkadaşlarımızla beraber sendikanın tanınıp çalışma şartlarımızın iyileştirilmesini istiyoruz” diye konuştu.
‘TAŞERON KALDIRILSIN, KADRO VERİLSİN’
Gıda-İş Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden de “Biz alın teri döküyoruz ve dünya devine büyük kârlar kazandırıyoruz. Bizi karın tokluğuna çalıştırmasınlar. 21. yüzyılda modern köleler gibi çalışmayalım diyor işçiler. Bunu dedikleri için işten atıldılar ve haklı olarak işlerini geri istiyorlar” dedi.
18 yıldır çalışan bir işçinin bile en fazla 5 bin 800 lira ücret aldığını anlatan Öden, “Bir işyerinde 18 yıllık taşeron çalışan olur mu? O artık kadrolu iş olmuştur. Dolayısıyla biz taşeronun kaldırılmasını istiyoruz ve kadro talep ediyoruz. Eşit işe eşit ücret istiyoruz” diye konuştu.
Öden şöyle devam etti: “Burada yaşanan olayı Türkiye’nin her yerinde milyonlarca işçi yaşıyor. İşverenler bu memleketi, fabrikaları babalarının çiftliği gibi yönetmek istiyorlar. Biz nasıl istiyorsak bu işçileri öyle çalıştırırız diyorlar. Biz de diyoruz ki bunlar sizin malınız değil, makinenizin bir parçası değil, bunlar insan ve insan gibi yaşamayı hak ediyorlar. Bu direnişleri birleştirme gibi bir göreve sahibiz. Nasıl ki sermaye bizlere karşı ortak hareket edip saldırıyorsa biz de onlara karşı aynı şekilde cevap vermeliyiz.”
Evrensel'i Takip Et