03 Ekim 2022 14:29
Son Güncellenme Tarihi: 03 Ekim 2022 14:58

TGS 6 ilde sokağa çıktı, partilere dilekçe gönderdi: Bu sansürü kabul etmeyeceğiz

Türkiye Gazeteciler Sendikası, sansür yasasına karşı 6 kentte sokağa çıktı. Gazeteciler "Yasa geçerse ülkemizde basın, ifade ve haberleşme özgürlüğü kalmayacak" diyerek mücadele çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Onur Kavak Evrensel

Paylaş

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), sosyal medyaya ve gazeteciliğe yönelik susturma, korkutma, hapsetme yasasına karşı İstanbul, İzmir, Ankara, Diyarbakır, Adana ve Eskişehir’de eylem düzenledi. Tasarının yasalaşması halinde olabilecekleri madde madde sıralayan TGS üyeleri "Bu sansürü kabul etmeyeceğiz, okurlarımızla, sektörle ve meslektaşlarımızla bu yasanın geri çekilmesi için mücadele edeceğiz. Sansüre değil daha fazla demokrasiye ihtiyacımız var!” diye seslendi.

PARTİLERİN GRUP BAŞKAN VEKİLLERİNE DİLEKÇE

Türkiye Gazeteciler Sendikası, kamuoyunda "dezenformasyon yasası" olarak da bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne karşı altı ilde sokağa çıktı. Yarın Meclis gündemine gelmesi beklenen yasa tasarısı öncesi İstanbul, İzmir, Ankara, Diyarbakır, Adana ve Eskişehir’de açıklama yapan TGS, Mecliste temsil edilen 5 partinin grup başkan vekiline dilekçe gönderdi.

İSTANBUL

İstanbul’da adres Sirkeci’de bulunan Büyük Postane önüydü. Burada konuşan TGS İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna, tasarının basın-meslek örgütlerine sorulmadan hazırlandığını hatırlatarak sözlerine başladı. Tasarının ‘dezenformasyonla mücadeleyi’ değil sansürü artırmak üzere hazırlandığına dikkat çeken Tuna, tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda olabilecekleri madde madde sıraladı:

  • Sosyal medya cendereye alınacak, anlık mesajlaşma uygulamaları bundan sonra görüşmelere ilişkin bilgileri BTK’ye verecek.
  • Gazetecilerin basın kartı taşımasının hiçbir anlamı kalmayacak, çünkü dernek ve vakıf yöneticilerinin basın kartı alabilmesi için medya alanında faaliyet göstermesi yeterli olacak.
  • Basın İlân Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak geniş yetkilerle donatılacak. Tıpkı, televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi yazılı ve dijital medyanın eli sopalı polisi hâline gelecek. BTK ile BİK, basılı ve dijital medyanın yanı sıra sosyal medya ile Whatsapp gibi haberleşme uygulamalarını da çok sıkı bir denetim ve ceza tehdidi altına alacak. Kullanıcı bilgilerini vermek ya da suç işlediği öne sürülen hesaplarla ilgili işlem yapmak gibi ağır yükümlülükleri kabul etmeyen sosyal medya şirketlerinin bant genişliği yüzde 95 oranında daraltılacak, böyle olunca hepimizin her gün kullandığı bu uygulamalar çalışmayacak.
  • Yerel gazetelerin ana yaşam kaynağı olan resmi ilân gelirinin yüzde 75’i buharlaşacak, matbaalar çalışamaz hâle gelecek.
  • Kısacası yaklaşan seçimler öncesinde, devlet kurumları halkın tüm haber kaynaklarını bir ahtapot gibi saracak, isterse sıkıştırıp boğacak, isterse gevşetecek."

SANSÜR DEĞİL, DAHA FAZLA DEMOKRASİ

“Bugün buradan TBMM’de grubu bulunan partilerin grup başkanvekillerine kanun teklifini geri çekmeleri için son kez çağrı yapıyoruz” diyen Tuna, son olarak şunları söyledi:

“Biz gazeteciler yasa teklifinin her maddesini didik didik inceledik. Topluma karşı sorumluluğumuz gereği bir kez daha hem yasa yapıcıları hem kamuoyunu uyarıyoruz. Bu yasa bu hâliyle geçerse ülkemizde basın, ifade ve haberleşme özgürlüğü kalmayacak. İtirazlarımızı Mecliste dile getirirken ‘Tartışmalı bu maddeleri muğlaklıktan uzak olacak şekilde yeniden düzenleyelim’ dedik, dinlemediler. Şimdi tarihimizde görülmemiş düzeyde ağır bir ifade özgürlüğü engeliyle karşı karşıyayız. Bu yasa tüm topluma ve bu toplumun bir parçası olan gazeteci ve yayıncılara çok ağır otosansür, sansür, ceza, denetim ve işini yapamama tehdidi getirmektedir. Bu sansürü kabul etmeyeceğiz, okurlarımızla, sektörle ve meslektaşlarımızla bu yasanın geri çekilmesi için mücadele edeceğiz. Sansüre değil daha fazla demokrasiye ihtiyacımız var!” (İstanbul/EVRENSEL)

 


ANKARA

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi de yasa teklifine ilişki gazetecilerin eleştiri ve taleplerinin yer aldığı dilekçeleri Meclise sundu. TBMM Çankaya kapısında bir araya gelen gazeteciler, polisin açıklama yapılmasını engellemesinin ardından Meclis’e girerek yasaya karşı hazırladıkları dilekçelerini parti grup başkanvekillerine sundu.

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Ankara Şube  Başkanı Çınar Livane Özer ve ÇGD üyelerinin de katıldığı Meclis basın kapısındaki açıklamada konuşan CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, söz konusu yasa teklifine karşı olduklarının altını çizdi. Bülbül, “Basını hür olmayan ülkede ifade özgürlüğü gelişemez. Basın özgürlüğü gelişen ülkelere hukuk devleti diyoruz. Bunun da çaresi net demokrasi ve özgürlükleri vatandaşlara sunmaktır” dedi. Bu yasa teklifinin Meclis gündeminden çıkarılması gerektiğini söyleyen Bülbül, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) mücadelesine destek verdiklerini ifade etti. 

"HESAPLARINIZA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ALET ETMEYİN"

TGS Ankara Şube Başkanı Sibel Hürtaş da tarihin en büyük karartma girişimiyle karşı karşıya olduklarını söyledi. Hürtaş, “Bugünden itibaren her alanda mücadele yürüyeceğimizi söylüyoruz. Bu sansür yasası her yönüyle anayasaya aykırıdır. Meclis Başkanı Mustafa Şentop Makedonya örneğini vermişti. Lütfen seçim hesaplarınıza basın özgürlüğünü alet etmeyin” dedi. (Ankara/EVRENSEL)


ADANA

TGS Adana Şubesi, Meclis gündeminde olan Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne tepki göstermek için Cemal Paşa Postanesi önünde yaptığı eylemle tepki gösterdi. Postane önünde bir araya gelen gazeteciler tasarının geri çekilmesi talebiyle Meclisteki siyasi partilerin grup başkanlarına mektup göndererek “Sansüre hayır” dedi. 

Postane önünde gerçekleştirilen ortak açıklamayı TGS Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya okudu. Teklifin "Dezenformasyonla mücadeleyi” değil sansürü artırmak üzere basın meslek örgütlerine sorulmadan tek taraflı hazırlandığını dile getiren Büyükkaya, “Israrla gündeme getirilen ancak gazeteciliğe baskıdan ve medyayı cezalandırmaktan başka amacı olmayan bu teklifin geri çekilmesini istiyoruz” dedi. 

(Adana/EVRENSEL)


İZMİR

TGS İzmir Şubesi, Konak Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan PTT önünde bir araya geldi. TGS üyeleri, “Yerel basın kepenk kapatacak”, “Yalan haber kime göre neye göre”, “Basınsız basın yasasına hayır”, “Anayasaya aykırı yasa geri çekilsin”, “Sosyal medyama karışma”, “Sansür yasasına hayır”, “Bugün bana yarın sana” yazılı dövizler taşıyarak yasayı protesto etti.

“BİZİ KRİMİNALİZE ETMENİZİ ASLA KABUL ETMİYORUZ”

Basın açıklamasında konuşan TGS İzmir Şube Başkanı Halil Hüner, “52 maddelik bir yasa getiriyorlar. Bu 52 maddenin dörtte üçü gazeteleri kapatma, insanların sesini kesmeye yönelik. Sadece gazetecilerin sesini kesmeyecekler sosyal medya kullanıcıları da kıskaca alınacak. Bundan sonra sadece gazeteciler yazdıklarından dolayı değil, sosyal medya kullanıcıları da cezalandırılacak” dedi.

"Sadece haberimizin içeriğini beğenmedikleri için dava açabilecekler” diye sözlerini sürdüren Hüner şunları söyledi: "Gazetecinin işi sadece haberdir, kamuoyuna doğru bilgiyi sunmaktır. Bizi kriminalize etmenizi, suçlu muamelesi yapmanızı asla kabul etmiyoruz. Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi demokrasi ve basın özgürlüğüyle olur.”

(İzmir/EVRENSEL)


ESKİŞEHİR

Eskişehir'de gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşna TGS Temsilcisi Şenay Bilik Yıldırım, "Bu yasa tasarısının durdurulması için tüm gazetecileri ve halkımızı mücadele etmeye çağırıyoruz" dedi.

Türkiye Gazeteciler Sendikası Eskişehir Şubesi, Meclis’e getirilmesi beklenen dezenformasyon yasasına karşı basın açıklaması yaptı.

Açıklama sonrasında TBMM’de grubu bulunan partilerin grup başkanvekillerine kanun teklifini geri çekmeleri için hazırlanan dilekçe yollandı. Eyleme CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Bülent Özyazıcı da destek verdi. Basın açıklamasını Türkiye Gazeteciler Sendikası İl Temsilcisi Şenay Yıldırım yaptı. Dezenformasyon yasasının dezenformasyonla mücadeleyi değil sansürü artırmak üzere hazırlandığı dile getiren Yıldırım, 2022 boyunca yapılan tüm itirazlara rağmen, yasama yılı başlar başlamaz Meclis gündemine geldiğini söyledi.

Söz konusu kanun teklifinin baskıdan ve medyayı cezalandırmaktan başka amacı olmadığının altını çizen Yıldırım, yasa teklifinin basın meslek örgütlerine sorulmadan, iktidar tarafından tek taraflı hazırlandığını yasa teklifi kabul edildiğinde, yalan olduğu iddia edilen bir haber nedeniyle gazeteciye üç yıl hapis cezası verilebileceğini sosyal medyada eleştirel paylaşım yapan yurttaşların dezenformasyonla suçlanabileceğine dikkat çekti.

"DEMOKRASİYE İHTİYACIMIZ VAR"

Yasanın bu haliyle geçmesi halinde sosyal medyanın cendereye alınacağını, anlık mesajlaşma uygulamalarının görüşmelere ilişkin bilgileri BTK’ya verecek olduğunu belirten Yıldırım, “Gazetecilerin basın kartı taşımasının hiçbir anlamı kalmayacak, çünkü dernek ve vakıf yöneticilerinin basın kartı alabilmesi için medya alanında faaliyet göstermesi yeterli olacak. Basın İlân Kurumu, gazetelere ve internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak geniş yetkilerle donatılacak. Tıpkı, televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi yazılı ve dijital medyanın eli sopalı polisi hâline gelecek. BTK ile BİK, basılı ve dijital medyanın yanı sıra sosyal medya ile haberleşme uygulamalarını da çok sıkı bir denetim ve ceza tehdidi altına alacak” dedi. Yerel gazetelerin ana yaşam kaynağı olan resmi ilân gelirinin yüzde 75’inin buharlaşacağını aktaran Yıldırım, matbaaların çalışamaz hâle geleceğini seçimler öncesinde, devlet kurumlarının halkın tüm haber kaynaklarını bir ahtapot gibi saracağını ifade etti. Sendika olarak hem yasa yapıcıları hem kamuoyunu uyardıklarını kaydeden Yıldırım, “TBMM’de grubu bulunan partilerin grup başkanvekillerine kanun teklifini geri çekmeleri için son kez çağrı yapıyoruz. Sansüre değil daha fazla demokrasiye ihtiyacımız var” diye konuştu.

"KANUN SANSÜR KANUNUDUR"

Kanun yasasının komisyon sürecinde kanun teklifinin geçmemesi için günlerce mücadele verdiklerini ifade eden Çakırözer, kanun teklifinde baskı ve sansür olduğunu vurguladı. Halkın gerçeklerden haberdar olmaması için basının susturulmak istendiğini dile getiren Çakırözer,

Kanun teklifinin 85 milyonun sesini kesme teklifi olduğuna dikkat çekti. Çakırözer, “Vatandaşların sosyal medyada ifade özgürlüğünün önüne geçilmeye çalışılıyor. Ülkedeki yoksulluktan işsizlikten haberdar olmasın isteniyor. Kanun teklifi içerinde Anadolu gazeteleri yok. Kanunun eksikleri var gazetecinin yarına hiçbir şey yer almıyor. Susturmaya yönelik onlarca madde var. Vatandaş usulsüzlüğü yolsuzluğu bilmesin diye erişim engelleri var. Tüm Türkiye için bu kanun bir sansür kanunudur. Bu kanun bir an önce geri çekilmedir” dedi.

(Eskişehir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır'da "yemek boykotu" eylemi yapan SES üyelerine silahlı saldırı

SONRAKİ HABER

Öğretmenlerin derdi kariyer değil, geçim derdi ve mesleki saygınlık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa