EMEP: Sansür yasasına hayır!
Emek Partisi'nden "sansür yasasına" tepki: "Gazeteciler zapturapt altına alınmak istenirken, sosyal medyadaki muhalif tüm sesler de kısılmak istenmekte"
Fotoğraf: Şerif Karataş/Evrensel
EMEP, "dezenformasyon yasası" olarak da bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin açıklama yayımladı, "Çıkarmak istedikleri 'basın kanunu' ile gazeteciler zapturapt altına alınmak istenirken, sosyal medyadaki muhalif tüm sesler de kısılmak istenmektedir" dedi.
Yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte sansür yasası yeniden gündeme geldi. Geçen yasama döneminde AKP ve MHP'li milletvekillerinin imzalarıyla Meclise sunulan kanun teklifi Adalet Komisyonu'nda tartışmalar eşliğinde kabul edildikten sonra Genel Kurul'a sevk edilmişti. Kanun teklifi "Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kişilere" bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörüyor.
Başından itibaren teklifin yeni bir sansür dalgasına neden olacağı yönünde eleştirileri olan basın meslek örgütleri ise yasaya karşı sokağa çıkmıştı, bugün de Meclis'te yaptıkları açıklama ile sansür yasasının ifade özgürlüğünü nasıl ortadan kaldıracağını 10 başlıkta anlattı.
Yasaya karşı birçok meslek örgütü ve siyasi parti açıklamalar gerçekleştridi. Emek Partisi de (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak imzasıyla yayımlanan açıklamasında "Sansür yasasına hayır" dedi.
"En son Evrensel gazetesinin 'resmi ilan' yayınlama hakkının hukuksuzca iptal edildiği bu günlerde resmi ilanların ekonomik bir silaha dönüştürüldüğünü hepimiz görmekteyiz." ifadeleriyle gazetemize yönelik BİK hukusuz tutumu hatılatılan açıklamada, yasa tasarısı; işçi sınıfının, emek ve meslek örgütlerinin, gençlerin ve kadınların hak alma mücadelesine saldırı niteliğinde olduğu ifade edildi.
Yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"MUHALİF SESLER KISILMAK İSTENİYOR"
"AKP, 20 yıllık iktidarı boyunca beslediği havuz medyası ve yandaş gazetecileriyle halkın haber hamla hakkını engelleyemedi. Hatta 'sen köşende gereğini yaparsın' diyerek oluşturduğu AKP’nin sesi gazete kalemşörleriyle gerçeğin üzerini örtme, muhalif olan sesi susturma ve özgür basını kriminalize etme çabası da sonuçsuz kaldı. Şimdi de çıkarmak istedikleri 'basın kanunu' ile gazeteciler zapturapt altına alınmak istenirken sosyal medyadaki muhalif tüm sesler kısılmak istenmektedir."
"GERÇEKLER TEHDİTLERLE ÖRTÜLMEK İSTENİYOR"
" 'Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak' diye eklenen maddenin AKP iktidarının 20 yıllık pratiği göz önüne alındığında sadece istenmeyen haberi yapan gazeteciler değil, bu haberleri paylaşanların da 'dezenformasyonla' suçlanarak 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmektedir. Kanun teklifi 'panik, endişe ve korku yaymak, ülkenin iç güvenliği ve kamu düzeni' diye gerekçelendirilerek muhalif sesler susturulmak istenmektedir. Bu sansür yasası ile bırakalım genel siyaseti 'ekonomi çöktü', 'halk açlıktan kırılıyor', 'nükleer santral inşaatında ölüm kol geziyor', 'yurt yok, öğrenciler açıkta kaldı' gibi ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durumu, açlık yoksulluk kıskacında yaşayan işçi-emekçileri, neredeyse haftada en az bir işçinin ölüm haberinin geldiği Akkuyu nükleer santrali ve pek çok işyerinde yaşanan iş cinayetlerini, barınma olanaklarından yoksun üniversite öğrencilerine ilişkin haber yapanın da, paylaşanın da cezalandırılması istenmektedir. Gerekçe ise hazır 'endişe, korku, panik yaratmak', 'iç güvenlik ve kamu düzenini tehdit etmek'. Gerçeklerin üzerini tehditlerle örtmek istiyorlar.
En son Evrensel gazetesinin 'resmi ilan' yayınlama hakkının hukuksuzca iptal edildiği bu günlerde resmi ilanların ekonomik bir silaha dönüştürüldüğünü hepimiz görmekteyiz. Şimdi de başta yerel gazeteler olmak üzere gazetelerin resmi ilan gelirlerinin düşmesine neden olacak 'resmi ilan' yayınlama düzenlemesi getirilmektedir. Bu durum zaten binbir zorlukla yayın yapan gazetelerin gelirinde azalmaya ve binlerce gazetecinin işsiz kalmasına sebep olacaktır.
Ülkeyi açık cezaevine çevirme konusunda kararlı olan tek adam iktidarı sosyal medyadaki paylaşımlar ve kapalı anlık mesajlaşma uygulamalarını bile takip ederek sadece muhalif- özgür basına değil düşünen, konuşan hem de kendi arasında konuşan herkesi denetim altına almak istemektedir.
9 kişiden 2’sinin gazeteci olacağı 'Basın kartı komisyonu' düzenlemesiyle kimin gazeteci olduğuna ve basın kartı alacağını iktidarın karar verdiği uygulamalara yasal kılıf oluşturulmaktadır. Bu durum aynı zamanda 'kimin gazeteci olduğuna basın meslek örgütleri karar verebilir' diyen meslek örgütlerinin mahkeme ile itiraz hakkını bile elinden almaktadır.
Bu yasa tasarısı işçi sınıfının, emek ve meslek örgütlerinin, gençleri ve kadınların hak alma mücadelesine saldırıdır. Halkın haber alma hakkı engellenemez. Basın ilan kurumunun anti demokratik uygulamalarına yasal kılıf oluşturan hiçbir düzenleme kabul edilemez. Basın, ifade ve haberleşme özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır." (HABER MERKEZİ)