Bir Türkiye panoraması: Kurak Günler 

Emin Alper’in yeni filmi “Kurak Günler” Türkiye prömiyerini Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yaptı. Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda beyaz perdeye yansıyan film seyirciden ve sinema yazarlarından tam not aldı. Politik ve psikolojik gerilim türündeki filmin sona ermesiyle birlikte dakikalarca alkışlandı. Sinemaseverler sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarda “Kurak Günler” filminin son dönem Türkiye sinemasının en iyi yapımlarından biri olduğunu dikkat çekti. 

Film bir süredir kuraklık sorunuyla boğuşan Yanıklar kasabasına yeni atanan genç savcı Emre ile belediye başkanı Selim, yerel gazeteci Murat ve kasabanın eşrafı arasında yaşanan çekişmeleri konu alıyor. Yanıklar kasabasında geçen hikaye tam anlamıyla bir Türkiye panoraması... Yerel güç odaklarının seçimleri kazanmak ve iktidarlarını korumak için yaptıklarını izlerken seyircide dejavu hissi yaratıyor. Emin Alper gündelik hayatta her gün karşılaştığımız kadına, hayvana, ötekiye yönelik şiddeti aktarırken nefret söyleminin nasıl örgütlendiğini anlatmayı ihmal etmiyor. Film aynı zamanda yakın geleceğe dair distopik bir öngörü sunuyor. 

Başrollerini Selahattin Paşalı ve Ekin Koç’un paylaştığı filmin yardımcı rollerinde Erol Babaoğlu, Erdem Şenocak, Selin Yeninci, Sinan Demirer, Nizam Namidar, Ali Seçkiner Alıcı ve Eylül Ersöz yer alıyor. Dünya prömiyerini 75. Cannes Film Festivali’nin ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde gerçekleşen film, Hırvatistan’daki 69. Pula Film Festivali’nden En İyi Film, Eleştirmenler Jürisi Özel Ödülü ve En İyi Ortak Yapım Ödülleri ile dönmüştü. Ankara Film Festivali’nde de gösterilecek film 25 Kasım’da vizyona girecek.

"MADIMAK, BİLİNCİMDE ÇOK BÜYÜK YARALAR BIRAKTI"

Film gösteriminin ardından Filmin Yönetmeni Emin Alper, oyuncular Selahattin Paşalı ve Selin Yeninci sinemaseverlerle bir araya geldi.

Seyirciden gelen soruları yanıtlayan Emin Alper senaryo aşamasında ve çekimlerde Sivas Katliamı’ndan esinlendiğini söyledi. O yıllarda üniversite öğrencisi olduğunu anlatan Alper, şunları dile getirdi: “Madımak, bilincimde çok büyük yaralar bıraktı. Mutlaka Madımak olayı bizi etkiledi bu filmi çekerken. Ben kasabada büyüdüm, babam avukattı, hakim ve savcılar arasında büyüdüm. Özel bir durum olmadığı sürece savcıya koruma kararı verilmez. Savcılar kolay silah alabiliyorlar ama karakterimiz silahla mesafeli bir tip, bu nedenle karakterimiz eline silah alabilecek biri değil.”

Film çekiminde birçok şeyin kendilerini zorladığını belirten Alper, finansal sıkıntı ve coğrafyanın zorlu olmasının bunların başında geldiğini ifade etti. Filmi, Kayseri'nin bir kasabasında çektiklerini anlatan Alper, “Süre az olunca bazı sahneleri nasıl çektiğimi bilmiyorum, oyuncularımızla uzun süre prova yaptık. Hepsi çok güzel işler çıkardı. Savcının kendini keşfetmeye ihtiyacı vardı, hikaye bunun üzerine kuruldu ve çekildi.” diye konuştu.

Selahattin Paşalı, değerli oyuncu ve yönetmenlerle bir arada olmaktan gurur duyduğunu belirterek, “Filmde evin basılma sahnesinde gerçekten çok gerildim, çekimlerde Selin'in bakışları bile beni korkuttu.” dedi. Selin Yeninci ise böyle bir projenin içinde yer almaktan çok mutlu olduğunu belirterek, "Role daha iyi uyum sağlamak için bir günü, bir hakime hanımla adliyede geçirdim" ifadesini kullandı.

"HEPİMİZ YANIKLAR’DA YAŞIYORUZ"

Festivali takip eden kültür sanat gazetecileri ve sinema yazarları filme dair duygularını ve düşüncelerini sosyal medya hesaplarından paylaştı. Filmin Emin Alper sinemasındaki önemine dikkat çekilen paylaşımlarda filmin son dönemin Türkiye sinemasındaki en iyi yapımlardan olduğu vurgulandı. 

Okan Arpaç: Kurak Günler Antalya Film Festivali’nin sadece şu ana kadarki en iyisi değil, Türk sinemasının son yıllardaki en iyilerinden. Tüyler ürpertici bir Türkiye metaforu, kusursuz bir sinema, Emin Alper’in de başyapıtı…

Evrim Kaya: Kurak Günler Antalya’yı yaktı salladı tutuşturdu. Bir dönemi hakkıyla kapattı sanki. Bana çok iyi geldi. 

Hilal Solmaz: İçerisinde bulunduğumuz durumu sinema sanatının tüm incelikleriyle anlatan Emin Alper korkuya yenik düşmeyi değil o korkuyla mücadele etmeyi vadediyor. Her alanda yaşadığımız vasatlığa inat muhteşem bir film izledik. 

Banu Bozdemir: Emin Alper Kurak Günler’de ülkenin kimyasını çıkarmış. Her şey o kadar tam ve bütün ki uzun zamandır bir filmi yazmak için bu kadar heyecan duymamıştım. Ülkenin kimyasıyla bu derece yakın yüz yüze gelmek bir kez daha ürkütücü. Düşünülmüş, kafa yorulmuş ve 12'den vurmuş bir film.

Hande Kara: Kurak Günler’i izledik az önce. Ülke kurtulmuş gibi mutluyum şu an, içim içime sığmıyor. Çünkü hepimiz Yanıklar’da yaşıyoruz! Emin Alper sen bir harikasın.

Başak Bıçak: Yeni bir başyapıtımız var. Kurak Günler sadece Emin Alper filmografisinin zirvesi değil, aynı zamanda Türk sinemasının uzun zaman sonra çıkardığı en olağanüstü eser. Hala tüylerim diken diken.

Haktan Kaan İçel: Tüylerim diken diken oldu. Kurak Günler muhteşem! Türkiye'nin tüm pisliklerini bir filme sıkıştırıp yüzünüze sert bir tokat indiriyor. Filmin her anını soluksuzca izlerken, kullanılan metaforların ve yaratılan atmosferin etkisinden çıkamıyorsunuz. Emin Alper'in ustalık eseri!

Yeşim Burul: Kurak Günler’in yüzümüze ve içinde yaşadığımız ülkeye tuttuğu aynaya bugün Antalya’da izleyen herkes de hayran kalmış. Çok hak edilmiş bir övgü… Duygusuyla sizi koltuğunuza çivileyen bir film. Gözü, gönlüne, kalemine sağlık Emin!

Serkan Çelik: Kaç dakika bilmiyorum ama ben böyle alkışlanan film görmedim!

AYDEMİR: EMİN ALPER’İN EN İYİ YAPIMI BANA GÖRE

Sinema Yazarı Şenay Aydemir Gazete Duvar’daki köşesinde “Kurak Günleri”i değerlendirdi. Kurak Günler’in Emin Alper’in en iyi filmi olduğunu söyleyen Aydemir “Altın Portakal’da ulusal yarışmanın üçüncü gününde izlediğimiz Emin Alper’in ‘Kurak Günler’i, kendisinden önceki yapımlarla açık bir sıklet farkı olduğunu gösteriyordu. Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde ilk kez seyirci karşısına çıkan film, hem prodüksiyon hem de yönetmenlik açısından Emin Alper’in en iyi yapımı bana göre. En iyi filmi mi, bu sorunu yanıtı onun sineması takip edenler açısından farklı olacaktır.” ifadelerini kullandı. 

Kurak Günler’in açılış sahnesinin memleket sinemasının en iyi açılışlarından biri olduğunu belirten Aydemir şunlara dikkat çekti: “Emin Alper daha ilk karede, bizi nasıl bir finalin beklediğini ilan ediyor aslında. O finale gidişteki yolların nasıl döşeneceği daha da merak konusu oluyor. Film uzunca bir süre, polisiye bir izlek takip ediyor. Pekmez’in başına gelenlerin sorumlusunun kim olduğuna dair soruşturma, bir yandan ikiyüzlü kasaba ahlakının kodlarını çözerken, diğer yandan da Emre’nin dilemmalarıyla tanıştırıyor bizi.”

MATER VE ÖZERDEN UNUTULMUYOR!

Gezi Davası’ndan tutuklanan sinemacılar Çiğdem Mater ve Mine Özerden film festivallerinde unutulmuyor. Adana ve Ayvalık’taki film festivallerinde tutuklu sinemacılar için yapılan özgürlük çağrısı Antalya’da da devam ediyor. Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda Mater ve Özerden’i temsilen fotoğraflarının olduğu iki boş sandalye yer alıyor.

Film ekipleri gösterimler öncesinde yaptıkları açıklamalarda Özerden ve Mater’in hukuksuz bir şekilde tutuklandığı, onların yerinin Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi değil festivaller, sinema salonları ve film setleri olduğu vurgulanıyor. Son olarak Kurak Günler filminin öncesinde Yönetmen Emin Alper “Çiğdem Mater ve Mine Özerden şuan aramızda değil. Dolayısıyla mutluluğumuz buruk ama hepimizin inancı tam. Bu karanlık, kötü günler geçecek ve dostlarımızı bir şenlik havasında tutuldukları yerden çıkarıp layık oldukları yerlere oturtacağız.” dedi. (Antalya/EVRENSEL)