Ege Üniversitesi öğrencileri: Odalar hapishane koğuşu, izinler denetimli serbestlik
Ege Üniversitesi kampüsünde bulunan KYK yurtlarında kalan öğrenciler, yurtlardaki olumsuz koşullardan şikayetçi: “Hapishanede kalıyoruz.”
Fotoğraf: Ege Üniversitesi öğrencileri
İzmir Ege Üniversitesi (EÜ) ana kampüs içerisinde bulunan Ege ve Zübeyde Hanım KYK kız yurtlarında kalan öğrenciler, yurttaki olumsuz koşullara karşı tepkili. Birçok öğrenci, “Hapishanede kalıyoruz” diye konuşurken sorunlarına çözüm bulunmasını istiyor.
“DENETİMLİ SERBESTLİK”
Son giriş saatleri akşam 23.00 olan yurtlarda kalan bir öğrenci, “Konserler zaten 21.00’de başlıyor. Bunun saat hesabını yapıyoruz günlerdir. İzin almayı artık düşünemiyoruz bile, 70 günden 30 güne düşen izin günleri yüzünden. Ailelerimizle bile görüşmekte zorlanıyoruz. Vizeden sonra gidince zaten iznin yarısı gidiyor o arada başka yerlere gitmen gerekirse sonrası için izin yok. Odalar hapishane koğuşu, izinler de denetimli serbestlik gibi” diyerek tepki gösterdi.
“YURTLARDA TEMEL İHTİYAÇLAR BİLE YOK”
“Temizlik, onu geçtim el sabunları bile yok” diyen bir başka öğrenci ise temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadıklarını söyledi. Öğrenci şöyle devam etti; “Yeni yapılan iki yurtta da temizlik yok, sabunluklar var ama sabun yok. Hijyenik bir ortam için kendi cebimizden para harcıyoruz.”
Zübeyde Hanım yurdunda kalan PDR öğrencisi ise, “Tuvalet fırçası bile yok. Bir ay temizlik olmayacak diyorlar. Hijyen malzemelerini biz alarak temizlik yapmalıyız. Bu sene açılan yurdun hâlâ inşaat kalıntıları var. Öyle ki bu kalıntılar duşların giderine girerek taşmaya sebep oluyor. Yeni olmasına rağmen tuvaletlerden su sızıyor, her yer inşaat pisliği, söylenince de yeni açıldık idare edin diyorlar” diye konuştu.
“4 KİŞİLİK ODALARDA 6 KİŞİ KALIYOR”
Dört kişilik olarak tasarlanan odalar alınan yeni kararlar ile altı kişilik oldu. Artan kapasite ile yurtlarda sorunların da arttığını söyleyen öğrenciler, giysi dolapları olmayanların ayakkabılığı kullandığını, olanların ise küçük alandan olmasından ötürü valizleri odada tutmaya başladığını belirtti. Zübeyde Hanım yurdunda kalan bir öğrenci, “Çalışma masaları dönüşümlü olarak kullanılacakmış, etraf zaten valiz dolu, ağlamak istesek ona bile yer yok” dedi.
Artan kapasite ile güvenlik endişesi yaşayan öğrencilere ise görevlilerin cevabının “KYK duş kapısını tamir etmek yerine aynı oda kapıları gibi kilitlemeyin” olduğunu aktaran bir öğrenci, “Bir arkadaşımız duşta kilitli kaldı biz zorla açabildik. Durumu bildirince kapıyı kapatmayın dediler. Odalarda eşyalar açık. Yani mahremiyet kalmadı” diye konuştu.
Bir öğrenci ise, “Sıcak su ben geldiğimden beri yoktu soğuk suda duş alındı. Dün sıcak su bağlandı denilmesine rağmen akşam yine soğuk suda duş aldık” dedi.
“SAĞLIKSIZ BESLİYORUZ”
Sağlıksız beslendiklerini söyleyen bir öğrenci de “Kahvaltı ile doymuyoruz. Çeyrek ekmek veriyorlar onun bile tarihi geçmiş. Yetersiz besinler ile de mağdur oluyoruz. Doktorlar iki buçuk litre su için diyor biz bir litre suyu ancak görüyoruz. Akşam yemekleri ise sadece karbonhidrat ağırlıklı. Bu hiç sağlıklı değil, ne yediğimizi bilmiyoruz. Geleni de iyi pişiremiyorlar çiğ kaldığı oluyor. Bazen zaten dağıtımı da adaletsiz yapıyorlar. Kimine yemek bile kalmıyor” diye konuştu.
“ÜCRETSİZ OLABİLECEK YURTLAR EKONOMİYİ ZORLUYOR"
Yetersizlikleri yüzünden sözde ucuz olduğunu söyledikleri yurtlarda kalan öğrenciler daha fazla para harcadıklarını şöyle anlatıyor: “Bu şartlarda ya özel yurtta gideceksin sosyal hayatın olmayacak ya da devlet yurduna gideceksin hep dışarda olman gerekecek. Geleceklerine para yatırmak yerine beli başlı kurumlara para yatıranlar yüzünden ücretsiz kalmıyoruz. O paranın belli bir oranını bize verseler ücretsiz olarak kalabilirdik.” (İzmir/EVRENSEL)