Türkiye-Yunanistan gerilimi | Siz ah diyorsunuz biz vah!
Türk - Yunan gerginlikleri için kullanılan bir Yunan sözü aslında sorunların ve acıların ortak olduğunu şöyle özetliyor: "Siz ah diyorsunuz biz vah!"
Yunanistan sokakları. (Fotoğraf: Mstyslav Chernov CC BY-SA 3.0)
Seyit ALDOĞAN
Atina
Türkiye ve Yunanistan arasında karşılıklı olarak günlük söylem ve çıkışlarla artırılan gerginlik Yunanistan medyası ve analizcilerinin değişik değerlendirmelerine neden oluyor. Türkiye’nin "Yeni Osmanlı" politikaları gereği yayılmacı bir politika izlemesinden, bölgede egemen güç olma hayallerine, adaları işgalden, uluslararası hak ve hukuku ayaklar altına almasına kadar değişik yorumlar yapılıyor.
İlerici, devrimci, demokrat güçlerin söylemleri ise oldukça farklı: Her iki ülke halkları arasında paylaşılamayacak bir şey olmadığını, emperyalist plan ve savaşların tarafı olunmamasını, üslerin hemen kapatılmasını, silahlanma yarışına son verilerek eğitim ve sağlık gibi alanlara bütçe ayrılmasını, iki ülke arasındaki sorunların NATO ve ABD tarafından daha fazla bağımlılık hedefiyle kullanıldığını vb. söylüyorlar.
Ancak her iki kesimin Erdoğan'ın gerginliğe neden ihtiyaç duyduğu paydasında birleştiklerini söyleyebiliriz. Ekonomik sıkıntılar, enflasyon, yolsuzluklar, işsizlik ve ağır sömürü koşulları nedeniyle "yapay gerginliklere" başvurulduğu, böylece ezilen halk kitlelerinin dikkatlerinin başka yönlere çekildiği, 2023 seçimleri nedeniyle "dış düşman" söylemine ağırlık verildiği ve hatta sınırlı bir provokasyona "ihtiyaç" duyulduğu yorumları yapılıyor.
YUNAN BASININDA GÜNDEM TÜRKİYE GERGİNLİĞİ
Uluslararası ilişkiler uzmanı Aleksandros Despotopoulos İn.gr sitesinde yayınlanan ve “Türk başkan Yunanistan ile genel bir savaş riskini göze alır mı?" başlığı taşıyan makalesinde şu görüşlere yer veriyor: "Bu arada başkan Erdoğan gelinen aşamada Yunanistan'ın öneminin arttığını, Washington ve Paris'le işbirliğinin geliştiğini, Lefkoşe merkezli enerji planlarının yapıldığını ve sonuç olarak mavi vatan söylemlerinin eskidiğini görüyor. Bütün bunlar seçimlerin yaklaştığı ve Erdoğan'ın söylemlerinin tükendiği bir zamana denk geliyor. Resmi rakamlar enflasyonun yüzde 80 olduğuna, işsizliğin yaygınlaştığına, iş sahiplerinin borçlarını dövizle ödemek zorunda olması nedeniyle , iç çektiklerine işaret ediyor. Bu durumda Türk başkan Yunanistan ile genel bir savaş riskini göze alı rmı? Kanımca hayır. Bizim ülkemiz Türkiye'nin cephe açtığı diğer ülkelerin yaşadığı zayıflıklara sahip değil. Biz ne iç savaş sonrasının Suriye'siyiz, ne Libya'yız nede 80’li yılların Sovyetlerinden kalan silahlara sahip Ermenistan'ız. Ya da biz Ukrayna değiliz, Türkiye de Rusya değil.” Despotopoulos Türkiye İle yaşanacak sınırlı sıcak bir çatışmanın Erdoğan'a "mavi vatan" söylemlerini canlandırma olanağı sunacağı gibi "hayat öpücüğü” de sunacağını söylüyor ve “Yunanistan'ın Batı ile işbirliğini daha da geliştirmesi" gerektiğini savunuyor.
TA NEA gazetesinin analizcilerinden Yorgos Papahristos ise konuya ilişkin bir makalesinde benzeri görüşleri savunurken Türkiye’nin iç sorunlarına dikkat çekiyor: “Çok söze gerek yok çünkü bu defa Türkiye ile yaşanan gerginlikte Başkan Erdoğan Yunanistan- Türkiye gerginliğini kullanarak ülkesinin içinde bulunduğu çok daha ciddi sorunları hasır altı etmek istiyor. Bu doğrultuda bir tehlikenin olduğunu söyleyebilirim. Sorun ilk hamlenin kimden geleceği ve nasıl bir hamle olacağı. Adalarımızdan birinin deniz yolunu kapatmakla mı olacak? Gökyüzünde yaşanan günlük deliliklerden birinde bir kazayla mı olacak? Öngörmek zor. Hazırlıksız yakalanmayacağımız kesin. Bunu Türkler de biliyor. Bu nedenle bize sırt verdiklerini söyleyerek Amerikalılara mızmızlanıyor ve bölgede ABD’nin oyunlarına alet olduğumuzu savunuyorlar. Erdoğan, Anti Amerikacılığın Türkiye'de oldukça geçerli bir akçe olduğunu iyi biliyor."
"SORUN ARTIK İLK KURŞUNU KİMİN ATACAĞI"
ANT1 kanalının analizcisi uluslararası ilişkiler uzmanı Konstantinos Filis ise gerginliğin ciddi boyutlara ulaştığını ve artık sorunun ilk kurşunu kimin sıkacağında olduğunu söylüyor.: "Söylendiği gibi önümüzdeki seçimleri kaybetme olasılığı yüksek. Diğer yandan Yunanistan'ın Ege Denizindeki egemenlik haklarına yönelik tezlerini destekleyen ABD ve AB’nin Türkiye'ye baskı yapması, ülke içindeki durumu nasıl değiştireceğini düşünen Türk Başkanı zor durumda bırakmışa benziyor. "
Bir başka kayda değer yorumda KATHİMERİNİ gazetesinin 20 Eylül günü çıkan sayısında yapıldı. Gazete Vasilis Kostoulas imzasıyla yayımlanan haber analizde on bir uluslararası analizcinin Türk- Yunan gerginliğini konu edinen yorumlarını sayfasına taşıdı. Gazete yabancı ve Yunan analizcilerin yorumlarından çıkardığı özeti okuyucularına sunarken hem Erdoğan'ın baş başa olduğu sorunlara dikkat çekti hem de Erdoğan'ın iktidarı bırakmamak için direneceğini yazdı. “Türkiye gerçekliğini iyi bilen araştırmacılara göre Tayyip Erdoğan yapılacak seçimlerde çıkan fark küçükse sonucu kabul etmemeye, ve ardından yeniden seçimlere gitmeye, ya da bütünüyle seçimleri kabul etmemeye, ve Türkiye'yi çıkmaza sokmaya muktedirdir." Haberin başlığında ayrıca şu görüşlere de yer veriliyor: “Yunanistan ile olan sorunlar bugünkü ekonomik kriz koşullarında yapay bir kriz aracılığıyla Erdoğan'ın elinde tutacağı bir silaha da dönüşebilir."
YUNAN HALKI GERGİNLİK İSTEMİYOR
Bütün bu analizlerin yanında bir de halk, işçi - emekçi gerçeği var… Peki onlar ne düşünüyor?Yakın zamanlarda yapılan bir anket yunan halkının yüzde 72.2’sinin Türk halkını düşman olarak görmediğini ortaya koydu. Tarihinde savaşlardan çok çekmiş ve emperyalizmle işbirlikçiliğinin ağır faturalarını ödemiş olan Yunan halkı iki ülke arasında çözülemeyacek sorunların olduğuna inanmıyor. Bu nedenle halk arasında güçlü bir savaş karşıtlığı var. Örneğin Yunan hükümeti Ankara yönetiminin “Asarız, keseriz, dökeriz" açıklamalarına benzeyen açıklamalardan kaçınıyor. Bu temkinliliğin altında halkın savaşlara ve gerginliklere karşı tepkisinin olduğunu belirtmek gerekir. Gene halk içinde ezici bir çoğunluk hükümetin gerginlikleri kullanarak emekçi halk karşıtı politikaları yürürlüğe sokma ve seçim malzemesine dönüştürme planlarının yattığına inanıyor.
Türk - Yunan gerginlikleri için kullanılan bir Yunan sözü aslında sorunların ve acıların ortak olduğunu şöyle özetliyor: "Siz ah diyorsunuz biz vah!"