08 Ekim 2022 23:47

Ankara Barosu başkan adayları konuştu: Baroların meslek örgütleri gibi mücadele etmesi gerekiyor

Ankara Barosu 67. Olağan Genel Kurulu yeterli imza sayısı beklenilmeden toplandı, başkan adayları konuşmalarını yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

Ankara Barosu 67. Olağan Genel Kurulu yeterli imza sayısı beklenilmeden toplandı. AHG'den Hakan Gönenç, barolarda isimlerin değil zihniyetin değişmesi gerektiğini söylerken DSA Grubundan Mustafa Köroğlu, dayanışma kültürünü tekrar hakim kılacaklarını söyledi. ÖÇAV’dan Linda Sevinç Hocaoğulları ise eşitlikçi ve demokratik bir baronun mümkün olduğuna dikkat çekerek, “Baromuz bir insan hakları örgütü, mücadele örgütü, emek örgütü olmalıdır. Barolar meslek örgütleri gibi mücadele etmesi gerekiyor. Eşitlik mücadelesi veren avukatlar olarak biz varız diyoruz” dedi.

Ankara Barosu Genel Kurulu Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezinde toplandı. Sabah saat 09.00 itibariyle toplanma çağrısı yapılan genel kurulda yeterli imza sayısı beklenilmeden başladı. Demokratik Sol Avukatlar Grubu’ndan (DSA) Mustafa Köroğlu, Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu’ndan (ÖÇAV) Linda Sevinç Hocaoğulları ve Avukat Hakları Grubu’ndan (AHG) Hakan Gönenç baro başkanlığı için yarıştı.

Mevcut Baro Başkanı Mehmet Eren Turan’ın açılış konuşmasının ardından Ankara Barosu Yönetim Kurulu’nun faaliyet, hesap ve denetim raporları ile bilanço uygulamaları görüşüldü.

Ardından adaylar kürsüye çıkarak konuşmalarını gerçekleştirdi.

Avukat Hakları Grubundan Hakan Gönenç, Erinç Sağkan’ın TBB Başkanı olmasının ardından karşı çıkılan ‘çoklu baro yasası’ ile atama usulü baro başkanı seçildiğine dikkat çekti. DSA Grubunun bir önceki genel kurul yapıldıktan sonra bir daha sahada görmediğini belirten Gönenç, “DSA bir ön seçim yaptı. Kokteyller yapıldı bu ön seçimde, bu yerlere ücretsiz servisler gönderildi ki adliyeler arası ücretlidir. Köroğlu, bir vakıf kurdu, hemen şimdi avukatlık vakfı adıyla. Vakfın adresine baktım, hiçbir yerde yazmıyor adres. Köroğlu’nun hukuk bürosunu gösteriyor. Taşeron vakıflara ihtiyacımız yok, gerekirse baro olarak kurarız” dedi.

"İSİMLER DEĞİL ZİHNİYET DEĞİŞMELİ"

Seçimi kazandıkları zaman haftalık toplantılar yaparak gelen eleştirilere ilişkin konuşacaklarını soyleyen Gönenç, “Adliyelere ilişkin Bakanlıklara dilekçe göndereceğiz. Eğer bir dönüş alamazsak derhal eyleme gecicez, sizden destek isteyeceğiz. 0-5 yıl kıdemli meslektaşlarımıza sanal çalışma alanı düzenleyeceğiz. Bağımsız denetleme kurumu tarafından baromuzu denetleyeceğiz. İsimler değil zihniyet değişmeli” dedi.

ÖÇAV Sevinç Hocaoğulları, İranlı kadınları mücadelesini selamlayarak sözlerine başladı. Eşitlik, özgürlük isteyenlerin avukatları olduklarını ifade eden Hocaoğulları, “Baronun krizi DSA krizi olarak ele alınamaz. Barolar krizde. İnsan hakları merkezi raporu sorunu, işçi, kadın avukatlarının sorunu parçalı adliyeler sorunu… Bunların çözümü basit yönetsel bir kriz değil. Öncelikle bu kriz durumunu tespit etmemiz gerekiyor. İşkence raporunu bile yayınlanmayan başkent barosudur bizim sıfatımız. Yeninin olanakları var. Bu ülkedeki mücadelelere baktığımızda soruna karşı değiştirme iradesi var. Nasıl bir mücadeleci baro olmalı? Basitçe yönetime talip değiliz. Yargı, emek, sorununa karşı baroyu yeniden inşa etmek gerekir. Eşitlikçi ve demokratik bir baro mümkün. Nerede hak ihlali mücadelesi varsa bu krizden çıkmak için birlikte mücadele etmekte kararlıyız” diye konuştu.

Bu süreçte demokrasi, eşitlik, avukat hakları için tavizsiz bir mücadele verilmesi gerektiğini düşündüklerini söyleyerek, “Avukat emeği değersizleştirildi, yoksullaştık, işçileştik. Promosyonu bile buraya bağlayabiliriz. Stajyer arkadaşlarımızın sorunlarını da. Avukatlar bir sendika gibi devletle bir pazarlık masası oluşturmaya çalıştı CMK ücretleri konusunda. Emek örgütü gibi davranmak zorunda bir baro. Bugün pek çok meslektaşım büro kapatmak zorunda kalıyor, hayatını idame ettirebilmek için. Barolar meslek örgütleri gibi mücadele etmesi gerekiyor. Eşitlik mücadelesi veren avukatlar olarak biz varız diyoruz” dedi.

"DEMOKRATİK BİR BAROYU İNŞA ETMEKTE KARARLIYIZ"

Listelerindeki kadın meslektaşlarının dağılımına dikkat çeken Hocaoğulları, “Listede olan meslektaşlarımızın tamamı alanında; insan hakları, emek, barış, demokrasi, mücadelesini yürütenlerdir. Tüm kamu kurumları eril bir anlayışla yönetildi. Pek çok adım attık, bu konuda bir politika belgesi yayımladık. Yerine getirilmedi. Bu artık böyle gitmiyor. Eşitlikçi demokratik bir baro mücadelesi eril yönetim anlayışını da değiştirecek. 22 bin üyesi olan bir barodan bahsediyoruz. Üyesi 11 kişilik bir yönetimle mi yönetilir baro?  Hak temelli merkezlerde, ‘Bir şey yapmak istiyoruz’, ‘Bir şeyleri değiştirmek gerekiyor’ diyor birçok meslektaşım. Ankara barosunun merkezleri işleyişi bu dinamizmi sönümlendiriyor.. Demokratik bir şekilde baro merkezlerimizin yönetilmesi gerekiyor. Baro kurul merkez isleyişi değişmeli seçimle gelmeli. Biz demokratik bir baroyu inşa etmekte kararlılıkla biz varız diyoruz. Baromuz bir insan hakları örgütü, mücadele örgütü, emek örgütü olmalıdır” dedi

"MESLEK ÖRGÜTÜNE İNANÇ YOK"

DSA Grubundan Mustafa Köroğlu, gündemde dezenformasyon yasasının görüşüldüğünü hatırlatarak, “Failin belli olmadığı, yoruma açık, hemen herkesin fail konumuna geleceği bir yasa. Basın organlarının sesi kesildi. Gerçek failin üstünün örtülmesi aracı kuşkusuz, her bireyin sözünün kesilmesi amaçladığı açık. Düşünme özgürlüğüne atılan bir kurşun. Güç gizliliğin arkasına saklanmayı sever. Güce değil hayata inanıyorum. Hepimiz için geçerli bir şey var ki; bir şey neyse odur onun hakkında söylenenler değil. Hiç bir kurumun arkasına saklanmadan,  açık ve şeffaf bir yönetim anlayışını hakim kılacağız. Biz baroda her şeyi değiştirmek, kurumsal yapısını tekrar tanımlamak, çalışma sistemini değiştirmek istiyoruz. Mesleki dayanışmayı da sağlıyordu. Artık bu dayanışma, bağ yok. Meslek örgütüne inanç yok” dedi.

"SİYASİ İKTİDARLARA KARŞI TEK OLMAK GEREKİYOR"

Barodaki var olan algıyı değiştirmek istediklerini söyleyen Köroğlu, “Ankara barosunu, tekrar özlediğimiz şeylerin geri gelmesini istiyoruz.  Neden mi yapıyoruz? Çünkü içindeyiz. Buradayız, yapmak zorundayız. İş başa düştü. Dayatılmaya çalışanlara karşı arkamızda büyük bir kültür olduğunu hatırlamalıyız. Siyasi iktidarlara karşı tek olmamız gerekiyor. Avukatlığı tüm meslektaşlar için sürdürülebilir kılmak istiyoruz. Dayanışma kültürünü tekrar hakim kılacağız. Şimdi bizim zamanımız, anlatan biz olacağız”  dedi.

ÖNCEKİ HABER

10 Ekim Katliamı'nda hayatını kaybedenler Adana’da şiirler ve türkülerle anıldı

SONRAKİ HABER

Ankara'da bir erkek uzaklaştırma kararına rağmen eşini ve iki çocuğunu katletti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa