09 Ekim 2022 14:18

Karanlık Geceler’den Kurak Günler’e Altın Portakal

"Altın Portakal Film Festivali'nde neler öne çıktı”, “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması seçkisindeki önemli başlıklar nelerdi” ve “Ödül töreninde neler yaşandı”… Soruların yanıtları yazımızda.

Fotoğraflar: AA

Paylaş

İsmail AFACAN
Antalya

59. Antalya Altın Portakal Film Festivali yıllarca unutulmayacak bir kapanışa imza attı. Dağıtılan ödüllerden çok ödül almaya çıkan sanatçıların yaptıkları konuşmalar geceye damgasını vurdu. Bir miting havasında geçen ödül töreninde sanatçılar Gezi tutsaklarından Cumartesi Anneleri’ne, Boğaziçi direnişinden İstanbul Sözleşmesi’ne, işgal atındaki Ukrayna’dan İranlı kadınların direnişine birçok başlığa değindiler.

Öte yandan bu yıl gözler Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması seçkisindeydi. Merakla beklenen Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması ödüllerine “Kurak Günler” ve “Karanlık Gece” filmi damga vurdu. Kurak Günler filmi, “En İyi Erkek Oyuncu”, “En İyi Yönetmen”, “En İyi Yardımcı Erkek”, “En İyi Müzik”, “En İyi Kurgu”, “En İyi Görüntü Yönetmeni”, “Cahide Sonku”, “SİYAD En İyi Film”, “Film-Yön En İyi Yönetmen” olmak üzere 9 dalda ödül kazandı. “En İyi Film” ve “En İyi Senaryo Ödülü” ise Özcan Alper’in “Karanlık Gece” filmine verildi.

Bir hafta boyunca Atatürk Kültür Merkezi ve çevresinde film şöleni yaşandı. Türkiye’de ilk kez prömiyer yapan filmler Antalyalı sinemaseverlerle buluştu. “Festivalde neler öne çıktı”, “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması seçkisindeki önemli başlıklar nelerdi” ve “Ödül töreninde neler yaşandı”… Soruların yanıtları yazımızda…

ÖDÜL TÖRENİNE POLİTİK KONUŞMALAR DAMGA VURDU

Altın Portakal ödüllerinin dağıtıldığı geceyle başlayalım. Dağıtılan ödüllerle ve konuşmalarda yapılan politik vurgularla 59. Altın Portakal unutulmazlar arasına girdi. Beklendiği gibi ödül töreninde “Kurak Günler”, “Karanlık Gece” ve “Ayna Ayna” filmleri öne çıktı. Behlül Dal En İyi İlk Film Ödülü’nün seçkinin tek ilk filmi olan “Kar ve Ayı”ya verilmesi oldukça ilginçti. Yönetmen Selcen Ergun’un ödül almaya çıktığında ödül için jürinin kararını talep etmesi oldukça değerli bir çıkıştı. Yine En İyi Yardımcı Oyuncu Ödülü’nün “Ayna Ayna”nın başrol oyuncularından Laçin Ceylan’a verilmesi jürinin ilginç kararlarından diğeriydi. Laçin Ceylan’ın ödül konuşmasında bunu kibarca belirtmesi haklı bir serzenişti. Ana jüriden En İyi Yönetmen dahil 9 ödül alan “Kurak Günler”in En İyi Film seçilmemesi ise gecenin sürpriz kararları arasında yer aldı.

Törende yapılan konuşmalarda ise Gezi tutsaklarına, Boğaziçi direnişine, İran’da mücadele eden kadınlara ve Cumartesi Anneleri’ne vurgu yapıldı. Yardımcı En İyi Erkek Ödülü’nü alan Erol Babaoğlu ve En İyi Yönetmen Ödülü’nü alan Emin Alper’in konuşması oldukça dikkat çekiciydi. Erol Babaoğlu “Özellikle kadınlarla; İran’da özgürlük çığlıklarıyla sokakları dolduran, canlarını ortaya koyan, tarih yazan kadınlarla. Ve son olarak kent, kültür ve ekoloji mücadelelerinde her zaman en ön saflarda yer almış ekmek kadar temiz, su gibi aydın Mücella Yapıcı ile ve tüm Gezi tutsaklarıyla paylaşıyorum. Özgürlük için mücadeleye devam!” derken Emin Alper “Zorbalığa karşı direnen herkes kazanacak; Gezi direnişçileri kazanacak, hemen yanı başımızda işgalci diktatöre karşı direnen Ukrayna halkı kazanacak, zalim mollalara karşı direnen kadınlar kazanacak. Bütün bu direnişçiler tiranlara zorbalara şunu söylüyor: ‘Kazanamayacaksın’. Tarih sizin yanınızda değil insanlığın özgürlük talebini susturamayacaksınız, kazanamayacaksınız ve yıllar sonra hatıranızın önünde saygıyla eğilen kimseyi bulamayacaksınız” ifadelerini kullandı.

“Karanlık Gece” filmiyle En İyi film ve En İyi Senaryo Ödülü’nü kazanan Murat Uyurkulak ve Özcan Alper’in konuşmaları da gecede öne çıkanlar arasındaydı. Ödülü alan Murat Uyurkulak, “Bugün günlerden cumartesi, bu ödülü on yıllardır devletin kaybettiği evlatlarına, çocuklarına bir mezar arayan Cumartesi Anneleri’ne ithaf ediyorum” diye konuşurken beraber sahneye çıkan Özcan Alper ise şunları söyledi: “Umarım daha aydınlık senaryolar yazacağımız günler gelir. Sorun 10 yıl değil cumhuriyetin 100 yılını değerlendirmeliyiz. Birileri için değil herkes için eşit yurttaşlık. Kimsenin ana dil hakkı için hâlâ konuşmak zorunda kalmadığı bir ülke diliyorum.”

SEÇKİ BEKLENTİLERİ KARŞILAMADI

Festival başlamadan önce en çok merak edilen Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması seçkisiydi. Yarışacak filmler açıklandığında sinemaseverlerde heyecan yaratmıştı. Bunda ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılara imza atmış yönetmenlerin seçkide yer alması önemli yer tutuyordu. Emin Alper’in “Kurak Günler”, Belmin Söylemez’in “Ayna Ayna” ve Özcan Alper’in “Karanlık Gece” filmlerinin dışındaki yapımlar beklentileri karşılamadı. Onur Ünlü’nün “Bomboş”u, Kaan Müjdeci’nin “İguana Tokyo”su, Selcen Ergun’un “Kar ve Ayı”sı vasatı aşamadı. Bu yılki Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj seçkisindeki filmlerin parlak bir tablo çizmediği kesin… Bir yandan niteliksel düşüş devam ederken diğer yandan “Kurak Günler” ve “Karanlık Gece” gibi filmlerin çekiliyor olması ülke sinemasından umut kesilmeyeceğini vurguluyor. Kurak Günler’in AKM Aspendos Salonu’ndaki gösteriminin ardından dakikalarca alkışlanması bunun en büyük göstergesi…

ÜRKEK BİR SES: AŞK AŞKTIR!

Seçkinin öne çıkan başlıklardan biri de kuir anlatılarda yaşanan niceliksel artıştı. “LCV-Lütfen Cevap Veriniz”, “İguana Tokyo”, “Kurak Günler”, “Ayna Ayna”, “Karanlık Günler” gibi filmlerde kimi zaman örtük kimi zaman açık LGBT karakterle karşılaştık. Hikayelerde karşımıza genellikle biseksüel ve gay erkekler çıktı. Kuir sinema içinde değerlendirilecek tek film ise “LCV”ydi. Seçkideki filmlerde LGBT bireylerin kimlikleri ve aşkları imalardan ve diyaloglardan öteye geçemedi. Yine de homofobik propagandanın çok yoğun olduğu bir dönemde kuir anlatıların yükselişe geçmesi oldukça kıymetli… Kuşkusuz bu niceliksel artış niteliksel bir dönüşüme de yol açacaktır.

BEYAZ PERDEYE YANSIYAN HAYVANLAR   

Seçkide “iguana”, “ayı”, “yaban domuzu”, “karakulak”, “at” gibi hayvanlar kimi zaman metaforik anlamda kimi zaman hikayenin önemli bir öznesi olarak dikkat çekti. “Hara”da at, “İguana Tokyo”da iguana, “Karanlık Gece”de karakulak, “Kar ve Ayı”da ayı, “Kurak Günler”de yaban domuzu karşımıza çıktı. “İguana Tokyo” ve “Hara” filmlerindeki hayvan anlatıları yetersizdi ve hayvan duyarlılığından uzaktı. Özellikle “Kar ve Ayı”, “Karanlık Geceler” ve “Kurak Günler”de hayvan duyarlılığına diyaloglarla da vurgu yapılması güzeldi. Erkeklik ve iktidar duygusunun inşasında avcılık üzerinden yapılan teşhir önemliydi. İnsan soyunun kendisini bu dünyanın tek sahibi sanmasına ve hayvanlar üzerinde tahakküm kurmayı bir hak olarak görmesine güzel bir yanıttı.

MATER VE ÖZERDEN’E ÖZGÜRLÜK!

Yönetmenler, yapımcılar ve oyuncular Gezi davasından tutuklanan Sinemacı Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i unutmadı. AKM Aspendos Salonu’na Mater ve Özerden anısına fotoğraflarının yer aldığı boş iki sandalye kondu. AKM’nin girişinde dayanışma amaçlı “Bakırköy Hatırası” yazılı pankartın önünde fotoğraflar çektirildi. Film gösterimleri öncesinde Emin Alper, Özcan Alper, Kaan Müjdeci, Onur Ünlü, Selcen Ergun ve Belmin Söylemez’in arasında olduğu birçok yönetmen Mater ve Özerden’e yaşatılan hukuksuzluğa tepki gösterdi, özgürlük çağrısı yaptı. Aynı çağrı ödül töreninde de devam etti. Cahide Sonku Ödülü’nün Kurak Günler’in ortak yapımcılarından Çiğdem Mater’e verilmesi tören sırasında büyük bir coşku yarattı; bazı sanatçılar ve seyirciler Mater’in ödülünü ayağa kalkarak alkışladı. Mater’in isteğiyle ödülünü “Kurak Günler” filminin kadın oyuncuları ve set emekçileri kaldırdı. Festivalde baskıya ve zorbalığa karşı güzel bir dayanışma örneği gösterildi.

ÖNCEKİ HABER

MHP Milletvekili Arzu Erdem'den Esenyurt Belediyesi festivalinde provokasyon çabası

SONRAKİ HABER

Total rafineri grevde, istasyonlarda akaryakıt kuyruğu!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa