“Üniversite içinde yemek yememiz mümkün değil”
Sorunlara karşılık gelen talepler, yurt olanaklarının artırılması, her öğrenciye ücretsiz ve nitelikli barınma hakkı tanınması yönünde karşımıza çıkıyor.
Fotoğraf: Pixabay
Birhat ATEŞ
Ertuğrul DEMİR
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Yüzüncü Yıl Üniversitesinde güz dönemi diğer birçok üniversiteye göre erken başladı. Geçen dönemden kalma barınma sorunlarını çözebilmek adına yapılan uygulamalar, çözümden çok yeni sorunlar ortaya çıkardı. Özellikle kadın öğrencilerin KYK yurtlarındaki kontenjan eksikliğinden dolayı yerleşemedikleri, oldukça eski binalarda banyoları ortak kullandıkları bir dönemin ardından çözüm, erkek ve kadın öğrencilerin yerlerinin değiştirilmesinde bulundu. Biz de bunun üzerine yurtta kalan Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri ile yaşadıkları sorunları konuştuk.
“PORSİYONLAR KÜÇÜK, YEMEKLER PAHALI”
Bu sene 4. sınıfta olan Reber, bu değişiklikler sonrasında bulunduğu yurtta kalan öğrenci sayısının 1000’e yakın olduğunu ve yurt yemekhanesinin bu kapasiteyi karşılayamadığını başından geçen bir olayla anlattı bize: “Sabah 9.30’da kahvaltıya indim. Peynir, zeytin ve domates var sadece! ‘Yiyecek başka bir şey yok mu?’ diye sorduğumda ‘Börek vardı ama kaçırdın’ dedi. Yemek yiyebilmem için daha ne kadar erken gidebilirim? Üniversite içindeki kafeteryalarda da yemek yememiz mümkün değil. Porsiyonlar küçük ve fiyatlar çok pahalı.”
Bu seneki değişiklikle beraber yurdu ve oda arkadaşları değişen Sarya, hijyen koşullarının yetersiz olduğundan ve kapasite artışının yarattığı sorunlardan bahsetti: “Yeni yerleştiğim yurttaki odalar çok kirli ve hijyen koşulları çok kötü! Normalde 3 yatağın zar zor sığabildiğiodalara 4. bir yatak daha eklemişler. Yatak, odanın ortasında duruyor!”
“Fix menü” uygulaması sonrası yemekhanedeki çeşitliliğinin yetersiz olduğunu düşünen Mahmut bazı öğrencilerin yemek yiyemediğini belirtti: “Bugünkü kahvaltının yetersiz kaldığını düşünüyorum. Bunun yanında yemek çeşitliliği az olduğu için yemek yiyemeyenler oluyor. Dün akşam yemekte kuru fasulye ve nohut vardı sadece, başka bir çeşit yoktu.”
“SORUNLARIN BİR AN ÖNCE DÜZELTİLMESİ GEREKİYOR”
Okuduğu fakülte ile arasında 3 kilometreden daha fazla mesafe bulunan yurtta kalan 1. sınıf öğrencisi Nihat ise ulaşım ücretlerindeki artışın ekonomik olarak kendisini ve arkadaşlarını zorladığını şu sözlerle ifade ediyor: “Günlük okula gidiş gelişim 10 lira tutuyor. Bütün gün okuldayız ve ister istemez acıkıyoruz. Aç karınla ders de dinlenmiyor. Gün içerisinde en az 20 lira masrafımız oluyor. Çoğumuzun maddi durumu iyi değil. Öğrenciler çok zor koşullarda okumaya geliyor. Ben okula başlamadan önce inşaatta çalışıyordum. Bu hep böyle mi olacak ben çok merak ediyorum. Bu sorunların bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.”
Geçen seneden beri Türkiye’nin genelinde süregelen barınma sorununun, ekonomik sorunlarla birleşince çıkılamaz bir hale büründüğünü Yüzüncü Yıl Üniversitesinden arkadaşlarımızla yaptığımız konuşmalarda bir kez daha görmüş olduk. Sorunlara karşılık gelen talepler, yurt olanaklarının artırılması, her öğrenciye ücretsiz ve nitelikli barınma hakkı tanınması yönünde karşımıza çıkıyor. Bu talepler ise ancak biz öğrencilerin birlikteliğiyle kazanılabilir.