09 Ekim 2022 19:25

Yeni dönemi karşılarken vakıf üniversiteleri ne halde?

Biz öğrenciler yeni dönemde parasız eğitim hakkımız için mücadele etmeli, bilimsel ve demokratik eğitim talebini yükseltmeliyiz.

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Paylaş

TOBB ETÜ öğrencisi

Ankara

 

Vakıf üniversiteleri, geçtiğimiz aylarda peş peşe açıkladıkları yeni yıl ücretleriyle kimi öğrencileri (eğer zamları başvuru tarihinden önce açıkladılarsa ki bu çok karşılaştığımız bir durum olmadı) yatay geçişle devlet üniversitelerine geçmek zorunda bırakmış, kimi öğrencilerin ailesinin emekliliğine engel olmuş, kimi öğrencileri ise hakları için yan yana getirmişti. Vakıf üniversitelerinde gerçekleşen eylemlerde parasız eğitim talebi öne çıktı,yapılan zamları enflasyona bağlayarak normal bulan liberal kesim ise üniversitelerin geliştirilmesi, Ar-Ge ve araştırma giderlerinin karşılanması ve iyi hocaların okulda tutulması için bu zamları gerekli buldu. Peki yeni öğretim yılında yapılan bu zamlar üniversitelerin iyileştirilmesi için mi kullanılıyor? Bu soruya kendi üniversitemden cevap vermeye çalışacağım.

Örneğin bölüm kontenjanlarını geçtiğimiz yıla göre arttıran TOBB ETÜ, barınma sorununa çözüm getirmek amacıyla iki kişilik odalarını üçer kişiliğe çevirdi. İki kişilik oda fiyatından 44.000 TL ödeyen hazırlık sınıfı öğrencileri okulun bu soruna çözüm bulamayışından dolayı üç kişilik odalara kiki kişilik oda ücreti ödüyor, üçüncü ve dördüncü sınıfta olan öğrencilerdense staj gerekçesiyle yurttan çıkmaları isteniyor. Oysa Ankara’da staj yapan öğrencilerin yurtta kalmaya devam etme hakkı mevcut. Ankara dışından okulu kazanıp yurt sırası bekleyen 27 erkek öğrenci var.

YEMEK İÇİN KIZILAY’A GİTMEK BİLE DAHA UYGUN 

Okuldaki beslenme olanaklarının tamamının özel işletmelerle şekillendiği TOBB ETÜ’de “ETÜ Mutfak” dışındaki yerlerde yemek yiyemez hale gelmiş bulunuyoruz. Bir tabağa 60-70 TL verilen Çatı, çok acelesi olan öğrencilerin nadiren tercih edebildiği 40-50 TL bandındaki Nar ve geçtiğimiz yıl öğrencilerin mücadelesi sonucu 18 TL’ye düşürülen ETÜ Mutfak ile öğrencilerin okul içerisinde üç seçeneği bulunuyor. En ucuz seçenek okulun tabildot yemek çıkardığı kendi işletmesiyken burada da oluşan devasa kuyruklar sonucu öğrenciler bir saate yakın bir süre boyunca sırada beklemek zorunda kalıyorlar. Hafta sonu yemek çıkmazken hafta içi sadece bir öğün yemek servis ediliyor, o da sırada beklerken iki üç kez bitiyor. Yemek için Kızılay’a gidip geldiğinde dahi daha ucuza ve zamandan da kazandığını söyleyen öğrenciler mevcut.

HUKUKSUZCA AÇILAN DERSLER, YETERSİZ AKADEMİK KADRO

Akademik kadroyu sağlamlaştırmaya yönelik bir adım da mevcut değil. Mühendislik Fakültesi’nde yarı zamanlı hocalar ders vermeye devam ederken bölüm başkanları dışında çoğu hoca tam zamanlı olarak “savunma” sanayide çalışıyor, haftada dört saat civarında ders veriyor. Beşerî ve temel bilimlerde ise artan kontenjanlar ve dolup taşan sınıflara rağmen üç dört öğretim üyesiyle onlarca derse yetişmeye çalışan bölüm kadroları mevcut. Araştırma görevlileri yüksek lisans veya doktoralarını bitirmemelerine rağmen hukuksuz bir şekilde kendi adları üstüne ders açıyorlar çünkü sekiz ders veren bölüm başkanı elini rahatlatmak için buna göz yumuyor. Bir yandan da başarılı akademisyenlerin yurt dışına gittiği bir durum dasöz konusu. Kimisi siyasi kimisi ise ekonomik sebeplerle karar veriyor buna. Bu durum öğrencilerin ders havuzunu da etkiliyor. Seçmeli ders alamadan mezun olan öğrencilerin sayısı artıyor. Anlaşılan, artan ücretler bu alanda da kullanılmıyor.

YENİ DÖNEMDE PAYIMIZA MÜCADELE DÜŞÜYOR

Bunlar yalnızca kendi üniversitemdeki örnekler. Semt servislerini iptal eden Başkent Üniversitesinde öğrencilerin mücadelesi sonucunda geri gelen ringlerin seferlerinin yetersiz olmasını protesto eden öğrenciler, asistanların barınma hakkını elinden alan Koç Üniversitesinde direnen asistanlar ile onları destekleyen Koç Üniversiteli öğrenciler ve dahası... Artan ücretlerin liberal kesimlerin savunduğu üzere üniversiteleri geliştirmek için harcanmadığı oldukça açık. Öğrenciler, bir sonraki yıl gelecek zam karşısında ne yapacaklarını gerçekten bilmiyor. Kimi arkadaşların annesi babası üniversiteye kaydolupKYK kredisi alarak çocuğunu okutmaya çalışıyor. Burjuva hukukunda bile eğitimin bir insan hakkı olarak tanımlanmasına rağmen burjuva muhalefet bu konuya dair ses çıkartmıyor. Çünkü yarın temsilcileri olacakları özel üniversite sahibi patronları karşılarına alabilecek bir programları yok, çünkü onlardan yanalar. Bizlere ise yeni dönemde parasız eğitim için mücadele etmek dışında bir seçenek kalmıyor. Bu da ancak bilimsel ve demokratik eğitim talebiyle bir bütün olduğu sürece sürdürülebilecektir.

ÖNCEKİ HABER

Zeydan Karalar: Adana Lezzet Festivali’ne 500 bin civarında ziyaretçi geldi

SONRAKİ HABER

Doyamayacağınız menüler yetersiz kapasiteler: KYK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa