Doyamayacağınız menüler yetersiz kapasiteler: KYK
Nitelikli bir eğitim, demokratik bir üniversite talebimiz dünden bugüne modası geçen bir söylem değil aksine gerekliliğini ve özlemini günden güne daha da duyduğumuz bir taleptir.
Fotoğraf: Creazilla
Emin
Bursa Emir Sultan Erkek Öğrenci Yurdu
Ben, Bursa Teknik Üniversitesi öğrencisiyim. Uludağ Üniversitesinin kampüsünde bulunan Emir Sultan Öğrenci Yurdu’nda kalıyorum. Mektubumda günden güne kötüleşen KYKşartlarından bahsetmek istiyorum.
MAĞDURİYETİ ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞAN YURT YÖNETİMİ
Geçen sene üç kişi olan yurt odalarımızın dört kişiye çıkarılmasının yaratığı sorunlar, KYK yurtlarında yaşamayı daha zor hale getiriyor. Yurt odalarının boyutunun küçük olması, dört kişi için uygun çalışma ortamının sağlanamamasına yol açıyor ve yurttaki öğrenci sayısının üçte bir oranında artması zaten yetersiz olan çamaşırhaneleri, yemekhaneleri ve diğer ortak kullanım alanlarını daha yetersiz hale getiriyor. Yurt odalarının kapasitesini artırmak amacıyla odalara fazladan bir ranza eklenirken öğrencilerin birçok defa mağdur edilmesi de yetkililerin örtbas etmeye çalıştığı bir durum desek yanlış olmaz. Derslerin başlamasına bir hafta kala hala odalarımıza giriş yapamıyor olmamız ve başka bir yurda gelişi güzel yerleştirilmemiz yetmiyormuş gibi yetkililerden de bu süreçle ilgili bilgi alamıyoruz. Benim gibi uzak şehirlerden gelen tüm öğrenciler için bu belirsizlik bizleri tedirgin ediyor. Her gün, yurt ve üniversite yönetimlerinin belirsiz söylemleriyle karşılaşıyoruz.
KARNIMIZI DOYURAMIYORUZ!
Bu sene yurda geldiğimde yemekhane sisteminin değiştiğini gördüm. Değişen yemekhane sistemi, öğrenciye doyamayacağı bir menü sunuyor. Yeni sisteme göre önceden belirlenmiş menülerden birini öğrenciler ellerindeki fişlerle alabiliyor. Fişler sayesinde her gün öğrenciye bir yemek hakkı veriliyor. Eski sisteme göre öğrenciye 17 liralık yemek alabilme hakkı veriyorlardı ve yemeklerin her birine ayrı bir ücret biçiyorlardı. Öğrenciler ise çoğu zaman bu 17 lirayı geçip cebinden yiyerek yemekleri almak zorunda kalıyor, karnını ancak bu şekilde doyurabiliyordu. İlk bakışta öğrencinin gözünde bu yeni sistemin daha iyi olduğu izlenimi yaratılabilir ancak tabloya biraz geri çekilip baktığımızda göreceğimiz manzara, yurt kapasitesini plansız bir şekilde artıran yönetimin öğrencinin ağzını kapalı tutmak için yemeklerde böyle bir düzenlemeye gittiğini gözler önüne seriyor. Zaten ders çalışmak, uyumak, dinlenmek ve kişisel temizlik yapabilmek için yeterli şartları sağlayamayan yurt yönetimi, işin ucunu nereden kurtarırız diye böyle bir yemek sistemine geçmiş. Yeni yemekhane sistemine baktığımızda fişlerle aldığımız menü şu anda bizim karnımızı doyurmamıza ve doğru şekilde beslenmemize yetmiyor. Eski sistemde de yetmiyordu cebimizden veriyorduk. Şu anda ise bize verilen fiş ile bir menüyü seçiyoruz ama o menü bizi doyuramadığında ona ek yapmak istesek bu hakkı da bize vermiyor. Yani yemeklere limit geldi. Bir tabak daha yemek isteseniz onu da parasıyla alamıyorsunuz.
NİTELİKLİ EĞİTİM KALİTELİ YAŞAM TALEBİMİZ
Yurt yapmakla, her ile bir üniversite açmakla övünen AKP, açılan üniversitelerin içini nitelikli bir şekilde dolduramıyor. Eksik ve yetersiz sayıda bir akademik kadro ve yeterince sağlanmayan teknik imkanlarla öğrencileri üniversite adı altında bir hapishaneye mecbur bırakıyor. Henüz daha ülkesindeki öğrencileri barındırma ve besleyebilme görevini yerine getiremeyenler, üniversiteleri dingonun ahırına çevirirken sessiz kalamayız. Nitelikli bir eğitim, kaliteli bir yaşam, laik ve demokratik bir üniversite talebimiz dünden bugüne modası geçen bir söylem değil aksine gerekliliğini ve özlemini günden güne daha da duyduğumuz bir taleptir.