10 Ekim 2022 19:08

10 Ekim Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenler Kadıköy'de anıldı: Azmettiricileri de cezalandıracak bir toplumsal refleksi büyütmeliyiz

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 10 Ekim Ankara Katliamı'nın 7. yılında Kadıköy'de bir araya geldi.

Fotoğraf:Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

10 Ekim Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenler katliamın 7. yıl dönümünde ülkenin dört bir yanında anılmaya devam ediyor.

Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 10 Ekim Ankara Katliamı'nın yıl dönümünde Kadıköy'de bir araya geldi.

Kadıköy Rıhtım'da toplanan kitle sık sık, "10 Ekim'i unutma, unutturma", " Yaşasın halkların kardeşliği", "Faşizme karşı omuz omuza", "Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek", "Amed, Suruç, Ankara hesap sormaya" sloganlarını attı.

Katledilen 104 yurttaşın fotoğrafını taşıyan kitle bir kez daha barışın önemini dile getirdi. "Katil İŞİD, işbirlikçi AKP" ve "Katil devlet hesap verecek" sloganlarının atıldığı eylemde, kitlenin attığı sloganlara karşı polis "yasa dışı" slogan atıldığını ileri sürerek müdahale tehdidinde bulundu.

Katliamda yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşunun ardından yaşamını yitiren 104 kişinin ismi okunarak 'yaşıyor' denildi.

Anmada 10 Ekim Dayanışma Derneği adına Dicle Deli'nin babası Faik Deli söz aldı. Deli, "Körlerin ve sağırları oynadılar. Bu katliamdan dönemin İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Sağlık Bakanı, MİT, Ankara Valisi, Emniyet Genel Müdürü sorumludur” dedi.

Deli, "Bu ayın 6'sında mahkeme var 17. duruşma. 7 senedir bizim oradaki bütün ısrarlarımıza rağmen; avukatların, siyasi partilerin ve o etkinliği düzenleyen KESK, TTB, TMMOB ve DİSK'in bütün çağrılarına rağmen maalesef sorumlular, bu katliamın işbirlikçisi olanlardan tek bir tanesini hukuka yardımcı olabilmek adına yargının karşısına çıkaramadı. Körleri ve sağırları oynadılar." diye konuştu.

Faik Deli'nin ardından sözü, basın açıklamasını okumak üzere İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Doktor Ertuğrul Oruç aldı. "Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen katliamların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır" ifadelerini kullanan Oruç, saray rejimini sürdürebilmek için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri affetmeyeceklerini belirttı, 10 Ekim’de Ankara’da yaşamını yitiren arkadaşlarının anısına sahip çıkmaya devam edeceklerini vurguladı.

"SADECE IŞİD'LİLERDEN DEĞİL AZMETTİREN, PLANLAYAN, KOLLAYANLARDAN DA HESAP SORACAĞIZ"

Oruç'un okuduğu açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Attığımız twitten, söylediğimiz söze kadar her adımımızı izleyen, polis devleti uygulamalarını üniversitelerden işyerlerine kadar heryerde yaygınlaştıran, basın açıklamalarını engelleyip, konserleri yasaklayarak herkese ve herşeye müdahale eden AKP iktidarının hesabını vermediği, ülkemiz siyasi tarihinin en vahşi katliamının, 2015 yılı 10 Ekim’inin üzerinden yedi yıl geçti…

Bugün 10 Ekim; yıllar geçse de mücadelelerine sahip çıkacağımız, adlarını tek tek anmaktan vazgeçmeyeceğimiz  arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin, yoldaşlarımızın ölümlerinin yıldönümü…

Bugün 10 Ekim; seçim sonuçlarını, halkın oy tercihini beğenmeyenlerin kontrgerilla yöntemlerini devreye sokarak seçim öncesi toplumdaki korkuyu yayma ve muhalifleri sindirme amaçlı bir katliamı Ankara’nın ortasında  gerçekleştirebildiğinin, AKP’nin iktidarı kaybetmemek için katliam dahil herşeyi göze alabileceğinin açığa çıktığı kanlı gün.

Bugün 10 Ekim; 2015 yılı seçim sürecinde  DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’nin çağrısı ve demokratik kurum, dernek, sendika, siyasi parti ve inisiyatiflerin katılımı ile gerçekleştirilen “Emek - Barış -Demokrasi” talepli mitingin daha başlamadan kana bulandığı; bayrakları ve flamaları ile halay çekenlerin bedenlerinin parçalandığı; insanlık düşmanlarının iktidarlarını sürdürebilmek için herkese kıyabileceklerini bir kez daha gösterdikleri Ankara Gar katliamının ve bu katliamda yitirdiğimiz 104 insanımızın parçalanmış bedenleri arasında adalet arayışımızın yedinci yılı…

Bu ülkenin işçileri, emekçileri, kadınları gençleri, emek, özgürlük, demokrasi ve barış talebinin ısrarlı savunucusu sendikaları, meslek odaları ve siyasi partileri olarak bizler; ülkemizde bir yönetme biçimi halini almış olan bu devlet 'destekli-onaylı' şiddet sarmalını on yıllardır her gün yaşıyoruz. Darbe dönemlerinde pervasızlaşan, işkencelerden, cezaevi katliamlarına uzanan, seçim dönemi bombalı katliamlarla olağan günlerde  ve tevekkülle karşılanması beklenen işçi ölümleriyle, kadın cinayetleriyle ölüm ve dehşet saçan tüm bu politikalara karşı mücadeleye devam edeceğimizi ilan ediyoruz.

Uyarıyoruz!

Ülkemiz yeni bir seçim sürecine yine siyasal ve ekonomik krizle girmiş durumda. Sermaye sınıfının çıkarını önceleyen partilerin, yandaş medyanın, partili polis ve yargı sisteminin, dinin siyasallaştırılmasının ve ırkçı milliyetçi söylemlerin yetmediği dönemlerde siyasi suikastlara, katliamlara başvurmayı, ülkemizin değerli aydınlarını, gazetecilerini, sendikacılarını, gençlerini katletmeyi alışkanlık haline getirenleri uyarıyoruz. Arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin yoldaşlarımızın hayatını sizin algı yaratma provokasyonlarınıza alet etmeyecek, sadece fail olarak kullanılan IŞİD’lilerden değil,  azmettiren, planlayan, koruyan ve kollayanlardan da hesap soracağız.

Uyarıyoruz!

Kapitalizmin doğamızı ve tüm yaşam alanlarımızı tükettiği, rant ve kar  döngüsü  için hayatlarımızın piyasaya sürüldüğü, pazarı büyütme girişimlerinin bölgesel savaşlara dönüştüğü bir dünyada yaşıyoruz. Bu sistemin ülkemizdeki taşeronu olan AKP iktidarının derinleştirdiği bu karanlık günlerde, enflasyonun, pahalılığın, emek sömürüsünün tahammül edilemez hale geldiği; itiraz eden, hak talep eden herkesin vatan haini ilan edildiği, polis ve yargının sindirme, medyanın ise yalan ve çarpıtma aracına dönüştüğü bu iklimde; AKP-MHP koalisyonuna - Cumhur ittifakına birkez daha sesleniyoruz: ezberinizde olan katliamcı yöntemleri aklınızdan bile geçirmeyin….

Uyarıyoruz!

1977 1 Mayıs Taksim katliamının, Sivas Madımak vahşetinin, 10 Ekim öncesi Suruç’ta gençleri öldüren bombaların da, bir çok aydın, gazeteci, yazar ve siyasetçinin ölümü ile sonuçlanan siyasi suikastların da,  o dönem siyasi krizlerini ve seçimlerini etkileme ve iktidar paylaşımı için toplumsal atmosfer yaratma amaçlı olduğunu artık herkes görüyor.

Bu nedenle, 10 Ekim 2015 yılında katledilen arkadaşlarımıza sahip çıkmanın en güzel ve en anlamlı yolu bir daha bu ülkede böylesi katliamların yaşanmasını engellemekten geçiyor. Bu tür provokasyonları hiç kimsenin aklından geçiremediği, niyetlenenlerin heveslerinin kursaklarında kalacağı, faillerin azmettiricileri ile birlikte en ağır cezalara çarptırılacağı bir toplumsal refleksi ve kararlılığı büyütmek zorundayız.

Aydınların, gençlerin, işçilerin ölü bedenleri üzerinden toplumdaki korku, kaygı ve otoriteye sığınma eğilimini körükleyerek amacına ulaşmaya çalışan bu anlayışa karşı, yoksulluğun, emek sömürüsünün, eril ayrımcılığın güncel sonuçlarını ve  daha fazla özgürlük, demokrasi ve barış taleplerini içeren sınıf kavgasını öne çıkarabilmeliyiz.

Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen katliamların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. DİSK-KESK-TMMOB ve TTB’nin çağrısı ve İstanbul Emek, Barış Demokrasi Güçlerinin de katılımıyla bugün burada biraraya gelen bizler ve ülkemizin dört bir yanında meydanlara çıkan arkadaşlarımız Saray rejimini sürdürebilmek  için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri affetmeyecek, 10 Ekim’de Ankara’da kaybettiğimiz arkadaşlarımızın değerli anısına sahip çıkmaya devam edeceğiz!.

Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız! Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz! Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz Yaşasın Halkların Kardeşliği."

(İstanbul/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

İstismardan yargılanan MHP’li başkan, soruşturma öncesi bilgilendirilmiş

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu ABD'de: Çalışmalar bitince yapısal reçeteyi açıklayacağım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa