Muhalefetten sansür yasasına tepki: "Bunun kaybedeni Türkiye olur"
Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen sansür yasasına karşı çıkan muhalefet milletvekilleri, “Bunun kimseye faydası yok! Bunun kaybedeni tüm Türkiye olur” dedi.
Fotoğraf: Özge Elif Kızıl/AA
AKP ve MHP milletvekillerinin teklifiyle Meclis Genel Kurulu'na gelen, iktidarın “dezenformasyon yasası”, basın meslek örgütleri, gazeteciler ve milletvekilleriyle birlikte kamuoyunun pek çok kesiminin ise “sansür yasası” dediği “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin görüşmeleri tartışmalarla devam etti. Muhalefet milletvekillerinden de yasa teklifine dair açıklamalar geliyor.
"BASININ HİÇBİR MESELESİNE ÇÖZÜM YOK"
CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, asıl dezenformasyonun sansürün kendisi olduğunu belirterek “Bunun kimseye faydası yok! Bunun kaybedeni tüm Türkiye olur” dedi.
Yasanın görüşmeleri sırasında CHP adına söz alan Çakırözer “Sözde ‘basın kanununda değişiklik yapan kanunu’ konuşuyoruz. Ama Türkiye’de basının hiçbir meselesine çözüm yok bunun içinde” dedi ve yaşanan hak ihlallerini sıraladı:
- "Haber takibi sırasında gözaltına alınan, dövülen, nefessiz bırakılan basın emekçilerinin can güvenliği yok bunun içinde!
- Haberi yüzünden 9 ayda 410 kez hakim karşısına çıkan gazetecilere özgürlük yok!
- Halkın haber alma hakkı için çalışan televizyonları Halk TV’yi, Tele1’i, Fox’u, KRT’yi, TV5’i bu yıl tam 42 kez hukuksuzca cezalandıran RTÜK’e dur demek yok!
- Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen, Sözcü’ye, Cumhuriyet’e, Birgün’e Evrensel’e Korkusuz’a Yeni Asya’ya ilan ambargosu uygulayan Basın İlan Kurumu’na yetkini aştın demek yok!
- Anadolu basınına, yerel gazetelerimiz, televizyonlarımıza can suyu hiç yok burada!
- Yolsuzluk, rüşvet, istismar suçlarınız bilinmesin diye iki yılda toplam 9 bin 913 habere, paylaşıma erişimi yasakladınız. Yüzde 95’inde kişilik hakkı ihlali yok.”
"YOLSUZLUKLARI YAZANLAR HAPİSLE SUSTURACAK"
Yurttaşlara, sosyal medya paylaşımları nedeniyle 1 yıldan 3 yıla kadar hapis öngören ve teklifte en çok tartışılan maddelerden olan 29. maddeye de tepki gösteren Çakırözer, yolsuzlukları yazanların, iktidarı eleştirenerin hapis cezaları ile cezalandırılacağını söyledi.
“Bu kanunun içinde 29. madde ile uydurduğunuz dezenformasyon suçu ve cezası var” diyen Çakırözer, “Yolsuzluklarınızı yazanı hapse atacaksanız! Enflasyon yüzde 83 değil yüzde 180 diyen uzmanları susturacaksınız! İktidarı eleştiren yurttaşı hapisle korkutacak, sindireceksiniz. Ortada daha kanunu yok ama siz gazetecileri sansür etmeye başladınız bile. TGS temsilcisi Sibel Hürtaş'ın milletin Meclisine bugün alınmamasını burada protesto ediyor, Sayın Başkan'dan bu antidemokratik kararın iptal edilmesi için yardım rica ediyorum” dedi.
"SANSÜR YASASININ KENDİSİ ASIL DEZENFORMASYON"
Çakırözer, Venedik Komisyonu’nun yasaya ilişkin görüşlerine dair örnekler vererek, “Hiçbir yerde yok böyle bir şey diyor! Ne yokmuş? Yanlış bilgi için, dezenformasyon için vatandaşını hapse atmak yokmuş. Hani aynısı Almanya’da, Fransa’da, İngiltere'de vardı? Asıl dezenformasyon tam da bu işte! Bu kanunu savunmak için söylediğiniz gerçek dışı beyanatlar asıl dezenformasyon budur!” dedi.
KEYFİ VE SİYASİ YAPTIRIMLAR
İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem, yaptığı açıklamada 29. maddede belirtilen “Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle” cümlesinin son derece muğlak olduğunu ve Türk Ceza Hukuku’nun en temel prensiplerinden olan “suçun aleniliği ilkesi” ile asla bağdaşmadığını belirtti. Erdem, “Dolayısıyla bu madde iktidarın beğenmediği herhangi bir açıklama ya da çağrı için uygulanabilir, keyfi ve siyasi yaptırımların önü açılabilir” dedi.
Erdem, kanun teklifinin altında yatan gerçek planın “her türlü ve her cenahtan muhalif sesi ‘hapis sopası’ ile korkutmak, sindirmek ve baskı altına almak” olduğunu vurguladı.
ANA HEDEF: SOSYAL MEDYAYI KONTROL ALTINA ALMAK
Teklifin 34. maddesine dikkat çeken Erdem, “AKP’nin ana hedefinin açıkça milletin özgür, bağımsız ve doğru habere ulaşabildiği sosyal medyayı baskı ve kontrol altına almak olduğu açıktır. Bu kanun teklifinin yasalaşması ile birlikte internette paylaşım yapanların kişisel bilgileri BTK’nın talebi halinde, eğer sosyal ağ sağlayıcıları yani Twitter, Instagram, Tiktok, YouTube vb. şirketler tarafından paylaşılmaz ise söz konusu ağ sağlayıcıları %90’a kadar erişim kısıtlamasına götürülebilir, yani neredeyse yasaklanabilir” dedi.
"GERÇEĞE AYKIRI BİLGİYİ KİM BELİRLEYECEK?"
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ise Mecliste yaptığı konuşmada gerçeğe aykırı bilgiyi kimin belirleyeceğini sordu ve “Bu yasa ‘gerçeğe aykırı bilgi yayanlar suç işlemiş sayılacak’ diyor. ‘Gerçeği kim belirleyecek’ diyoruz. ‘Yargıçlar’ diyorsunuz değil mi? Şimdi içinizden bir kişi çıkıp ‘Türkiye’de bağımsız ve tarafsız bir yargı var’ derse, ben konuşmamı sonlandırmaya razıyım. Ama Türkiye’de bağımsız ve tarafsız bir yargı olmadığını biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Paylan konuşmasına Hitler örneğini vererek devam etti:
“Yani Hitler’in yargıçları ne diyordu biliyor musunuz? Hitler’in yargıçları diyordu ki: ‘Ben bir karar verirken önümdeki dosyaya değil, Führer’in ne dediğine bakarım.’ Maalesef sizin yargıçlarınız da bu haldedir. Erdoğan’ın neye ‘gerçek’ dediğine bakarak gerçeğin ne olduğuna karar verecek. Erdoğan ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyorsa gerçek odur. Buna aykırı bir ifadesi varsa bir kişinin ‘O gerçeğe aykırı ifadede buluyor’ diyecek. Ve bunun sonucunda değerli arkadaşlar, ülkemiz bir uçurumun kenarına gidiyor. Bakın, Habip Eksik Vekilimizle ilgili Hakkari Valisi ne dedi? ‘Yere kendini attı’ dedi. Ya, ayağı üç yerinden kırılmış bir kişiye bunu söyleyebildi. Biriniz çıkıp da ‘Sen dezenformasyon yapıyorsun ey Vali!’ diyebildiniz mi, diyebildiniz mi? Diyemediniz, diyemezsiniz de, ona gücünüz yetmez.” (MEDYA SERVİSİ)