Ortak miras için dayanışmaya
Haydarpaşa Garı, tarihi boyunca yangınlar, sabotajlar, patlamalarla sarsılan gar, hep ayakta kaldı ama 2003'ten beri ‘çılgın proje’lerin hedefinde.
Fotoğraf: Özcan Yaman
Seçil SİNANOĞLU
Sude ŞENER
İstanbul
Yeşilçam filmlerinde simgeleşmiş sahnedir. Anadolu’dan göçen yoksul emekçiler ellerinde tahta bavulla ilk Haydarpaşa Gar’ında görünürler, birbirleri ile de burada ortaklaşırlar. Kadıköy'ün en önemli kültürel miraslarından olan Haydarpaşa Garı bu nedenle yalnız Kadıköy’ün değil İstanbul’un ve hatta Türkiye’nin ortak mirasıdır. Tarihi boyunca yangınlar, sabotajlar, patlamalarla sarsılan gar, hep ayakta kaldı ama 2003'ten beri ‘çılgın proje’lerin hedefinde. 2010’da restorasyon çalışması sırasında çıkan yangında çatısı tamamen yanan Gar ve çevresinin “kültür, turizm ve ticaret alanı”na dönüştürülmesinin önünü açan imar planı İBB Meclisinde kabul edildi. 2012’de de ana tren seferleri durduruldu.
Projeler gündeme geldiğinde tartışmalar ve mücadele de başladı. Bu süreçte kurulan Haydarpaşa Dayanışması imzalar topladı, eylemler, etkinlikler organize etti. Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri Hale Engin, Haydarpaşa’nın kent hafızası ve mirası bakımından önemine dikkat çekerek, son gelişmelerle ilgili şu bilgiyi verdi: “Gar sahasında üç peron inşa edilerek hızlı tren kullanımına uygun olarak yollar dizayn edilecek. Yük trenlerinin yanaştığı liman gar dediğimiz bölüm ise şu an düzlenmiş ve zemin sertleştirilmiş raylar döşenmeye hazır hale getirilmiş. Bu bölge de trenlerin park, temizlik ve bakımı için kullanılacak.”
PARAVANIN ARDINDA NE VAR?
Bir tarafında Kadıköy Belediyesi binası ve nikah salonu, diğer tarafında Fenerbahçe stadının olduğu Söğütlüçeşme İstasyonu’nda da bir süredir TCDD tarafından ‘Söğütlüçeşme Yüksek Hızlı Tren Garı, İlave Peron, Ray Hattı, Destek Birimleri ve Ticari Alanlar Projesi’ yürütülüyor. Adı böyle ama inşaat alanının çevresine çekilen paravanda ‘Viyadük İnşaatı ve Çevre Düzenlemesi’ yazılı. Bölgede yaşayan vatandaşlar adı konmasa da bir AVM inşaatı söz konusu olduğu görüşünde.
Kadıköy Kent İnisiyatifi’nden Hakan Hopanoğlu, 100’ün üzerinde dükkan ve 443 araçlık otopark yapılacağı tartışmalarının olduğunu belirterek, “Bunun için şimdiye kadar 250 ağaç kesildi. Biraz kurcalayınca anlaşılıyor ki adı konmasa da bir AVM inşaatı söz konusu” diyor. Aynı zamanda Kalamış Parkı’nın da yat limanı içine alınarak ranta kurban gitmemesi için mücadele ettiklerini belirten Hopanoğlu, Kadıköy Belediyesi ve İBB’nin tavrını eleştiriyor: “Söğütlüçeşme Projesine de, Kalamış Marina'ya da karşı olduklarını söylüyorlar ama ‘denetleyin’ çağrımıza da kulak tıkıyorlar.” Hukuki süreç başlatmaya hazırlanan Kadıköy Kent İnisiyatifi, tüm ilçe sakinlerini gelişmelerle ilgili aydınlatmak ve mücadeleyi büyütmek için çalışıyor.
‘HAKLARIMIZ VERİLMEZSE KARŞI DURACAĞIZ’
Gazi Mahallesi’nde İSKİ Havzası’nda kalan ve tapu sorunu olan gecekondu bölgesiyle ilgili kentsel dönüşüm tartışmaları nedeniyle halk endişeli. Havza sınırının tespiti için hazırlanacak TÜBİTAK raporu bekleniyor. Sürecin ondan sonra başlayacağını söyleyen Gazi Mahallesi Muhtarı Ümit Doğan, “İnsanlar burada 40 yıldır oturuyor, elektriğini, suyunu, vergisini ödüyorsa haklıdır. Bir sene önce talebimizi iletmiştik. Mevcut yerin imara açılmasını istiyoruz. Burada yerel yönetimle yaşanan sorun büyük ölçüde çözüldü, bizim şu an muhatabımız İBB ve bakanlık. Buranın halkı genellikle tekstilde, fabrikada çalışan, gelir seviyesi düşük insanlar. Mahallelilerin haklarının verilmediği ya da mahalle halkını borçlandırarak yapılacak bir dönüşüme karşı duracağımızı şimdiden söylemek gerekiyor. Ancak umuyoruz ki bunlara hiç gerek kalmaz.”
ANAHTAR SÖZCÜK BİRLİK: MAHALLEDE, İLÇEDE…
Sarıyer’e bağlı Rumelihisarı Mahallesi’nin uzun yıllar süren tapu sorununun çözümü, 2008 yılında kurulan mahalle derneği öncülüğünde sağlanan birlik ve verilen mücadele ile belli bir aşamaya geldi. Onlarca toplantı, imza kampanyaları, basın açıklamaları, ilçe ve büyükşehir belediyelerinin meclislerine baskı, TBMM ziyareti derken birkaç ay önce nihayet sokak emlak rayiç bedeli üzerinden tapularını almaya başladılar.
Rumelihisarı Mahallesi Güzelleştirme, Sosyal Dayanışma ve Kültür Derneği yönetiminden Hikmet Kaya, “Çok uğraştık, tartaklandık, gözaltına da alındık ama son kertede mahallenin başarısından bahsedebiliriz. Yani verilen hiçbir şey yok, alınan bir şey var. Yoksa hele de iktidarın gözünü rant bürüdüğü böyle bir zamanda kimse sana tapu mapu vermez” diyor.
Hikmet Kaya, kazanım için mahallenin çoğunluğunun birlikte hareket etmesinin zorunluluğuna işaret ediyor: “Riskli alan ilan edilip de kentsel dönüşüm kapsamına sokmak için mahallenin yüzde 65’inden refakatname, imza almaları gerekiyor. Bu yüzden ayrım yapmadan herkesle birlikte hareket ederek buna engel olmak lazım. Bu mahalleyi de bölmek için çok uğraştılar. Muhtarı, dernek yönetiminden insanları kandırmaya çalıştılar, yapamadılar. Çünkü biz derneğin kuruluşundan itibaren çalışmaların tüm sürecin sağcısından solcusuna herkesi kapsamasına özel çaba gösterdik.”
Derneği kurduklarında Sarıyer’de başka mahallelerde de dernekler olduğunu duyduklarını, gidip onlarla tanıştıklarını aktaran Kaya, “Pınar Mahallesi, Kazım Karabekir Mahallesi, Derbent, Reşitpaşa mahalleleri ile tanıştık. Böyle böyle kurulan dernekler bir araya geldi. Sarıyer Mahalleler Birliği’ni oluşturduk. Daha sonra değişik mülkiyet biçimleri olduğu için mahallelerde -vakıf arazileri, şahıs arazileri, hazine arazileri, belediye arazileri- kooperatifler de kurduk. Şu anda Sarıyer’in 16 mahallesinde hem dernek hem kooperatifler var” diye anlatıyor.
Sarıyer Mahalleler Birliği’nin her mahalleden bir kişiyle oluşan bir yönetimi, beş kişilik de bir yürütmesi var. Rumelihisarı mahallesi, birliğin hem sözcülüğünde hem de yürütmesinde yer alıyor.
Şimdi Rumelihisarı halkının hedefinde imar hakkı var. Kaya, “Çünkü bu mahalleler mühendislik denetiminden geçmeyen ve düzensiz yerler. Çarpık yapılaşmayı kimse desteklemiyor. Daha modern, daha sağlıklı, daha güvenli, mahallelinin daha katılımcı olabildiği, sosyal ve kültürel mekanların da bulunduğu bir mahalle tahayyül etmemiz lazım” diyor.
Rumelihisarı Mahallesi Yerleşimcileri Dayanışma Konut Yapı Koperatifi’nin de başkanı olan Kaya, kooperatiflerin işlevini ise şöyle anlatıyor: “Arazilerin devri sürecinde ortaklık hukuku yaratacaklar. Arazilerin devrinin kooperatiflerin üzerinden olmasını talep ettik belediyeden. Bizim önerimiz şu; gidip de kentsel dönüşüm programlarına, TOKİ’ye, Kiptaş’a ve benzer kuruluşlara aldanmayın, kazıklanmayın. Ada bazlı 8-10 komşu bir araya gelin, ortaklık hukuku yaratın, sorunu çözün. Ranta teslim olmayın.”
‘DAYANIŞMAYI BÜYÜTMELİYİZ’
Kentsel dönüşüm Maltepe’de bulunan Gülsuyu-Gülensu Mahallesi’nin gündemine 2004’te, ‘Kuzey Nazım Planı’ adıyla girdi. Daha önceki deneyimlerden kendilerini sürgünün beklediğini bilen mahalleli, hızla bir araya geldi, mücadeleye girişti. Gülsuyu-Gülensu Yaşam ve Dayanışma Merkezi Yöneticisi Yavuz Akdeniz şöyle anlatıyor süreci: “Bir iki hafta içinde binlerce imza toplanarak İBB önünde eylem yapıldı. 70 dava açıldı. AKP planı geri çekti. 2009’da yapılan seçimlerde belediyeyi CHP kazandığında, ‘halk yararına bir dönüşüm’ vaadiyle süreç yeniden mahallenin gündemine sokuldu. 2014 yılında ise Maltepe Belediye Başkanı CHP’li Ali Kılıç oldu. Onun döneminde çıkan plan karşısında mahallelinin ortak tutumu bozuldu. Planın hızla çıkmaması durumunda vatandaşın mağdur olacağı söylemi plana dava açmamızı engelledi, biz de o ihtimali göğüsleyemedik. AKP’li belediyenin yapamadığını CHP’li belediye yaptı. Oysa plan aynı plandı.” Mahallelinin kendi isteği dışında burayı terk etmek zorunda kalmaması gerektiğini belirten Akdeniz, “Sorunun çözümü için birliğin büyütülmesi gerektiğini biliyoruz. Biz de diğer mahallelerle dayanışma içindeyiz, ayrıca mahalleler birliği üyesiyiz” diyor.