Sendikalaştığımız için işten atılmamız suç sayıldı
Yargı, Çiftçiler Ayakkabı’da sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin lehine karar verdi. İşçi Kemal Dalkır yazdı.
Arşiv | Fotoğraf: DHA
Kemal DALKIR
Çiftçiler Ayakkabı işçisi
İstanbul
Tüm emekçilere selamlar. Çiftçiler Ayakkabı’da sendikalaşma sürecinde yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum.
Pandeminin başladığı dönemde 2020 martta Çiftçiler patronu bizi toplayarak işçilerin uzun süreli izne çıkarılacağını, bu süreçte herkesin maaşlarının ödeneceğini söyledi. Çalışma yerlerimize döndükten sonra ustalar ve müdürler imzalamamız için bir kağıt getirdi. Kağıtta, “Sağlık koşulları nedeniyle kendi isteğimle izne çıkıyorum ve maaşımı avans olarak talep ediyorum. İşbaşı yaptığımda mesai olarak çalışıp geri ödeyeceğimi kabul edip onaylıyorum ve imzalıyorum” diye yazıyordu.
Kağıttaki bu yazıyı gördükten sonra tekrar iş bırakıp toplantı talep ettik. “Bir önceki toplantıda ne dediniz, bu kağıtta ne yazıyor” dedik, “Kağıda bakmayın, o sadece prosedür, bizim sözümüz senettir” deyip kağıdı imzalattılar. Daha sonra evlere kapandık, ilk ay yarım avans ödeme aldım. Nisan ayında pandemi desteğinin üstünü tamamlayıp yatırdılar. Daha sonra işyerinden “Artık maaş ödemesi yapılmayacak, 1 Haziran’da işbaşı yapacaksınız” dediler. 1 Haziran’da işyerine gittiğimizde verdikleri sözleri sorduk. “Söz falan yok. Kanuna uyarız, bize bir maaş borcunuz var, onu da keseceğiz” dediler. Biz de aramızda toplantı yapıp ertesi gün fiili grev yapma kararı aldık.
SENDİKALAŞMA SÜRECİ BAŞLADI
Ertesi gün işbaşı yapmadık, iyi de oldu. Patron bizle toplantı yapmak istedi, o toplantıda 1 aylık maaş borcunu sildirdik. Bize imzalatılan tüm kağıtları aldık, ortada alacak verecek olmayınca işbaşı yaptık. Sonradan patronun yakın çevresine, yaptığımız fiili eylemin 680 bin liraya mal olduğunu, bunun hesabını soracağını söylediğini duyduk. Sonra toplanıp kendimizi yasal güvenceye almayı düşündük. Sendikalaşalım dedik. DERİTEKS ile görüşüp anlaştık. Çok kısa sürede yasal sayıya yaklaştık, 15-20 kişi kalmıştı. Bu sendikalaşma girişimi patronun da kulağına gitti. Önce ben çağrıldım, süresiz ücretsiz izne gönderildim. Ardından ihbar edilen 6 işçi daha. Toplamda 7 işçiyi ücretsiz izne çıkardılar.
Ücretsiz izne gönderilen 7 işçi olarak yasal yollara başvurduk ama patron kendini işten atma değil ücretsiz izne gönderiyoruz diye savundu. Pandemi bitene kadar hiçbir şekilde içeri alınmadık. O süreçte çok zorluk çektik. Kimisi eşinin bileziklerini satmak zorunda kaldı. Ben ve birkaç arkadaşım da krediler çektik, borçlarla döndürmeye çalıştık. Bu koşullara dayanamayan 5 arkadaşımız patronun teklifini kabul etmek zorunda kaldı. Başka işyerlerine başvurdular. Ben ve bir arkadaşım hiçbir teklifi kabul etmeyip direnmeye devam ettik.
"DAVAYI KAZANDIK"
Sonunda pandemi bitti, işyerine gittik. “Sizi bir ay daha ücretsiz izne gönderiyoruz” dediler. “Buna hakkınız yok” dediğimizde, “Gidin hakkınızı nerede ararsanız arayın” dediler. İşyerinin kapısından ayrılmadık. Bekleyiş belli bir süre sonra yerini gerginliğe bıraktı, sendikamızın yöneticileri ile patron arasında sözlü tartışmalar oldu. Polis çağırdılar, özel mülkü işgal etmekten gözaltına alındık. Saatlerce karakolda ifade vermek zorunda kaldık. Fabrika önünde birkaç basın açıklaması yapıldı ve 16 aylık bir sürgün sonrası iş akdimizin feshedildiğini öğrendik. Hemen işe iade davası açtık, bize yapılanın suç olduğunu söyledik. O sıra Çiftçiler Ayakkabı her servise eleman aranıyor diye ilan vermiş. Genel müdürü aradık sizi geri almayı asla düşünmüyoruz dediler.
Daha sonra davalar başladı. 3 celsede karar verildi. Size yapılan anayasal suçtur denildi. 49 bin lira sendikal tazminat ve 20 bin lira da boşta geçen zamanımız için ücret ödenmesi kararı çıktı. İçeride kalan kıdem ve ihbar tazminatımız için açtığımız davalar aralıkta sonuçlanacak. Şimdi işe iade davamızın sonuçlanmasını bekliyoruz. Başlattığımız sendikalaşma mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Haklıydık, kazandık, kazanmaya devam edeceğiz.