Sağlık emekçileri: Dün Soma, Ermenek, bugün Bartın! Kaza değil katliam
Sağlık emekçileri, Bartın'daki maden katliamında yaşamını yitiren 41 madenci için İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi'nde eylem yaptı.
Fotoğraf:Murat Uysal/Evrensel
Sağlık emekçileri, Bartın'daki maden katliamında yaşamını yitiren 41 madenci için İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi'nde eylem yaptı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi ve İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi çalışanlarının düzenlediği ortak eylemde, "Bütün işyerlerinde insan onuruna yaraşır çalışma koşullarının sağlanması için sesimizi yükseltelim, birleşelim, örgütlenelim ve mücadeleyi büyütelim" vurgusu yapıldı.
İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimlik binası önünde toplanan sağlık çalışanları "Kaza değil, bu bir cinayet" sloganı attı. "Dün Soma, Ermenek, bugün Bartın! Kaza değil katliam" yazılı pankart tutan sağlık çalışanları adına basın açıklamasını Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şube Yöneticisi Birsen Seyhan okudu. İşçilerin ve Sayıştay raporunun kazanın yaşanacağına dair uyarılarının olduğunu fakat buna karşı önlem alınmadığına dikkat çeken Seyhan, "Dinleyen, anlayan tedbir alan yok. Varsa yoksa daha fazla üretim, daha fazla kar, can ve kan pahasına daha fazla sömürü. 6000 bin işçinin çalıştığı ocakta şimdi sadece 600 işçi çalışıyor. İşçiler aşırı üretime zorlanıyor. Hadi hadi düzeni sürüp gidiyor. Tek adam yönetimi, onun Enerji Bakanı ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin bürokratları ise bütün şikâyetlere ve uyarılara gözlerini, kulaklarını kapatmış, daha fazla iş daha fazla sömürü için işler yolunda diyor. Sendika bürokratları ise her zamanki gibi susarak onların ekmeğine yağ sürüyor" dedi.
"SAĞLIK ÇALIŞANLARININ DURUMU DA FARKLI DEĞİL"
Son 20 yılda 2 bine yakın maden işçisinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini AKP iktidarında 25 bini aşkın işçinin iş cinayetlerinde öldüğünü anlatan Seyhan, "Soma’dan, Ermenek’e, Torunlar’dan, Büyük coşkunlar patlamasına kadar yaşanan kitlesel cinayetlerden doğrudan sorumlu olan yöneticiler caydırıcı cezalara çarptırılmadı. Adeta ödül gibi cezalarla yeni iş cinayetleri işlesinler diye teşvik edildiler. Bütün bu çürümüşlük, zalimlik ve sömürü karşısında birleşmek, dayanışma içerisinde olmak, mücadele etmek ve artık yeter diye haykırmaktan başka çaremiz yoktur. Çünkü sağlık çalışanlarının durumu da farklı değildir. Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu sağlık çalışanlarının omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizlerin hedef olmasına neden olmakta, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik, umutsuzluk olarak geri dönmektedir" diye konuştu. Çalışma koşullarına bağlı kronik hastalıklardan iş kazaları ve meslek hastalıklarına kadar karşılaştıkları sorunların diğer iş kollarından farklı olmadığını ifade eden Seyhan, "Bütün işyerlerinde insan onuruna yaraşır çalışma koşullarının sağlanması için, yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşayacak bir ücret için, günde 7 haftada 35 saat çalışma hakkı için, sesimizi yükseltelim, birleşelim, örgütlenelim ve mücadeleyi büyütelim" dedi. (İstanbul/EVRENSEL)