17 Ekim 2022 15:22
Son Güncellenme Tarihi: 18 Ekim 2022 00:15

Amasra’daki maden patlaması bir çok şehirde protesto edildi

Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen patlamada 41 işçinin hayatını kaybetmesi pek çok kentte protesto edildi.

Fotoğraf:Evrensel

Paylaş

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen patlamada 41 işçinin hayatını kaybetmesine dair Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yaptı. Hayatını kaybeden işçilerin anısına saygı duruşunun da yapıldığı açıklamada konuşan Emek Partisi İl Başkanı Ergin Tekin, yaşanan olayı “Kaza değil, kader değil, bu bir katliamdır” diye ifade etti.

İşçi katliamlarının hesabını soran, bu katliamlar bir daha yaşanmasın, sorumlular cezalandırılsın, işçilerin sağlığı ve güvenliği için gereken önlemler alınsın diyenlerin provokatörlükle suçlandığını ifade eden Tekin “Kim tarafından? Bu katliamın sorumluları tarafından!” dedi. 

"SORUMLULAR CEZASIZ BIRAKILMAK İSTENMEKTEDİR"

Sorumluların, maden ocaklarını denetlemeyen, patronların sömürü çarkı dönsün diye yerin altını, üstünü işçilere mezar eden rejimin ta kendisi olduğu değerlendirmesinde bulunan Tekin,“Amasra’da meydana gelen patlama için iş kazası, facia, kader diyenler veya bu toplu katliamın kurbanı olan işçileri ‘maden şehidi’ gibi uyduruk ifadelerle ananlar, bu olayı basitleştirmeye çalışarak asıl sorumluları ve iktidarın iş sağlığı ve güvenliği politikasını, yani resmî kurumları aklama çabası içinde olanlardır. Yaşanan katliama kaza denilerek, asıl sorumlular cezasız bırakılmak istenmektedir” diye konuştu.

Daha önce Soma’da, Ermenek’te, Zonguldak’ta, Balıkesir’de, Kozluk’ta,  Siirt’te, Şırnak’ta ve daha pek çok yerdeki maden ocaklarında meydana gelen patlama ve göçüklerde yaşanan işçi katliamlarında olduğu gibi Bartın’da da, patronların kar hırsı uğruna yaşanan bu işçi ölümlerinin asıl sorumlusunun AKP-MHP iktidarının yarattığı rant rejimi olduğu söyleyen Tekin “Bartın’da ölen işçiler, en başta iktidarın denetimsizlik, ihmaller, daha önce yaşanan katliamlardaki cezasızlık ve sorumluları koruma politikası yüzünden ölmüştür” ifadelerini kullandı.

"İŞÇİNİN CANI, UCUZ MALİYET OLARAK GÖRÜLÜYOR"

Bartın’da açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemlerini hatırlatan Tekin “Soma’da yaşanan katliama göre, bu kez cenazeleri 24 saat gibi kısa bir sürede çıkardıklarını belirterek bununla övünüyor. Yetmiyor Bakanlar, sorumluları bulacaklarına, ailelere para yardımında bulunacaklarını söyleyip işi kan parası ödemeye kadar götürebiliyorlar” diye konuştu.

Türkiye’nin iki katı kömür üreten Almanya’da 20 yılda parmakla gösterilecek kadar az ölüm yaşanırken, Türkiye’de 20 yıllık AKP iktidarı döneminde 1990 maden işçisinin öldüğünü söyleyerek kader söylemlerine dair eleştirilerde bulunan Tekin “Bu nasıl bir kader planıdır ki, iktidar ortakları, yakınları, beşli çeteler, yandaş patronlar ülkenin yer altı ve yer üstü bütün kaynaklarını yağmalayarak, emek sömürüsü ve işçilerin kanıyla semirerek büyürken, yerin altında ve üstünde ölmek, aç kalmak işçilere düşmektedir? Enerji sektöründe Avrupa ülkelerini geçeceğiz deyip işçinin emeği, canı, en ucuz maliyet olarak görülmeye devam ediyor” dedi.

"SESİMİZİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Başta maden işçileri olmak üzere, örgütlenmedikçe, sorumlulardan hesap sorma bilincini geliştirmedikçe, insanca yaşanabilir iş yerlerini sokaklarda talep etmedikçe, işçilerin öz örgütlenmeleri olan sendikalarda örgütlenip birlik olunmadıkça, başka bir Bartın katliamının yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Tekin şöyle devam etti: Çalışırken iş cinayetine kurban olmamak için, insana ve insan sağlığına yakışır iş yerleri için sınıf bilinciyle örgütlenmekten başka çaremiz yoktur. Dersim Emek ve Demokrasi Platformu olarak, Bartın’da hayatını kaybeden işçi kardeşlerimiz için bir kez daha Türkiye işçi sınıfına ve halklarımıza baş sağlığı diliyoruz. Bizler, maden ocaklarında ortaya çıkan denetimsizlik, dizginlenmeyen kar hırsı ve işçi sağlığı ile iş güvenliği hususlarındaki keyfiyet sonucunda ortaya çıkan Amasra’daki işçi katliamının sorumluları hesap verene kadar sesimizi yükseltmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz. (Dersim/EVRENSEL)


SAMSUN EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: SOMA’DAN BARTIN’A KAZA DEĞİL CİNAYET

Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri Süleymaniye geçidinde yaptıkları basın açıklamasıyla Bartın Amasra’da meydana gelen iş cinayetini protesto etti.

Açıklamada sık sık “Kaza değil cinayet”, “Kader değil cinayet”, “Soma'dan Bartın'a kaza değil cinayet”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı.

Ortak açıklamayı Emek Partisi İl Yöneticisi Mustafa Erkenet okudu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Acımız da öfkemiz de büyük. Ne yazık ki ülkemizde kaza sınırlarını çoktan aşarak adeta seri iş cinayetlerine dönüşen bir tablo ile karşı karşıyayız. Her yıl ortalama 2 bin işçi emekçi, Önlem alınmadığı İçin yaşanan iş cinayetleriyle aramızdan koparılmaktadır, Kaza değil cinayet! Çünkü çalışma yaşamı işverenlerin kar hırsı uğruna kayıtdışı, güvencesiz. esnek çalıştırma, kuralsızlık gibi emek düşmanı politikalarla bir bataklığa dönüştürülmüştür.

Tıpkı Soma'da, Ermenek'te olduğu gibi bu patlama da bir kaza, değil bir iş cinayetidir. Ağır ve riskli bir iş kolu olan madencilik alanında işin gerektirdiği tüm önlemleri almak ve sıkı bir denetim uygulamak devletin asli görevidir. Yaşananlara bakılırsa devletin sorumlu kurumlarının bu görevleri ihmal ve istismar ettikleri gerekli tedbirleri almadıkları, devletin başka bir kurumunun raporlarını bile dikkate almadığı açıkça görülmektedir. Soma'nın patronlarını koruyarak, İşçileri tekmeleyen zihniyet anlaşılan o ki Amasra'da da aynı tutumunu sürdürmektedir. Bir yandan ‘Sorumluları bulup gereğini yapacağız’ diyenler ardından da ‘Bizler kader planına inanan insanlarız. Bu tür olaylar dün oldu bugün de oluyor yarın da olacak’ diyerek Soma katliamında söyledikleri ‘Ölüm bu işin fıtratında var’ anlayışında ısrar etmektedirler.

20 yıllık iktidarları döneminde, uyguladıkları emek düşmanı politikalar ve hukuksuzluklarla yaklaşık 30 bin işçi ve emekçinin iş cinayetlerinde ölmesine sebep olan, katliamların üstünü örterek patronları koruyan AKP-MHP iktidarı; bu tutumlarıyla yeni iş cinayetlerine zemin oluşturmaktadırlar. Pandemide bütün toplumu, sağlığını korumak için evlere hapsederken yeterli önlemleri almadan işçileri tehdit ederek fabrikalara süren zihniyetle madencileri katleden zihniyet aynı zihniyettir. Bu nedenlerle bugün Bartın'da patlayan grizu değil; sürdürülen, hesabı sorulamayan Soma zihniyetidir.” (Samsun/EVRENSEL)


EDREMİT

Edremit Demokrasi Platformu, Edremit Cumhuriyet Meydanı’nda Amasra’daki maden faciasına ilişkin basın açıklaması yaptı. 

"İş kazası değil bu bir cinayet" sloganının atıldığı eylemde, Demokrasi Platformu dönem Sözcüsü Baran Bakır açıklama metnini okudu:

“Amasra’da işçi katliamının yaşandığı madenle ilgili çok sayıda tehlike ve ihmal iddiası olmasına rağmen adım atmayan AKP ve emrindeki bürokrasiyle bu madenlerden çıkar sağlayan sermaye çevreleri kartel ortaklığının asli unsurlarıdır. Türkiye emekçi sınıfları ve halkları, yaşanan maden faciası ile birlikte tüm dikkatlerini Amasra’ya çevirmiş ve işçiler için kaygılanırken AKP-MHP iktidarı ise gerçekleri arayan kişiler hakkında yasal soruşturma açmakla meşgul olmaktadır.

6 bin işçinin çalıştığı ocakta şimdi sadece 600 işçi çalışıyor. İşçiler aşırı üretime zorlanıyor. Hadi hadi düzeni sürüp gidiyor. Tek adam yönetimi, onun Enerji Bakanı ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin bürokratları ise bütün şikayetlere ve uyarılara gözlerini, kulaklarını kapatmış, daha fazla iş daha fazla sömürü için işler yolunda diyor. Sendika bürokratları ise her zamanki gibi susarak onların ekmeğine yağ sürüyor. Ve şimdi bu can pahasına yürüyen yoğun sömürü düzeni bir kez daha 41 işçinin canına mal olmuş durumda.

Bütün bu çürümüşlük, zalimlik ve sömürü karşısında birleşmek, dayanışma içerisinde olmak, mücadele etmek ve artık yeter diye haykırmaktan başka çaremiz yok.

  • Bütün fabrika ve işyerlerinde insan onuruna yaraşır çalışma koşulları ve işçi denetimi sağlanması için
  • Yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşayacak bir ücret için
  • Günde 7 haftada 35 saat çalışma hakkı için

Sesimizi yükseltelim, birleşelim, örgütlenelim ve mücadeleyi büyütelim.” (Balıkesir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Başak Cengiz’in katilinden sosyal medya yorumlarına 'hakaret' şikayeti

SONRAKİ HABER

Bakan Bozdağ'dan anayasa açıklaması: 24 ve 41'inci madde çalışmaları tamamlandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa