Amasra’da meydana gelen maden ocağı patlaması Meclis’e taşındı
Amasra’da 41 işçinin hayatını kaybettiği TTK’ye ait maden ocağında meydana gelen patlama Meclis gündemine taşındı. HDP araştırma önergesi verirken, DEVA soru önergesi sundu.
Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel
Bartın Amasra’da maden ocağında meydana gelen patlama TBMM gündemine taşındı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) araştırma önergesi verirken, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) soru önergesi sundu.
HDP’DEN ARAŞTIRMA ÖNERGESİ
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, 41 madencinin yaşamını yitirdiği Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesinde yaşanan işçi katliamına ilişkin Meclis’te araştırma önergesi verdi.
Araştırma önergesinde, uluslararası sözleşmeler, iş yasası ve mevzuat işverenleri her türlü önlemi almakla, iş kazalarını ve iş cinayetlerini önlemekle, devlet de bu önlemlerin alınıp alınmadığını denetlemekle yükümlü olduğu ifade edildi. Siyasi iktidarın iş cinayetlerini “kader planı”, “fıtrat” ya da “kaza” olarak olağanlaştırmasından, denetimsizlik ve izlenen cezasızlık politikasından güç alan patronların işçi sağlığı ve işçi güvenliği tedbirlerini sadece bir maliyet unsuru olarak değerlendirerek, daha fazla kâr etmek için bile bile önlem almadığı, üretim zorlamalarına gittiği belirtilen önergede, “Son 20 yılda Karaman/Ermenek'te, Kastamonu/Küre'de, Bursa'da, Balıkesir'de, Zonguldak'ta, Elbistan'da, Soma'da, bir kez daha Ermenek'te, Siirt Şirvan’da ve Şırnak'ta meydana gelen büyük facialarda yüzlerce işçi katledilmiştir. 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma örneğinde olduğu gibi toplu katliamlara sebebiyet veren maden şirketleri ve sahiplerinin hiçbir şey olmamış gibi maden işletmeye devam edebilmeleri hükümetin ucuz emek politikasının ve iş cinayetlerine yol verme anlayışının tezahürü olmuştur. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin verilerinde yer alan AKP hükümetleri döneminde sadece madenlerdeki iş cinayetlerinde 1989 kişinin yaşamını yitirmesi ve iş cinayetlerinin üçte ikisinin son 20 yılda işlendiğini göstermesi çalışma yaşamında izlenen politikaların sorgulanmasını gerekli kılmaktadır” denildi.
‘’SAYIŞTAY RAPORUNA RAĞMEN ÖNLEM ALINMADI’
Alınmayan önlemlerin ülkenin dört bir yanında maden emekçilerinin hayatlarına mal olmaya devam ettiğine dikkat çekilen önergede şu ifadeler yer aldı: “Eksi 300 kotunda grizu patlaması riskinin arttığını, işçi sayısının tehlike doğuracak şekilde azaltıldığını ortaya koyan 2019 yılı Sayıştay raporuna rağmen daha fazla kâr uğruna Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK’ya bağlı olarak çalışan maden ocağında uyarıların dikkate alınmaması ve işçi sağlığı ile iş güvenliği hususlarındaki keyfiyet sonucunda 41 işçi yaşamını yitirmiştir. Sayıştay raporunda işletmede bin 145 çalışan olması gerekirken, 622 çalışanın yer aldığı, azalan işçi sayısına bağlı olarak, kömür kazı faaliyetinin yapıldığı ayaklarda yeterli sayıda işçi bulunmadığı bu durumun ise başta iş güvenliği olmak üzere üretim ve işgücü verimliliklerini düşürdüğünün görüldüğü, gündüz vardiyası dışındaki olası arızalara anında müdahale edilememekte olduğu, ocaktaki üretimin, su tahliyesinin, hayati önem arz eden havalandırmanın devamlılığı, merkezi gaz izleme servisi tarafından 24 saat takip edilmesi gereken tehlikeli gazların ölçülmesi için sürekli değişen şartlara göre gerekli sistemlerin kurulması, bu sistemlerin arıza ve bakım çalışmalarının eksiksiz ve zamanında yapılabilmesi, bu durumun gerek işçi sağlığı ve iş güvenliği gerekse üretimin sürekliliği açısından olumsuz sonuçlara sebep olmaması için Müessesenin, hazırlık, tamir tarama, bakım onarım, elektro-mekanik vb. işçi noksanlıklarının bir an önce giderilmesi gerektiği belirtilerek bu durumun da başta iş güvenliği olmak üzere üretim ve işgücü verimliliklerini düşürdüğü bulgusuna yer verilmiştir. Ayrıca; 2019 ve 2020’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin Amasra'daki madene gidip denetim yapmamış oldukları da basında yer alan açıklamalarda belirtilmiştir.”
“Türkiye’nin madenlerde yanıcı malzemelerin kullanımını da sınırlandıran 94/9/EC Sayılı AB Direktifini (ATEX direktifi) hem yasalar nezdinde hem de uygulamada uygulamaya koymuş olsa da Bakanlar Kurulu tarafından 4 Ağustos 2015’te bu konuda ulusal mevzuatın uygulanmasını ileri bir tarihe erteleyen bir karar alınarak 2020 yılına ötelenmiş ancak halen bu konuda bir girişimde bulunulmamıştır” ifadelerine yer verilen önergede olası kazalarda can kaybını önlemek için gerekli olan yaşam odaları, solunum destekleyici aletlerin yetersizliği, siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu oluşan kadrolaşma, liyakatsiz atamalar ve mühendislerin yetki ve sorumluluklarının yeterli ve doğru belirlenmemiş olması; yaşanan cinayetin sebeplerini de ortaya koyduğu ifade edildi.
İş kazalarının yüzde 98’inin; gerekli tedbirler alındığı takdirde meslek hastalıklarının da yüzde 100 önlenebileceği belirtilen önergede, “Her yıl iş kazalarının ve işçi cinayetlerinin artıyor olmasının iş kazası, kader, işin fıtratı gibi kavramlarla açıklanamayacağı açıktır.Sosyal hukuk devletinde temel amaç iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı iş yasalarını ILO standartları ile uyumlu hale getirilerek, çalışanlarını korumak ve geliştirmektir.Bu bağlamda; 41 madencinin yaşamını yitirdiği Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesinde yaşanan işçi katliamının arkasında yatan nedenlerin her yönü ile araştırılması, Sayıştay raporlarını yok sayan, denetim görevini yapmayan ve geliyorum diyen işçi katliamını önleyecek tedbirleri almayan tüm sorumluların açığa çıkarılıp yargılanmalarının sağlanması, özgür ve demokratik sendikaların yaratılması, ve sendikaların, İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi’nin, yapılan bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu insan onuruna yakışır çalışma koşullarının sağlanması doğrultusunda gerekli önlemlerin alınarak kömür madenlerinde yaşanan iş cinayetlerinin önüne geçilmesi amacıyla TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırılması açılmasını arz ve teklif ederiz” denildi.
DEVA’DAN SORU ÖNERGESİ
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, 14 Ekim’de, Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından Bartın İli Amasra İlçesi’nde işletilen kömür madeninde grizu patlaması sebebiyle meydana gelen ve 41 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan maden faciasını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sordu.Yeneroğlu, “Sorumluların tespitine yönelik herhangi bir idari süreç başlatılmış mıdır” dedi.
Soru önergesinde Sayıştay’ın, patlamanın meydana geldiğini müesseseye ilişkin 2019’da hazırlamış olduğu raporda yer alan ifadelerini hatırlatan Yeneroğlu, “Sayıştay’ın, patlamanın meydana geldiği Amasra müessesine ilişkin 2019 yılında hazırlamış olduğu raporda şu ifadeler yer almaktadır: “2019 yılında müessesenin dengelenmiş üretim derinliği -300 metre olmuştur. Bu derinleşme, ani gaz degajı ve grizu patlaması gibi ciddi kaza risklerinin artmasına neden olmaktadır. Çalışılan damarların tamamında gaz içeriklerinin yüksek olduğu, dolayısıyla degaj kapasitelerinin de yüksek olduğu, arıza zonlarında riskin daha da arttığı bilinmektedir. Bu nedenle müessese ocaklarında ilgili mevzuat hükümlerinin yanı sıra ‘Kurum Degaj Yönergesi’ hükümlerinin titizlikle yürütülmesi gerekmektedir” dedi.
Yeneroğlu, Bakan Dönmez’e şu soruları sordu:
- Grizu patlaması dolayısı ile meydana gelen ve şu ana kadar 41 vatandaşımızın ölümüne yol açan faciadan sonra sorumluların tespitine yönelik herhangi bir idari süreç başlatılmış mıdır?
- Sayıştay tarafından 2019 yılında hazırlanan rapor doğrultusunda, Amasra müessesesindeki eksikliklerin giderilmesine yönelik herhangi bir tedbir alınmış mıdır? Alındı ise bu tedbirler nelerdir?
- Taş kömürü üretimi yapan maden ocakları ne sıklıkta denetlenmektedir? Yapılan denetimler sonucunda, iş sağlığı ve güvenliği kriterlerini taşımadığı gerekçesiyle kapatılan maden ocağı sayısı kaçtır?
- Patlamanın meydana geldiği maden ocağında, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine ilişkin en son denetim ne zaman yapılmıştır? Yapılan bu denetimde herhangi bir eksiklik tespit edilmiş midir? Şayet eksiklik tespit edilmişse söz konusu eksikliklerin giderilmesi için herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?
- Türkiye genelinde faaliyet gösteren taş kömürü madenlerinde son 5 yılda kaç maden kazası meydana gelmiştir? Bu kazalarda kaç işçi hayatını kaybetmiştir?
- Patlamanın meydana geldiği maden ocağında, son 5 yılda kaç maden kazası meydana gelmiştir? Bu kazalarda kaç işçi yaralanmış ya da hayatını kaybetmiştir? Bu iş kazalarına ilişkin herhangi bir soruşturma yapılmış mıdır?
- Patlamanın gerçekleştiği maden ocağında ilave yatırım yapılmaksızın karşılanması mümkün olmayan, yıllık üretim planlarının üzerinde, belirli üretim hedeflerini tutturmaya yönelik bir üretim baskısı olmuş mudur?
- Bakanlığınıza bağlı Madencilik ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından yapılan rutin denetimler yılda kaç kez yapılmaktadır? Yapılan denetimlere dair raporlarda, patlamanın olduğu üretim kotuna ilişkin 2019 yılına ait Sayıştay raporunda işaret edilen metan gazına ilişkin iç güvenliği açığı ile alakalı tedbir alınıp alınmadığı incelenmiş ve gerekli uyarılar yapılmış mıdır?
- Sayıştay uyarısı ve MAPEG denetimlerine rağmen Türkiye Taşkömürü Kurumu, teknik açıdan, iş süreci ve prosedürel olarak güvenlik önlemlerinden sarfı nazar etmiş midir? Patlamanın meydana geldiği maden ocağının havalandırma tesisatlarının, fan ve bacalarının aktif olarak çalışıyor olup olmadığı ne şekilde, hangi sıklıkta kontrol edilmiştir?
- Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürü Kazım Eroğlu’nun Kozlu Taşkömürü İşletme Müessesesi Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, 2013 yılında 8 işçinin ölümündeki sorumluluğu dolayısı ile 24 ay hapis cezası aldığı ve bu hapis cezasının adli para cezasına çevrildiği doğru mudur? Eğer bu bilgi doğru ise 29.01.2018 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük görevlerine neden atanmıştır?
- Özellikle göçük olaylarında etkili bir önlem olan ve pahalı bir yatırım olan “yeraltı sığınma odaları” konusunda bugüne kadar herhangi bir adım atılmış mıdır?” (Ankara/EVRENSEL)