Fındıklı'da Bartın eylemi: Kaza değil, katliam
Rize'nin Fındıklı ilçesinde bir araya gelen Emek ve Demokrasi Güçleri, Bartın'da 41 madencinin ölümüyle sonuçlanan katliama tepki gösterdi, sorumluların yargılanmasını istedi.
Fotoğraf: Evrensel
Bartın’ın Amasra ilçesinde madende yaşanan katliama ülkenin dört bir yanında tepkiler devam ediyor. 41 madencinin yaşamını yitirdiği maden cinayetine bir tepkide Fındıklı Demokrasi Güçlerinden geldi.
Rize’nin Fındıklı ilçe meydanında bir araya gelen Demokrasi Güçleri burada düzenledikleri basın açıklamasında, Bartın’daki cinayette hayatını kaybedenleri anmak ve sorumluların açığa çıkarılmasını istedi. Siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile yurttaşların katıldığı basın açıklamasında “Kaza değil katliam” pankartı ile çeşitli dövizler taşındı.
Fındıklı ilçe meydanından yapılan basın açıklamasını Demokrasi Güçleri adına Kadirhan Kadıoğlu okudu. Maden ocağında yaşamını yitiren işçilerin yakınlarının acılarını paylaştıklarını, yaralılara acil şifalar dilediklerini ifade eden Kadıoğlu, “Somayı unutmadık, maden ocaklarımızda yeterli tedbirler alınsaydı bu cinayet önlenebilirdi. Sayıştay raporlarına rağmen çalışmayacak maden ocağında güvencesiz çalışma ortamına devam ettiler. Bunun suçluları hesabını verecek, ölen madenci kardeşlerimizin aileleri ile hesaplaşacaksınız. AKP-MHP iktidarının yarattığı rant rejimi, maden ocaklarındaki katliamların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu iktidar yandaş sermayeye rant dağıtmakta, işçiler alınmayan önlemler nedeni ile ölüme sürüklenmektedir. AKP-MHP iktidarı işçi katliamlarının başrolündedir” diye konuştu.
İşçilerin örgütlenmesinin, hak alma mücadelesinin önüne barajlar çekildiğini ifade eden Kadıoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Kâr hırsı adına özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, kayıt dışı, güvencesiz, esnek çalıştırma, kuralsızlaştırma gibi emek düşmanı politikalarla bir bataklığa dönüştürülmüştür. Tıpkı Soma’da, Ermenek’te olduğu gibi bu patlama da bir kaza değil; göz göre göre gelen bir iş cinayetidir. Zorlu bir iş kolu olan madencilik alanında devletin bu zorluğa uygun olarak emekçilerin yaşam hakkını garanti altına alacak şekilde denetimler yapması ve ihmalleri sıfıra indirecek şekilde önlemlerin alınmasından sorumlu kılması gerekmektedir. Önlem almayanlar ise devlet tarafından gerekli işlemler yapılarak ağır cezalara tabi tutulmalıdır. İşçiler ölmeden önce önlem alınmayan ve işçilerin hayatını önceliğine almayan bir madenin çalıştırılması kanunlara aykırıdır. Önemli olan kazalardan sonra işçilere başsağlığı dilemek şans eseri hayatta kalanlara geçmiş olsun demek değil; işçileri koruyarak bu gibi durumlara sebebiyet vermemektir. İş cinayetlerinin tamamı gerekli önlemler alındığında önlenebilir. Bu bilinen gerçeğe uygun olarak hareket etmek devletin ve iktidarın görevidir." (Rize/EVRENSEL)