Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu büyüyünce geçer mi?
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) 1800’lü yıllardan beri araştırılan ve 1900’lü yıllarda tıbbi bir durum olduğu kabul edilen nörogelişimsel bir bozuluktur.
Fotoğraflar:Pixabay/Freepik
Ramis SAĞLAM
İzmir
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bir hastalık mı? Yoksa çocuk bilerek yaramazlık mı yapıyor? Yoksa çocukta bir ‘sorun’ yok da ebeveyn veya öğretmen mi bir yerde hata yapıyor? Peki bu durum çevreden söylendiği gibi “Büyüyünce düzelir” mi? Bütün bu sorularla zaman kaybetmektense bir uzmanına danışmakta fayda var. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) 1800’lü yıllardan beri araştırılan ve 1900’lü yıllarda tıbbi bir durum olduğu kabul edilen, aile, sosyal, okul ve kişisel gelişimi olumsuz etkileyen psikiyatrik bir durum. Türkiye’de her yıl ekim ayı farkındalık ayı olarak anılıyor.
Gelişmiş ülkelerde sağlık giderlerini bu konuda azaltmak için risk grubu çocukların belirlenmesi ve erken önlemlerin alınması konusunda ciddi çalışmalar var. Fakat ülkemizde halen yeterince önemsenip, gerekli çalışma yapıldığı söylenemez.
DEHB, gelişimsel düzeye uygun olmayan dikkat süresi kısalığı/dağınıklığı, ani hareketlilikle seyrediyor. Toplum, okul veya işle ilgili etkinlikleri doğrudan olumsuz bir şekilde etkileyen dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüsellikle karakterize nörogelişimsel bir bozukluk. Daha sıklıkla erkek çocuklarında gözlemlenen DEHB, genetik geçişli bir rahatsızlık.
DEHB günümüzde bilinirliği artmış bir durum gibi görünse de halen sorunlar devam ediyor. Özellikle durumu fark eden ve aileleri bu konuda uyaran öğretmenlerin DEHB belirtileri ve tedavileri konusunda bilgi sahibi olması çok önemli. Eğitimcilerin bu konuda farkındalık sahibi olması bu çocukların doğru ve etkin desteklere ve tedavilere ulaşmasında çok önemli bir yer tutuyor. DEHB tiplerini, tedavi sürecini, Psikolog Belma Çelikkol Dağlı ile konuştuk.ü
TEDAVİ YAŞAM KALİTESİNİ OLUMLU ETKİLER
DEHB tanısı konulan çocukların pek çok özelliklerinin benzer olmasına rağmen hepsinin birbirinden farklı olduğunu söyleyen Dağlı, “Üç tip DEHB’ den bahsedebiliyoruz. Aşırı hareketliliği önde olan çocuklar, dikkat eksikliği önde olan çocuklar ve son olarak hem dikkat eksikliği hem de aşırı hareketliliği ve dürtüselliği olan çocuklar. En sık gözlenen birleşik tip dediğimiz dikkat eksikliği, hareketlilik ve dürtüselliği bir arada olan çocuklar” dedi.
Tüm tanı gruplarında olduğu gibi erken tanının çok önemli olduğunu belirten Dağlı, bu durum nörogelişimsel psikiyatrik bir bozukluk oluğu için ilk başvurulacak kişi çocuk ve genç psikiyatrı olması gerektiğini söyledi.
Tedavi başarısının yüksek olduğunu söyleyen Dağlı, “Tedavide etkinliği kanıtlanmış ilaçların yanında, aile tutumları, bilişsel davranışçı yöntemler ve spor çok önemlidir. DEHB tedavi edilmez ise akademik ve sosyal hayatta güçlükler yaşayıp yetişkinlik dönemlerinde madde bağımlılığı riski, şiddete eğilim, evlilik başarısızlığı, trafik kazaları ve depresyonla karşılaşabiliyorlar” diye konuştu.
EBEVEYNLERİN DUYGU DURUMLARI ETKİLİYOR
DEHB’li çocuklarda şikayetlerin artmasında ebeveynlerin duygu durumlarının etkisi olduğunun altını çizen Psikolog Belma Çelikkol Dağlı, “Bu dönemde kaygıları artan, duygularını kontrol etmekte zorlanan ebeveynlerin çocuklarında da birtakım şikayetler oluşuyor ya da var olanlarda artış görülüyor. Okulların kapanmasıyla belirtilerin daha fazla görülmeye başlamasının diğer nedeni de evde dikkatlerini sürdürmelerinin okul ortamına göre daha zor olmasıdır. Kaldı ki bilgisayar ya da televizyon karşısında öğrenmek, canlı ortamda öğrenmeye göre daha zordur” dedi.
ANNE BABALARA VE EĞİTİMCİLERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
Anaokulu ve ilköğretim öğretmenlerinin DEHB hakkında bilgilendirilmesi ve bu konuda eğitimler verilmesinin erken tanılamada çok önemli olduğunu vurgulayan Psikolog Belma Çelikkol Dağlı, “Özellikle okul öncesi dönemde DEHB’li çocuklar eğitimciler ve uzmanlar tarafından fark edilebiliyor. Okul öncesi ve ilköğretim çağında bu çocuklar aşırı hareketli, yorulmak nedir bilmeyen, uzun süre oyunu ya da etkinliğini devam ettiremeyen, çok konuşan, çok soru soran ama cevapları dinlemeyen, çok çabuk öfkelenen, sırasını bekleyemeyen çocuklardır. Dikkat eksikliğinin önde olduğu DEHB’li çocuklar ise çok hareketli olmayıp, çok çabuk unutan, sakarlıklar yaşayan, odaklanmada güçlük yaşayan, hayallere dalıp giden, söylenilenleri tam olarak takip edemeyen, organize olamayan, sizi dinlemiyormuş gibi görünen çocuklardır” dedi.