21 Ekim 2022 05:10

Bu sendika ağalarını defetmemiz lazım

Patronun gözünde eriyerek ürünlere dönüşen demir telden pek bir farkımız yok. Makinelerin yüksek sesinin arasında yağ içinde ve metal tozu soluyarak daha kaç yıl daha çalışabiliriz?

Bu sendika ağalarını defetmemiz lazım

Fotoğraf: Benjamin Wedemeyer/Unsplash

Metal işçisi
Adana

Merhaba Evrensel okurları, ben Adana’da bir metal fabrikasında çalışıyorum. Patronun gözünde eriyerek ürünlere dönüşen demir telden pek bir farkımız yok. Makinelerin yüksek sesinin arasında yağ içinde ve metal tozu soluyarak daha kaç yıl daha çalışabiliriz? Emekli olana kadar çalışsak bile geri kalan ömrümüzde ne kadar sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz? Çalışırken hep bu sorular geliyor aklıma.

Ayrıca iş yerinde sendikanın olmamasından dolayı da bu kötü koşullarda çalışmak zorunda kaldığımızı, en kötü sendikanın bile sendikasız olmaktan daha iyi olduğunu düşünürdüm. Ama Amasra’daki maden faciasının ardından bir iş yerinde sendikanın olmasının da yetmeyeceğini anlamış olduk. Türkiye Taşkömürü Kurumu ocaklarında Türk-İş’e bağlı Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) örgütlü. Sayıştayın denetiminden sonra önlem alınması gerektiğinin bildirilmesine rağmen işçilerin yaşamı hiçe mi sayılmıştı. 41 kardeşimizin ölüme gönderilmesine gözlerini mi yummuşlardı? Şu ana kadar olanlar bunu gösteriyor.

EMEKÇİDEN YANA TUTUM GEREKLİ

Hükümet ve patronlar sendikalardan her zaman korkmuştur! İnsanca yaşayacak ücret talep eden, insan sağlığını ve yaşamını garanti altına almak için mücadele eden sendikaları iş yerlerinde istememişlerdir. Patronların hükümetleri oldukları için, emekçilerin hakları için mücadele eden sendikaları her zaman engellemeyi amaçlamıştır. Bugün Cumhur İttifakı kendi sınıfının çıkarları için mümkün olduğunca iş yerlerinde sendika istemez, olacaksa da kendi güdümü altında hareket eden sendikalar ister. Tıpkı şimdiki GMİS gibi. Tabii bir sendikanın işçiden yana tavrı onun konfederasyonunun rengi ile ismi ile ölçülemez. Ne zamanki işçiler kendi sendikalarından, sendika ağalarını ve bürokratlarını defeder, yönetimlerde söz sahibi olup emekçilerin çıkarına göre hareket ederse, o zaman bir iş yerinde örgütlülük emekçiler için daha iyi bir anlam kazanır.

KENDİ ÇIKARLARIMIZ İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ!

Bugün yapmamız gereken ise örgütsüz iş yerlerinde işçi ve emekçilerin çıkarlarını gözetecek olan sendikalarda örgütlenmek ve sendikalarda işçilerin söz sahibi olmasını sağlamak. Var olanlarda ise emekçiden yana değil patronlardan yana tutum alan sendikaları işlevli hale getirmek için bulunduğumuz bölümde, bantta veya istasyonda iş yeri komiteleri kurup haklarımız için sendikal bürokrasiyi alaşağı etmeliyiz.

Tabi ki sendikalar tek başına bu işler için çözüm değildir. Bugün yaşanan bu facianın asıl sorumlusu patronlar ve onların çıkarlarını garanti altına alan hükümetleridir. Buradan hareketle sendikaların yanı sıra siyasal alana da müdahil olup mücadele etmeliyiz.

Evrensel'i Takip Et