21 Ekim 2022 16:29
Son Güncellenme Tarihi: 21 Ekim 2022 17:12

'Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir'

Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarını değerlendiren TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında başlatılan soruşturmaya kurum temsilcilerinden tepkiler geldi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kübra KIRIMLI
Ankara

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Federal Kürdistan Bölgesi’nde yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma kararının ardından Fincancı, iktirada yakın yayın yapan medya organları tarafından hedef gösterilirken; emek ve meslek örgütlerinin yanı sıra çok sayıda sosyal medya kullanıcısı da Fincancı’yla dayanışma mesajı verdi. Başlatılan soruşturma kararını İHD ve SES Eş Genel Başkanları gazetemize değerlendirdi.

‘ALGI OPERASYONU YAPILIYOR’

Soruşturma kararına dair gazetemize konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan “algı operasyonu” nitelemesinde bulundu. Değerledirmesinde ifade özgürlüğüne dikkat çeken Türkdoğan, “Şebnem, adli tıp uzmanıdır. Bir iddia üzerine değerlendirmelerde bulunuyor ve kendi beyanında da zaten bunu söylüyor. Minnesota Otopsi Protokolü’ne göre yapılması gerekenleri hatırlatıyor” dedi.

Milli Savunma Bakanlığının suç duyurusu sonrası Fincancı hakkında soruşturma başlatıldığını hatırlatan Türkdoğan, ifade özgürlüğü noktasında Türkiye’nin mutlaka mevzuat ve uygulamalarını değiştirmesi gerektiğini ifade etti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesinin ifade özgürlüğüne ilişkin çok sayıda kararı olduğunu hatırlatan Türkdoğan; “Milli Savunma Bakanlığı şunu söyleyebilirdi: Türkiye Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin tarafıdır. Eğer suç işlendiği iddiası varsa yetkili makamlar bunu soruşturabilir. Bunu demek yerine ‘Bize iftira atılıyor’ diyorlar. Sözleşmeyi bir kenara koyalım; Türkiye’de buna dair özel bir kanun var. Bu ülkenin kendi bakanları kendi savcıları kanunları hatırlatmak yerine söylenen sözlere iftira deyip; insanları suçlamayı tercih ediyorlar” dedi.

‘ŞEBNEM HOCA’NIN YANINDAYIZ’

Tartışmalara dair konuştuğumuz SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım ise “Soruşturma kararı sonrası yine en doğru açıklamayı Şebnem Hoca’nın yaptığını görüyoruz. Şebnem Hoca, uluslararası yasalar çerçevesinde kimyasal silahın kullanılamayacağını ifade etmiş. Basına yansıyan görüntülere dair bir değerlendirme yapıyor. Bu değerlendirmelerin bilimsel çerçevede yapıldığını görüyoruz, kendisi bir adli tıp uzmanı. Şebnem Hoca uluslararası camiada herkes tarafından tanınan ve takdirle karşılanan biridir. Biz Şebnem Hoca’nın yanındayız” diye konuştu.

‘YAŞAMIN VE HAKİKATİN YANINDAYIZ'

Fincancı hakkındaki soruşturma ve hedef göstermelere ilişkin Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi de yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada “Fincancı’nı hedef gösterilmesini üzülerek takip etmekteyiz. Şebnem Korur Fincancı hocamız her zaman yaşamın ve yaşatmanın yanında; silahın ve şiddetin karşısında yer almıştır. Bu yönüyle kanalın yayın politikası ve haber diliyle hocamızın ifade ettikleri arasında bir bağ yoktur. Bizler dün olduğu gibi, bugün de yaşamın ve hakikatin yanında olmayı sürdüreceğiz” denildi.

Diyarbakır Tabip Odası ise “Yıllardır hakikatı, tıp etiğini cesurca haykıran bilim insanı, iyi bir hekim ve insan hakları savunucusu Şebnem Hocamız yalnız değildir. Birlikte mücadeleye devam” dedi. Dayanışma mesajı yayınlayan Batman Tabip Odası da “Tıp etiği ve hekimlik değerleri olgulara tarafsız yaklaşmayı gerektirir. İfade özgürlüğü kısıtlanamaz” dedi.

İHD VE TİHV'DEN FİNCANCI'YA DESTEK

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Irak'ın kuzeyinde yürütülen askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlatmasına tepki gösterdi.

Bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak Şebnem Korur Fincancı’nın itibar ve güvenilirliğine zarar veren bir damgalama faaliyeti sürdürüldüğü belirtilen açıklamada, “Halkın sağlığını korumaya ve başta işkence olmak üzere insan hakları ihlalleriyle mücadele eden, Türkiye’nin bu konularda kilometre taşlarından birisi olan sevgili arkadaşımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı asla yalnız değildir” denildi.

Yapılan açıklamada, Şebnem Korur Fincancı’nın aynı zamanda dünyaca tanınırlığa ve saygınlığa sahip uzmanlık alanı adli tıp olan bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olduğu vurgulandı.

Açıklamada, “Kendisinin de ifade ettiği gibi, kimyasal silah kullanıldığı iddiası varsa ve buna bağlı ölümler meydana gelmiş ise bununla ilgili olarak Minnesota Protokolü'ne [Birleşmiş Milletler (BM) Hukuk Dışı, Keyfi ve Yargısız İnfazların Önlenmesine ve Soruşturulmasına İlişkin El Kılavuzu] göre etkili bir şekilde soruşturma yapılması gerekir. İnsan hakları ihlalleri ve uluslararası hukuka aykırılık iddiaları ancak nesnel bilgi ve belgelere dayalı etkin ve bağımsız soruşturma yoluyla açıklığa kavuşturulabilir. Türkiye’nin de bir parçası olduğu evrensel insan hakları hukuku, bilgiyi arama, elde etme ve yayma özgürlüğünü de içeren düşünce ve ifade özgürlüğünün -söylenenler kamuoyunda yerleşik değerler açısından şok edici bir etki yaratsa bile- tüm toplumlar için elzem ve demokratik devletin temeli olduğunu belirtir” denildi.

'KARALAMALAR KABUL EDİLEMEZ'

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın ihlal iddiaları karşısında görüşlerini dile getirdiği, tartışma yürüttüğü ve derhal inceleme yapılmasını talep ettiği ifade edilen açıklamada, “Kaldı ki, ağır ve ciddi insan hakları ihlallerine dair iddialar söz konusu olduğunda, ihlalin olmadığını bilimsel kanıtlar ile ispat yükümlülüğü ihlal iddiasına muhatap olana, dolayısıyla da evrensel hukukun insan haklarını koruma ve geliştirme görevinin asli sorumlusu olarak kabul ettiği devletlere aittir. Hal böyle iken, hakikatin açığa çıkması için kamusal olanakların muazzam gücünden de yararlanarak içtenlikli ve samimi bir şekilde çaba harcanacağına, medya yoluyla yapılanlar da dâhil olmak üzere bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak Şebnem Korur Fincancı’nın itibar ve güvenilirliğine zarar veren bir damgalama faaliyeti sürdürülmektedir. Bu yöndeki karalamalar, idari ve yargısal tacizler hiçbir şekilde kabul edilemez” vurgusu yapıldı.

“Bir bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak ömrünü halkın sağlığını korumaya ve başta işkence olmak üzere insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adayan, Türkiye’nin bu konularda kilometre taşlarından birisi olan sevgili arkadaşımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı asla yalnız değildir” ifadelerine yer verilen açıklamada, insan hakları savunucularının şiddet, tehdit, misilleme eylemi, fiili veya hukuksal ayrımcılık, baskı veya diğer keyfi hareketlere karşı koruduğu ve bunların suç olarak kabul ettiği, işlem yapmanın devletlerin bir yükümlülüğü olduğu, yerine getirilmemesinin ise suç olduğu vurgulandı.

'SORGULAMAZSA BİLİM İNSANI OLMAZ'

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “Bilim insanı sorar sorgular. Sormaz sorgulamazsa bilim insanı olmaz. Pandemi sürecinde olduğu gibi Şebnem Hocamız yine hedefe konuyor. Ülkemizin saygın adli tıp uzmanlarından Şebnem Hoca’nın yanındayız” mesajını paylaştı.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise “Bilimsel ahlakın gereği şartlar ne olursa olsun hakikati aramak ve dile getirmektir. Saygın bir bilim insanı olan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ifade özgürlüğü ayaklar altına alınarak hedef haline getirilmek istenmektedir” açıklamasında bulundu.

Barış Akademisyenleri ise dayanışma mesajında “Hekim, bilim insanı, insan hakları savunucusu Şebnem Hocamız her tür iktidarın yüzüne hakikati söyler. Şebnem Korur Fincancı asla yalnız değildir, her zaman yanındayız!” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Özel harekatçı polis, boşanmak isteyen eşini ve eşinin babasını öldürüp intihar etti

SONRAKİ HABER

Saadet Partili Mete Gündoğan, genel başkan adaylığından çekildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa