EMEP Ordu İl Örgütü'nün düzenlediği Fındık Kurultayı sonuç bildirgesi: Üretici desteklenmeli
Emek Partisi Ordu İl Örgütü tarafından düzenlenen Fındık Kurultayının sonuç bildirgesinde üretici köylüler desteğin artırılması ve fiyatın üreticiler tarafından belirlenmesi taleplerini dile getirdi.
Fotoğraf: Evrensel
Emek Partisi Ordu İl Örgütü tarafından düzenlenen Fındık Kurultayında yapılan konuşmalar sonucunda hazırlanan sonuç bildirgesi hakkında bilgi veren EMEP Ordu İl Başkanı Hikmet Poyraz, “Kurultayda üretici köylünün örgütlenmesi ve kooperatiflere devlet desteğini ortadan kaldıran 4572 sayılı yasanın değiştirilmesi talebi öne çıktı” dedi. Kurultayda kapsamlı bir değerlendirmelerin yapıldığını kaydeden Poyraz, “Üretici köylünün sesi olmaya devam edeceğiz. Fındıkta yaşanan sorunların çözümü için hasat yaklaştığında yapılan tartışmalardan sonuç çıkmıyor. Sorunların çözümü için taleplerin dile getirilmesi ve mücadelesi sürekliliğini korumalı” diye belirtti.
KURULTAYIN SONUÇ BİLDİRGESİ YAYIMLANDI
Emek Partisi Ordu İl Örgütü, 19 Ekim 2022 tarihinde yapılan ve Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman, Ziraat Mühendisleri Odası Ordu Temsilcisi Mehmet Bayhan, Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Zekayi Sağra ve Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak’ın sunum yaptığı; üreticilerin ve parti, sendika, oda, dernek temsilcilerinin de görüşlerini dile getirdiği Fındık Kurultayında verimli tartışmalar yürüttü. Kurultayın yapılan sunumlar, fındık üreticileri ve oda, sendika, dernek ve parti temsilcilerinin yaptıkları konuşmalar sonrası aşağıda tespit ve talepler Fındık Kurultayının sonuç bildirgesini oluşturdu.
Kurultayın ardından yayımlanan sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı:
- Fındık, ülke ekonomisine milyarlarca dolar katkı sunmasına rağmen fındık üreticisinin bu gelirden gerçek anlamda yararlanamamaktadır. Gerek ürünün değerinde satılması gerekse de bu kadar ekonomik katkısı olan fındığın üretiminin verimli şekilde sürdürülmesi için fındık üreticisi yeterince destek görmemektedir. Bölgede göç artmakta, önleyici politikalar geliştirilmelidir.
- İlacı, gübresi, akaryakıtı üretim girdilerinin yüksekliğinin yanı sıra bölgemiz arazi yapısından kaynaklı emek yoğun bir ürün olması nedeniyle işçiliği ciddi bir maliyet oluşturan fındık değerinde fiyat görmemektedir. Yapılacak desteklerde bu özellikler dikkate alınmalıdır.
- Artan enflasyona bağlı olarak girdi maliyeti sürekli artan fındığın, çoğu zaman ya maliyetine ya da maliyete yakın bir fiyata satılması fındık üreticilerini üretime devam edemez duruma getirmiştir. Alternatif ürün dayatmaları çözüm olmadığı gibi bölgemiz iklimi, coğrafyası açısından temel ürünün fındık olduğu ve ancak diğer tarım ürünlerinin yan ürün olabileceği bilinmeli bölgede tarım bu gerçek üzerinden planlanmalı ve desteklenmelidir.
- Artan girdi maliyetleri karşısında fındık üreticisinin yalnız ve desteksiz bırakılması önemli bir sorundur. Verilen destekler yetersiz kalırken gübre başta olmak üzere girdilerin ucuz hatta bedelsiz dağıtımı bölgemizde tarımın sürdürülmesi ve fındık üreticisinin tarım üretiminden koparak göçe zorlanmasının önlenmesi için acil ve gereklidir.
- Dünya üzerinde üretilen her malın ve ürünün fiyatını onu üretenler belirlemektedir. Söz konusu tarım ürünleri ve başta da fındık olunca fiyatının belirlenmesinde fındık üreticisi değil, borsa, ihracatçılar, fındık konsey vb merkezler ve siyasi iktidar tarafından tarım tekelleri lehine ürün alım fiyatı belirlenmektedir. Fındığın maliyeti ve fiyatı konusunda üretici değil aracı ve ihracatçılar belirleyicidir. Bu durum değişmelidir. Fındığın fiyatı fındık üreticileri ve onların örgütleri olan meslek örgütleri (oda, sendika, kooperatif ve dernekleri) tarafından belirlenmelidir.
- AKP iktidarı her yıl TMO’nun fındık alacağını açıklamaktadır. Fakat randevu uygulaması vb nedenlerle fındık üreticisi oyalanmakta ve fındık alımı üretimin çok az bir miktarı olduğu için açıklanan fiyat (sözde serbest piyasa dedikleri bu düzende) tavan fiyat olarak kalmaktadır. Bu uygulama nedeniyle fındık üreticisi zorunlu olarak tüccara ürün vermek zorunda kalmakta ve açıklanan fiyatın çok altında fiyata ürününü satmak zorunda kalmaktadır. Fındık fiyatı fındık üreticilerinin örgütleri tarafından belirlenmeli ve açıklanan fiyatın altında fındık fiyatı dayatması yasaklanmalıdır.
- TMO fındık alıyormuş gibi yapmamalı ve tekellerin fındıktaki egemenliğini kırmak üzere fındık üreticisinin TMO’ya fındık vermesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. TMO’nun fındık almaya başladığı yıldan bugüne her yıl ne kadar fındık almış ve ne kadarını nerelere satmış (tüccar ve ihracatçılara ne kadar fındık satılmış) şeffaf bir şekilde açıklanmalıdır.
- Ülkemizde üretilen fındığın yüzde 91 Avrupa ülkeleri tarafından alınmakta ve bu miktarında yüzde 80’i çikolatada kullanılmaktadır. Bu durumun değişmesi fındığın ülkemizde işlenip mamule dönüştürülmesi ve fındık üreticisinin kooperatif örgütlenmesinin güçlendirilmesi için öncelikle kooperatif ve birliklere (Fiskobirlik de dahil) kamudan desteği kaldıran “4572 sayılı tarım satış kooperatif ve birlikler kanunu” değiştirilmeli, kamu desteğinin ve demokratik kooperatifleşmenin önü açılmalıdır.
- Üretici köylü aleyhine olan ve tarım alanlarını başta enerji ve maden şirketlerinin talan ve tahribatına açan tüm yasalar iptal edilmelidir. Tarım ve yaşam alanlarını koruyan, ülke tarımını geliştirecek yasalar yine tarımla ilgili oda, sendikalarının tespit ve talepleri doğrultusunda yeniden hazırlanmalıdır. Fındık “milli ürün” hamaseti son bulmalı ve “stratejik ürün” olarak tespit edilerek bu kapsamda gereken değer verilmelidir.
- Fındığın ve fındık üreticisinin en önemli sorunu fındıkla ilgili konularda sesinin duyulmamasıdır. Çünkü fındık üreticisi evde, kahvede, tek tek sohbetlerde ürün fiyatı, desteklerin yetersizliği vb pek çok konuyu konuşmakta ama bu konuşma ve tartışmalar talepler etrafında birleşen örgüt ve güçlü bir sese dönüşmediği için hem duyulmamakta hem de fındık üreticisinin yaşanan bu sürece sessiz kaldığı veya onayladığı algısı oluşmaktadır. Oysaki sorun sessizlik değil örgütsüzlüktür. O nedenle de fındık üreticisinin başta kendi sendikalarında yani üretici köylü sendikalarında örgütlenmeleri gereklidir.
- Fındık üreticisi hem sendikal hem de siyasal olarak devletten ve sermaye partilerinden ayrı olarak örgütlenmedikleri sürece kazanmak bir yana eldekini de kaybetmek kaçınılmaz olacaktır. Fındık üreticisi, geleceğini ve kurtuluşunu seçime endeksleyen “seçim gelsin oyunuzu verin sonucu bekleyin” anlayışından kurtulmalı ve kendi geleceği için harekete geçmelidir.
- Fındık üreticisi ovadaki yukarıdaki, taban arazideki yamaçtaki, Ordu, Giresun, Düzce, Sakarya diye ayrıştırılmakta ve fındıkta yaşanan sorunların sebebi ya da çıkmazı olarak taban arazi, ova, ya da Sakarya Düzce’de fındık üretilmesi olarak tartışılmakta ve sorunun asıl kaynağından uzaklaşılmaktadır. Bu durum fındık üreticisi arasında da bölünmeye sebep olmakta ve birbirine düşmanlaştırmaktadır. Fındık üreticisi ovası, yukarısı; Ordusu, Sakaryası aynı sorunları yaşamakta ve çözümü de ancak arasındaki birliği sağlandığında bulacaktır. Fındık üreticisi arasında (coğrafik, bölgesel, siyasal) bölünmüşlüğe son vermelidir. Her türlü suni ayrışmaya hayır. (Ordu/EVRENSEL)
{{472694}}