Marmaralı öğrenciler dersi sadece 14 gün tok dinleyebiliyor
Üniversite yönetimine bütçenin nerelere harcandığını, harcanan yerlerin öğrencilerin aç kalmasından daha mı önemli olduğunu soracak gücümüz var. Bu gücü birbirimizden alıyoruz.
Özlem Songül ABAYOĞLU
Marmara Üniversitesi
Marmara Üniversitesinde yeni dönemin başlamasıyla birlikte biz öğrencileri bir zam furyası karşıladı. Yemekhaneye gelen zammın yanı sıra öğrencileri şaşırtan asıl konu, kampüs içerisinde yemek yiyebileceğimiz alternatif mekanların zamlanması oldu. Bir tost menünün 65 liraya çıkması, dudak uçuklatarak neredeyse yemekhaneye gelen zammı unutturdu. Biz de, bir KYK bursu ile neler yapılabileceğini, yani eğitim masraflarımızın ne kadarını devletin sağladığı bu sözde yardımla karşılayabileceğimizi hesapladık. Aylık akbilin 109, KYK yurdunun 450, telefon faturamızın da minimum 150 lira olduğunu varsaydığımızda KYK bursumuzun 709 lirasını zaten bitirmiş oluyoruz. Geriye kalan 141 lirayla da -şampuan, diş macunu ya da ped gibi temel ihtiyaçlarımızın gökten yağdığını varsayarak- kaç kez okulda yemek yiyebileceğimizi hesapladık. Toplam 28 kez okul yemekhanesinden yemek yiyebiliyoruz. Sabah akşam yediğimizi düşünürsek bir Marmara öğrencisi bu parayla ancak 14 gün derslerini tok karna dinleyebilecek.
HESAP SORACAK GÜCÜMÜZ VAR
Peki, başka bir alternatifimiz yok mu? Elbette var. Biz gençler olarak “parasız, bilimsel, nitelikli eğitim” talebimizden vazgeçmiyoruz. Üniversitede yediğimiz yemeğin, kaldığımız yurdun ve derse gitmek için bindiğimiz otobüsün hakkımız olduğunun farkındayız. Bugün üniversite yönetimi beş liraya öğrenciye yemek verebiliyorsa bunu ücretsiz de yapabilir. Okulun içinde özel işletmeler illa olacaksa onları denetleyebilir ve fiyatlarının “öğrenci dostu” olmasını, hatta %0 kârla satılmasını bile sağlayabilir. Bu söylediklerimiz bugün belki hiçbir üniversitede yapılmıyor olabilir ama bizim, gençlik olarak, bir araya geldiğimizde bunları sağlayacak gücümüz var. Üniversite yönetimine üniversiteye ayrılan bütçenin nerelere harcandığını, harcanan yerlerin öğrencilerin aç olup olmamasından daha mı önemli olduğunun hesabını soracak gücümüz var. Bizler bu gücü birbirimizden alıyoruz. Bu sebeple bugün sorunlarımızı konuşmaktan, çözümleri beraber aramaktan geri durmamalıyız.