Bahçeli, TTB'nin kapatılmasını, Şebnem Korur Fincancı'nın vatandaşlıktan çıkarılmasını istedi
Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, Türk Tabipleri Birliğinin kapısına kilit vurulmasını, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın vatandaşlıktan çıkarılmasını istedi.
Fotoğraf: Fatih Kurt/AA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2023 seçimlerindeki adaylığına desteğini yineleyen Bahçeli, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na "Aday ol" çağrısında bulundu.
Erdoğan'ın dün Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada hedef aldığı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Bahçeli'nin de hedefindeydi.
Fincancı, TSK'nin IKBY'deki operasyonlarında kimyasal silah kullandığı iddialarının araştırılması ve hakikatın ortaya çıkarılması gerektiğini söylemişti.
Hakkında soruşturma açılan Fincancı için Erdoğan, "Türk Tabipleri Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle, hem bu kurumla ilgili adımlar atılacak. Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdik. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız" demişti.
Bahçeli ise Türk Tabipleri Birliğinin kapısına kilit vurulmasını, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın vatandaşlıktan çıkarılmasını istedi.
İsim vermeden AKP'li Mahir Ünal'ın cumhuriyet ile ilgili sözlerine tepki gösteren Bahçeli, "Bugünkü Türkçemizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır, nihayetinde özgüven eksikliğidir" ifadelerini kullandı.
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, geçtiğimiz günlerdeki bir etkinlikte "Maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir" demişti. Cemil Meriç’in kaleme aldığı "Bu Ülke" adlı kitaptan alıntılar yaparak gençlere seslenen Ünal, “Bugün konuştuğumuz Türkçe’nin düşünce üretebilmesi mümkün değildir. Bugün konuştuğumuz Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz sadece ihtiyaçlarımızı karşılayabiliriz, konuşma ihtiyacımızı karşılayabiliriz. Mesela melül, mahsun, inkisar, keder, hüzün, buhran, bunların hepsini tek bir kelimeyle ifade ediyoruz; stresliyim” demişti.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkanlar özetle şöyle:
"YETER Kİ ERDOĞAN BİR KEZ DAHA CUMHURBAŞKANIMIZ OLSUN"
"2023 yılında 1923 yılının ilkelerini kesintiye uğratmayacağız. 1923 yılının ruh ve mirasını yağmalatmayacağız. 2023 yılında 1923 yılının eser ve emanetlerini yıktırmayacağız. Batan kayık gibi yan giden zillet taifesine Türkiye’yi rehin bırakmayacağız.
Emek veriyoruz, çaba gösteriyoruz, zaman ayırıyoruz, sürekli faal halde bulunuyoruz. Bin defa helal olsun. Yeter ki Cumhur kazansın, yeter ki cumhuriyetin önü açılsın, Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha cumhurbaşkanımız olsun."
TTB'NİN KAPISINA KİLİT VURULMASINI, FİNCANCI'NIN VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMASINI İSTEDİ
"23 Ekim 2022 tarihinde Almanya'nın Köln kentinde, Dayanışmanın Sesi Derneği isimli husumet oluşumu tarafından düzenlenen konferansta yeminli Türkiye düşmanları yine sahneye çıkmışlardır. Türk Tabipleri Birliği Başkanı da bu konferansta terör örgütleriyle iltisaklı oldukları gerekçesiyle hapis cezası alanların hak ihaline uğradığını ileri sürmüş, kimyasal silah yalanının ardında olduğunu da dile getirmiştir. Şerefli Türk hekimlerini hariç tutuyorum. Türk Tabipleri Birliği'nin başkan ve yöneticileri hakkında en ağır cezai işlemlerin tatbik ve temin edilerek bu birliğin kapısına kilit vurulmasını, doktorlarımızın bu kuruma mecburi üyelik şartlarının kaldırılarak özgürleşmelerini tarihi önemde addediyorum. Türk düşmanı bir birliğin başında Türk olamaz, Türk yazılamaz. Türk askerlerine hain ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela TTB Başkanı ile diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yakın yollardan birisidir. Zira tahammülümüz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır. TTB'nin tıpla, hekimlikle, sağlıkla uzaktan yakından ilgisi kalmamıştır."
DANIŞTAYI DA HEDEF ALDI
"Zillet ittifakının dış bağlantılı senaryoları, FETÖ'nün kumpasları, PKK'nın ve bölücü mihrakların iftiraları devam ederken, Danıştay 5. dairesinin FETÖ'den ihraç edilen 178 hakimi görevlerine iade kararı, üstelik faiz ilaveli tazminata hükmetmesi, yenilir yutulur bir şey değildir. Bu kararı milletimize hakaret sayıyoruz. 15 Temmuz'un rövanşını almak için müsait zaman kollayanlara boyun eğemeyiz, hoşgörü gösteremeyiz. Herkes aklını başını alsın. Türkiye'nin istiklalini ve istikbalini gerekirse can pahasına sonuna kadar müdafaa eder, bedeli neyse de seve seve katlanmasını biliriz."
MAHİR ÜNAL'A TEPKİ
"Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıllık Türk tarihinin ana güzergâhından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülemeyecek, asla gösterilemeyecektir. Yani Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir. Cumhuriyet’in Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyet’in anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir. Bugünkü Türkçe’mizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır, nihayetinde özgüven eksikliğidir." (HABER MERKEZİ)