Mithat Sancar: Gazetecilere yönelik operasyon muhalif basını susturma operasyonun parçası

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Cumhurbaşkanı adayı için "Nitelikleri belirledik. Kendi adayımız için de bu niteliklere uygun isim arayışını başlattık" dedi.

25 Ekim 2022 12:54
Son Güncellenme Tarihi: 25 Ekim 2022 13:54
Paylaş

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı adayında aradıkları nitelikleri sıralayan Sancar, "Nitelikleri belirledik. Adayın bu nitelikleri taşıması gerektiğini söylüyoruz. Kendi adayımız için de bu niteliklere uygun isim arayışını başlattık."

Konuşmasına Gezi tutuklulularının ailelerinin salonda olduğunu belirterek başlayan Sancar, "Gezi rehinelerini ve ailelerini yürekten selamlıyorum. Gezi davasında özgürlükleri aylardır gasbedilen sevgili arkadaşlarımız için hemen özgürlük, ülke için hemen adalet ve acil demokrasi taleplerini duyurmak için buradalar. Biz de bu sese ses olmaktan onur duyuyoruz" dedi.

"RANT YOLUNA KARŞI MÜCADELENİZ MÜCADELEMİZDİR"

ODTÜ bileşenlerinin ve Ankaralıların taleplerine de değinen Sancar, "ODTÜ ormanından geçmesi planlanan Bilkent-İnicek Bulvarı Çevre Yolu Bağlantısı Projesi'nin yani gerçek adıyla rant yolu projesinin ihalesinin iptalini istiyorlar. Ankara'nın şehir içinde kalan son ormanı, ODTÜ ormanı yok edilmek isteniyor. Bu mücadele de tam bu rant ve talan politikasına karşıdır. Sizlerle birlikteyiz, mücadeleniz mücadelemizdir" dedi.

GAZETECİLERE YÖNELİK OPERASYONA TEPKİ: "MUHALİF BASINI SUSTURMA PLANININ PARÇASI, İKTİDAR BASINA DARBE YAPIYOR"

Sabah saatlerinde Mezopotamya Ajansı ve JİNNEWS çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen ev baskınlarında gözaltına alınan gazetecilere değinen Sanar, şunları söyledi:

"Çok sayıda gazeteci gözaltına alındı. Baskın sırasında gazetecilere silah doğrultma, ters kelepçe yapma, yere yatırma gibi muamelelerde bulunulduğu da basına yansımakta. Sansür yasasının yürürlüğe girmesinin hemen ardından gerçekleşen bu operasyon tesadüf değil. Muhalif basını ve toplumu susturma planının bir parçasıdır bu. Halkın haber alma özgürlüğüne bir saldırıdır bu. İktidar seçimler yaklaştıkça toplumu susturmak, muhalifleri sindirmek için bu operasyona devam edecek dedik. Bunu biliyoruz. Ama hakikat mücadelesi karşısında başarılı olamayacaklarını da hep söyledik bir kez daha söylüyoruz. Bu iktidar darbeci bir iktidardır diyoruz. Siyasete darbe yapıyor, basına darbe yapıyor, emekçiye darbe yapıyor, hak arayanlara darbe yapıyor. Bundan daha kapsamlı bir darbeci zihniyet olur mu? Ama hiçbir darbeci zihniyet ve yönetim başarılı olamamıştır. Sadece toplumlara ağır bedeller yaşatmış ve ülkede büyük tahribatlar yaratarak çekip gitmiştir. Bu iktidarın sonu da böyle olacaktır. Bu ülkeye verdiği zararları önlemek bizim boynumuzun borcudur. Bizler tam da bu darbeci iktidara karşı ortak mücadeleyi büyüterek geleceği karanlıktan kurtaran, aydınlığa çıkaran yolun yolcularıyız. Bu yolda birlikte yürüyenler çoğalacak, başarı da mutlaka gelecektir."

"ORTAK ADAY FİKRİNE AÇIĞIZ" DEDİK

Sancar, konuşmasının devamında özetle şunları söyledi:

"Mücadele ortaklığıyla bu iktidara kaybetme korkusunu iliklerine kadar yaşatan da bizleriz. Ama partimizle ilgili spekülasyonlar da aynı hızda devam ediyor. Bu spekülasyonlar bazı çevrelerce tutkulu bir uğraş haline getirilmiştir. Biz ne dersek diyelim birçok çevre bizim ne dediğimize bakmak yerine adeta falcılığa soyunmuş. Kah cumhurbaşlanlığı seçimlerinde tutumumuzun ne olacağına dair senaryolar üretiyorlar, kah hangi adayı destekleyeceğimiz konusunda kehanetlerde bulunuyorlar.

Oysa biz tutumumuzu her vesileyle açıkça anlatıyoruz. Bunu en az iki yıldır yapıyoruz. Baktık anlamıyorlar, bir yazılı belge hazırlamaya karar verdik. Seçimlere ilişkin tutumumuzu içeren bir metni 27 Eylül 2021'de komuoyu ile paylaştık.

Burada seçim stratejimiz açıkça yer alıyor. Ne demiştik? Parlamento seçimleri için demokrasi ittifakı şiarıyla halklar ve barış ittifakı, kadın dayanışması ve ittifakı, ekoloji ittifakı anlayışı temelinde toplumsal ve siyasal muhalefet. Emek, kadın ve gençlik hareketleriyle en geniş birlikteliği ve ortak mücadele zeminini yaratma kararlılığımız var dedik. Bunun dışında parlamento seçimleri için herhangi bir ittifak içinde yer alma arayışımızın bulunmadığını da açıkça dile getirdik.

Diğer yandan ülkenin içinde bulunduğu sistemin niteliğinin de farkında olarak stratejimizin diğer ayağını inşa ettik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ve bu sistemi besleyen yapıları değiştirmek istiyoruz. Amacımız bütün kuvvetleri ve nihai karar yetkisini tek kişide birleştiren bu otoriter ve tekçi sistemin yerine güçlü demokrasinin, çoğulcu demokratik sistemin tesis edilmesini sağlamaktır dedik. Bu anlayışla cumhurbaşkanlığı seçimleri için de hangi yönetmi benimsediğimizi ilan ettik. Dedik ki ilkesel buluşmaların gerçekleşmesi, HDP seçmenlerinin ülkenin geleceğini belirleyici rolü nedeniyle son derece günceldir. İster HDP'li ister başka bir aday olsun, isimler yerine ilkelerin ve yöntemlerin tartışılmasının gerekli olduğu inancındayız dedik. Çünkü demokratik dönüşüm şahıslar aracılığıyla değil ilkeler ve yöntemler üzerinde müzakere ve mutabatla gerçekleşebilir. Seçilecek cumhurbaşkanı da rolünü ve işlevini ancak bu zeminde doğru şekilde yerine getirebilir. Geçiş süreci ilkelerini, siyasi sorumluluğumuzun gereği olarak duyuruyoruz dedik.

Basitçesi, doğrudan diyalog ve açık müzakere ile cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday fikrine açığız. Müzakere için önerdiğimiz başlıklar da ortada. Bu çerçevede siyasal muhalefete ve demokrasi güçlerine çağrı yapmış olduk. Bu çağrımıza karşılık bulamazsak dedik, diğer seçenekler üzerinde çalışmaya devam edeceğiz."

"ÖNERİMİZ HAK ETTİĞİ DERECEDE TARTIŞILMADI"

"Maalesef bu önerimiz hak ettiği derecede tartışılmadı. Ya özünden saptırıldı ya da kulak ardı edildi. Öneri ve çağrımızın karşılık bulmaması halinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kendi adayımızla girmemizin en önemli seçenek olarak gündemimizde yer aldığını sık sık hatırlatmak zorunda kaldık. Çağrımızı yaptıktan sonra çalışmaları devam ettirdik. İstişareler yaptık. Kurullarımızda tartışmalar yürütttük. Komisyonlar kurduk. Bu çalışmalar belli bir olgunluğa ulaştı. Dünkü MYK güdemimizin en önemli gündemi buydu. Bu toplantıda bu konuda geldiğimiz aşamayı halklarımızla paylaşma kararı aldık. Bu kararın birbirini tamamlayan iki boyutu var. Cumhurbaşkanlığı seçimi hayati önemde. Bunun farkındayız. Ama aynı zamanda demokratik sorumluluğu da dikkate alan, bunun gereklerini eksiksiz yerine getirmeye çalışan bir parti olarak hareket ediyoruz. "

"CUMHURBAŞKANI ADAYININ NİTELİKLERİ"

"Cumhurbaşkanı adayında aradığımız nitelikleri belirledik. Hatırlatalım:

  • Geçiş sürecinin gerekliliklerini yerine getirebilecek, demokratik dönüşümün önünü açabilecek bir aday profili çıkardık. Güçlü demokrasiden yana olacak. Sadece cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yerine parlamenter sistemi öyle ya da böyle geçirmenin yeterli olmadığını söylüyoruz. Yerel demokrasi ile tamamlanmış bir güçlü demokrasi talep ediyoruz. Parlamenter sistem talebimiz de bunun içinde yer alıyor.
  • Şüphesiz tarafsız ve bağımsız yargı da taleplerimiz arasında yer alıyor. Siyasi dava ve hükümlerin bütün neticeleriyle birlikte geçersiz kılınması talebimiz var. Bir cumhurbaşkanı adayı bunu taahhüt etmeli.
  • Kayyum rejimini değil halk iradesini tereddütsüz savunacak, bunun hayata geçmesi için de sorumluluk üstlenecek.
  • Kürt sorununda demokratik çözüme inanacak, bunun gereklerini yerine getireceğine dair samimi duruş sergileyecek ve tekrar sorumluluk üstlenmeye hazır olacak.
  • Dış politikada barışçı yolu izlemek böyle bir cumhurbaşkanı adayı için bizler için vazgeçilmez kriterlerdendir. 
  • Kadına özgürlük ve eşitlik vazgeçilmezimizdir.
  • Ekonomide adalet kapsamlı bir başlıktır. Sosyal adalet, adil paylaşım bu talebin talebidir.
  • Kamu yönetiminde liyakat da bir başlık.
  • Doğaya ve ekolojik sisteme saygılı ve duyarlı olmak da vazgeçilmez.
  • Gençler için özgür yaşam konusunda da sadece sloganlar değil somut programlar ve çok güçlü bir plan ortaya koymasını bekleriz. 
  • Bütün bunların sonucu da demokratik, çoğulcu, sivil bir anayasayı hedef olarak önüne koymak."

"KENDİ ADAYIMIZ İÇİN UYGUN İSİM ARAYIŞINI BAŞLATTIK"

"Biz bu nitelikleri belirledik. Adayın bu nitelikleri taşıması gerektiğini söylüyoruz. Kendi adayımız için de bu niteliklere uygun isim arayışını başlattık. Dünkü MYK toplantımızda aldığımız kararın ikinci boyutu budur. Yani bu niteliklere sahip bir aday çıkarmak için mekanizmalarımızın işleyişini hızlandırma ve çalışmalarımızı yoğunlaştırma. Şimdi bu yola girdik. Bu çalışmaları koordine etmek üzere bir kurul oluşturmuştuk. Tabanımızla buluşma, demokrasi çevreleriyle istişare, kurullarımızda tartışma. Bütün bunları şimdi artık kamuoyunun daha açık göreceği ve daha fazla bilgileneceği bir tarzda yapacağız. Kendi adayımızı çıkarma çalışmasını kamuoyunun bilgisi ve kontrolü, katılımı yönetmiyle yürüteceğiz."

"ADAY ÇALIŞMALARIMIZI EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI BÜNYESİNDE DE TARTIŞACAĞIZ"

"Bu arada demokrasi ittifakı hedefimiz çerçevesinde çalışmalarımızı da kesintisiz sürdürdük. Bunun ilk somut sonucu Emek ve Özgürlük İttifakı'nın ilanı oldu. Çok değer verdiğimiz, halkların heyecanla karşıladığı, etki gücünün büyük olduğuna inandığımız bu ittifak, çalışmalarımızın da artık en önemli yerinde duruyor. Bu şu demektir. Cumhurbaşkanı adayı çalışmalarımızı elbette ittifak bünyesinde de tartışacağız. Tartışma, istişare, görüşme de adayımızı belirleme yöntemimizin temellerindendir. Özcesi Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme mekanizmalarımız açık ve şeffaf bir tarzda çalışmalarına başlamıştır. Kim hangi tartışmayı yaparsa yapsın. Biz önümüze bakacağız."

 

"10-15 ÇOCUK LAFININ ALTINDA IRKÇILIK YATIYOR"

 

"AKP Genel Başkanı Diyarbakır’a gitti. Geçen bir televizyon programında söyledim ne bekliyorsunuz diye? Şapkadan tavşan çıkarması pek mümkün değil. Ortada tavşan yok, hepsi çalındı. Peki ne yapabilir? Bir tek şansı var onu deneyecek herhalde dedim. Şapkadan tavşan çıkartmak isteyecektir. Onu bile başaramadı. Zihniyetini aynen oradan da başka ifadelerle sürdürdü. Burada kendisinin grup konuşmasında 10-15 çocuk laflarının tesadüf olmadığını söylüyoruz. Tesadüf değil, bir zihniyetin devamı, bunun temelinde ırkçılık yatıyor. Nüfus mühendisliği diye tabir ediyoruz, çok kibar bulunuyor bu tabir doğrudur, kibar kaçıyor. Fakat nüfus mühendisliği modern Türkiye'nin şifresidir desek bu şifrenin anahtarının, kilitlerinin ne olduğunu biliyoruz. Kürt halkına yönelik bu politikaların tarihi eskidir. Sadece Kürt halkına değil bu ülkede başka halklara da aynı yöntemler uygulandı ve büyük acılar yaşatıldı. Bunun Kürt halkına hakaret olduğunu bizler biliyoruz. Gittiği Diyarbakır’da kendisine oy veren Kürtler dahil herkes biliyor. Onun için ne yapacağını şaşırmış, ne diyeceğini bilemez halde konuşmalar yapıyor."

"DİYARBAKIR CEZAEVİ'NDE YAŞANANLARIN MANTIĞINI İKTİDAR SÜRDÜRÜYOR"

"Diyarbakır Cezaevi'ni boşaltmakla övünüyorlar. Ama o cezaevinin inşa edilmesinin o cezaevinde yaşananların mantığını bu iktidar aynen sürdürüyor. Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi zaten boştu. Bu cezaevini kapatmakla, geçmişle yüzleşmiş olmuyorsunuz, sadece göz boyamış oluyorsunuz. Bir tek örnek vereceğim sembol olsun diye. O dönemde 5 No'lu Diyarbakır Cezaevi'nin o insanlık dışı uygulamalarından, vahşetinden, işkencelerinden en fazla nasibini alan arkadaşlarımızdan biri sevgili Gültan Kışanak’tır. Direndi o zalimlere, vicdansızlara boyun eğmedi Diyarbakır cezaevinde. Şimdi nerede Gültan Kışanak? Sizin yeni 5 No’lu Cezaevlerinizde. Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'ni kapatıyorsunuz, ama onun yerine ülkenin her yerini Diyarbakır cezaevine çevirdiler. Kandıra da Diyarbakır cezaevinden farklı değildir, Silivri de değildir, Edirne de değildir, Sincan da değildir. Siz burayı kapattım diyerek kimin gözünü boyayacağınızı düşünüyorsunuz? Aynı direniş ruhu o zaman 12 Eylül zihniyetine karşı nasıl ortaya konduysa, şimdi de sizin o darbeci zihniyeti devralan uygulamalarınıza ve politikalarına karşı sürüyor ve sürecek. Bunu böyle bilin."

"KİMSENİN SOYUNU SOPUNU BULMAK BENİM GÖREVİM DEĞİL"

"Girmeyi istediğim tercih ettiğim konulardan değildir. Kendi kimliğimizle, kökenimizle ilgili konuşmanın nereye varacağını bilmeniz, kontrol etmeniz kolay değil. Madem AKP Genel Başkanı sevgili Selahattin Demirtaş ve benimle ilgili kimliklerimiz üzerinden laflar söyledi, ona birkaç cümle etmeden olmaz. Bak, 2004’te yazdığım bir yazı. Önceleri de var. Onu ufak bir iki eklemeyle size aktaracağım. 2004’te ne olmuştu? Bu yazıyı hangi vesileyle yazmıştım. Üniversite öğrencileri üniversitelerde Kürtçe seçmeli ders olsun diye dilekçe veriyorlardı ve binlerce öğrenci sırf üniversitelerde anadilinin seçmeli ders olarak okutulması için dilekçe verdikleri gerekçesiyle gözaltına alındılar, yargılandılar, okullarından uzaklaştırıldılar, eğitim haklarından ve özgürlüklerinden mahrum bırakıldılar.

Benim o zaman yazdığım yazının iki versiyonu var. Uzun versiyonundan bir bölüm aktaracağım. Birincisi Kendi Olmayı Yasaklamak başlığını taşıyordu, diğeri de İkiz Kardeşin Anadil Dilekçesi başlığını taşıyordu. Okuyorum. Ben 3 dilde büyümüş ve bu nedenle kendini şanslı sayan insanlardanım. Arapça’yı annemden, Kürtçe’yi sokaktaki ikizimden ve ülkedeki bütün kardeşlerimle iletişimime imkan tanıyan Türkçe’yi de okulda öğrendim. Mardin’in kadim dillerinden Süryanice ve Ermenice’yi de öğrenmeyi çok isterdim ama ne yazık ki bir çocuk olarak sokağa çıktığımda bu halklar artık yok edilmişlerdi. Borcumu ödemek isterdim, becerememek benim kusurum olsun. Yani gidip kurs alabilirdim, uğraşabilirdim, böylece Mardin'in bu 5 büyük dilini öğrenmek isterdim ama 3 dili öğrenmiş olayım, yine de bu hüzünle şans sanıyorum. Gene de 3 dilde büyümüş olmanın değeri bakidir. Bunun bana neler kattığını düşündüğümü zevkle, uzun uzun anlatabilirim ama burası yeri değil. Yine de bunlardan birini o da Turgut Uyar’ın o büyük ozanın, şairin dizeleri dilimin ucunda olduğu ve bu yazıyı bütünlediği için paylaşmak istiyorum. Kimsenin soyunu sopunu bulmak görevim değil, kendi öykümü düzenlemek yetiyor bana. Yazıyı bununla bitirmiştim." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

AB'nin Türkiye'ye Rusya yaptırımları ziyaretleri sıklaştı: Kaynağı belirsiz paralar radarda

SONRAKİ HABER

Hemşire A.’yı evlilik teklifini reddedince vurmuş

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa